Altın, linyit, bakır… Konya’da yok yok! “Kaynaklarımıza sahip çıkalım”
Konya’nın yer altı kaynakları açısından Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden biri olduğunu belirten Doç. Dr. Alican Öztürk, “Yer altı ve yer üstü kaynaklarımıza sahip çıkmalıyız” dedi.
Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Alican Öztürk, Konya’nın maden potansiyeli üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.
Boksit, manyezit, kömür, linyit, kurşun, çinko, bakır ve altın gibi zengin yer altı kaynaklarıyla Konya’nın Türkiye’de ön plana çıktığını belirten Öztürk, bu değerlerin korunarak yerli firmalar tarafından değerlendirilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı.
‘KONYA ÖN PLANDA’
Konya’nın birçok kaynakta ön planda olduğunu ifade eden Öztürk, “Konya yer altı kaynakları bazında belli maden yatakları kısmında ön plana çıkıyor. Bunlardan birincisi boksit.
Hem fabrikası olan hem de rezerv bazında ciddi potansiyele sahip. Seydişehir Havzası’nda karşımıza çıkıyor. İkincisi manyezit, Konya’da ciddi şekilde potansiyeli ve fabrikası var. Türkiye’de önde gelen bölgelerden biri.
Beyşehir, Ilgın tarafında kömür potansiyeli, Karapınar’da yeni keşfedilen linyit potansiyeli Konya’yı ön plana çıkarmakta. Kurşun, çinko, bakır, altın da aynı şekilde.
Altın üretimi için İnlice bölgesinde üretim hazırlığı yapılıyor. Doğal yapı, endüstriyel ham maddeler, süs taşları, metalik maden yatakları ve kritik ham maddeler açısından Türkiye’nin çevre illerine göre en iyi durumda olan bölgelerden biridir.” diye aktardı.
‘KAYNAKLARIMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ’
Konya’daki yer altı ve yer üstü kaynaklarımıza sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Öztürk, “Madenlerin-taşların aranması, çıkarılması noktasında bir meslek düşünülüyorsa bu jeoloji mühendisliğidir.
İçerisinde farklı ana bilim dalları var. Jeoloji denince ilk akla gelen deprem, su gibi kısımlar oluyor ama daha birçok farklı dalı bulunmaktadır. Kaynaklarımızın aranmasında, bulunmasında, ekonomik boyutta değerlendirilmesinde önemli bir rolü bulunuyor.
Yerli ve milli kaynaklarımızı değerlendirmeliyiz. Konya firmalıları bu konularda daha ciddi yatırımlar yapabilir. Mermer için birçok çalışma var ama diğer madenler için çalışmalar genellikle şehir veya yurt dışından oluyor. Ama bu bölge bizim. Önceliğimiz Konya firmaları olmalı.
Ülkemizin bu konuda bir politikası olmalı diye düşünüyorum. Çünkü milli bir değer. Bu değerin farkına varmamız gerekiyor. Yer altı ve yer üstü kaynaklarımıza sahip çıkmalıyız. Tabiki bu süreçleri devam ettirirken başta canlılar olmak üzere çevremizi ve doğamızı da korumak zorundayız” şeklinde konuştu.
’50 YILLIK BİRİKİMİ OLAN BİR BÖLÜM’
Jeoloji mühendisliğinde okulun önemli bir bilgi birikimi olduğunu ifade eden Öztürk, “Konya Teknik Üniversite’mizde maden yatakları ve jeokimya kısmında potansiyelimiz oldukça yüksek. 50 yıllık bir bölüm.
Öğrencilerimiz her alanda uzman olarak yetişiyor. Devlet kurumlarında ve özel sektörde yer bulabiliyor. Mezun sayımız az olduğundan dolayı talep çok fazla. Öğrencilerimiz gelecekleri için tercihe edebilirler.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
