"Allah'ın verdiği canı Allah alır ama Menderes'in canını zalimler aldı"

Merhum Başbakan Adnan Menderes'le konuşup, şiir yazan Elife Paksoy:- "Menderes çok sevilen, güzel bir insandı. Pırıl pırıl bir yüzü vardı. Türkiye onun zamanında rahat etti ama maalesef çok çabuk gitti. Onu görüp, konuştuğum zaman yaptığım ikram ve hizmet
"Allah'ın verdiği canı Allah alır ama Menderes'in canını zalimler aldı"

İSTANBUL (AA) - AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Merhum Başbakan Adnan Menderes'le konuşup, şiir yazan Elife Paksoy (74), "Menderes çok sevilen, güzel bir insandı. Pırıl pırıl bir yüzü vardı. Türkiye onun zamanında rahat etti ama maalesef çok çabuk gitti. Onu görüp, konuştuğum zaman yaptığım ikram ve hizmete teşekkür etti. Bir süre sonra ilk gördüğüm anki şaşkınlığım geçti. İlk gördüğümde önemli bir insan olduğunu biliyordum, hepimiz biliyorduk. Cana yakın, çok iyi birisiydi. O kadar ki beni yanına çağırıp oturtan bir başbakandı." dedi.

Paksoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 57 yıl önce darbeciler tarafından idam edilen merhum Başbakan Adnan Menderes'in, başbakanlığı döneminde Kayseri ve ilçelerini ziyarete geldiğini belirterek, amcası muhtar olduğu için Menderes'i misafir olarak ağırladıklarını ve kendisiyle sohbet ettiğini söyledi.

Merhum başbakanın, Türkiye'nin sahip olduğu değerleri artırmak için büyük çabalar sarfettiğini anlatan Paksoy, "Menderes, Türkiye'nin başına geçmeden önce çarık giyiniyorduk, başa geçti siyah lastik ayakkabılar giydik. Türkiye onun zamanında çok güzel günler yaşadı. İlçe ve köyleri gezerken amcam muhtar olduğu için bize gelmişti. Rahmetliyle konuştuk, sohbet ettik. Çok iyi bir insandı, çok severdim." dedi.

Paksoy, dönemin başbakanını herkesin sevip, saygı duyduğunu aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Menderes çok sevilen, güzel bir insandı. Pırıl pırıl bir yüzü vardı. Türkiye onun zamanında rahat etti ama maalesef çok çabuk gitti. Onu görüp, konuştuğum zaman yaptığım ikram ve hizmete teşekkür etti. Bir süre sonra ilk gördüğüm anki şaşkınlığım geçti. İlk gördüğümde önemli bir insan olduğunu biliyordum, hepimiz biliyorduk. Cana yakın, çok iyi birisiydi. O kadar ki beni yanına çağırıp oturtan bir başbakandı, daha nasıl anlatayım? Rahmetli amcam, Menderes'i misafir edeceğimiz için kuzu kesti, biz de amcamın karısıyla güzel yemekler hazırladık. Yemekleri masaya dizdikten sonra dışarı çıktım. Başımda da pullu tülbentim vardı, tabii gençliğim de vardı. Yaşım 10 veya 16 arasındaydı. Amcamın gözünün bebeğiydim, beni çok sevdiği için hiç yanından ayırmazdı. Menderes, beni yanı çağırttırmış, önce girmek istemedim ama amcam 'Gel yavrum' deyince beraberce odaya girdik. Saçlarım çok uzundu, örgüyle toplardım. Rahmetli Menderes saçlarımı okşadı, 'Kurban olduğum Allah seni nazardan esirgesin' dedi. Benimle yaklaşık 15 dakika kadar sohbet etti."

- "Bazen Menderes'e yazdığım şiirleri söyleyip, ağlarım"

Paksoy, bu olaydan kısa bir süre sonra 27 Mayıs askeri darbesinin gerçekleştiğini belirterek, "Menderes ve arkadaşları yediler, içtiler ve gittiler. O zamanlar tarlada çalışırdık, yanımda arkadaşım vardı. Amcam kazaya gitmişti, ağlayarak geri geldi. 'Elif, yavrum ben duramayacağım daha' dedi. 'Amca ne oldu?' dedim, 'Menderes'i asmışlar' dedi. Ağladı, eve gitti. Herkes çok üzgündü." diye konuştu.

Tarlada çalışırken, merhum başbakanın vefat haberini aldıktan sonra hissettiği duygularla şiir yazdığını dile getiren Paksoy, şunları söyledi:

"Amcam Menderes'in idam edildiğini öğrendikten sonra çok üzüldü ve hastalandı. Menderes'in ardından onun gibi bir başbakan daha gelmedi. Hep yiyicilerdi. Menderes'e olan sevgim bambaşkaydı. Allah, onun mekanını cennet eylesin. Gidip de geri gelecek değil ki… Ama o cennetlik. Onun kaderi de öyleymiş. Rahmetli Menderes, bambaşka bir insandı, çok değerli ve sevilen birisiydi. Allah'ın verdiği canı Allah alır ama Menderes'in canını zalimler aldı. Menderes'in idam edildiğini öğrendiğim anda yanımızda kağıt-kalem vardı. Arkadaşımla şiir yazardık. Arkadaşıma 'Sen eline kalemi, defteri al, yaz' dedim. Ben söyledim, arkadaşım yazdı."

Paysoy, 10 kıtayı geçen bir şiir yazdığını belirterek, "Bayağı uzun bir şeyler yazdım ama şimdi hepsini hatırlayamıyorum, yaşım 74'e geldi artık. Bazen canım sıkıldığında oturup kendi kendime Menderes'e yazdığım şiirleri söyleyip, ağlarım. Hayatı çok çabuk sona erdi." dedi.

- "Darbeler eski dönemlerdeki gibi kolay gerçekleştirilemiyor"

Paksoy, Adnan Menderes'in idamından kısa bir süre sonra amcası, arkadaşı ve kendisinin mahkeme sürecinin başladığını söyleyerek, "Bizi mahkemeye verdiler. Kazaya gittik. Kazada sıramızı bekliyorduk, o zamanki soyadımla, Elife Şahin diye adımı okudular. Girdim içeri, başta oturan hakim, 'Neden bu şiiri yazdınız, İsmet Paşa'ya hakaret eder gibi?' dedi. Ben, 'Bu hakaret değil, bu bir şiir. İstiyorsan sana da okuyayım' dedim ve okudum. Bana, 'Tamam, bir daha başka bir yerde okuma bunları' dedi. Ailecek mahkemelerde epey uğraştık. Çevre köyler de öğrendi bu meseleyi ve 'İsmet Paşa'ya hakaret ettin' dediler halbuki hakaret etmemiştim." şeklinde konuştu.

Darbe öneminde sağ-sol kavgaları nedeniyle pek çok kişinin çeşitli acılar yaşadığını işaret eden Paksoy, şunları kaydetti:

"Menderes'in vefatından sonra biz Türkeşçi olduk. Onun için çok yürüyüşler yaptık, çok kavgalar oldu. Daha sonra ben Ankara Türközü'ne gittim, kiracı olarak. Orada solcular kapımızın önüne bomba koyup patlattılar. Bombayı atıyorlar, bana 'Oradan çık' diyorlardı ama nasıl çıkayım? Velhasıl pek çok sıkıntıların içinde kaldık."

Paksoy, "Artık darbeler eski dönemlerdeki gibi kolay gerçekleştirilemiyor. Eskiden çok fırsatları vardı. Sol görüştekiler ağırlıktaydı, sağ taraftakiler azınlıktı. Artık hepimiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı destekliyoruz. Erdoğan'ın seçim dönemlerinde yaptıklarını destekliyorum. O Allah'a yalvarıyor. Erdoğan'a yazarak da ilettim, 'Sen, Allah'a yalvarmaya devam et, Allah kendisine yalvaranı yarı yolda bırakmaz. Kazanacaksın.' dedim. Kazandıktan sonra bana yazarak teşekkür etti. Yani diyeceğim o ki artık eskisi gibi sol kesim güçlü değil." değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: