"Anadolu Dünya Dolu" programı

Başbakan Yardımcısı Akdağ:- "Cumhurbaşkanımızın bütün dünyaya ilan ettiği gibi dünyanın beşten daha büyük olduğunu bütün dünyaya haykırmaya devam edeceğiz. Kuşkusuz ki bugün Filistin’i açık hava hapishanesi haline getirenler, tarih önünde hesap vermeden v
"Anadolu Dünya Dolu" programı

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, "Cumhurbaşkanımızın bütün dünyaya ilan ettiği gibi dünyanın beşten daha büyük olduğunu bütün dünyaya haykırmaya devam edeceğiz. Kuşkusuz ki bugün Filistin’i açık hava hapishanesi haline getirenler tarih önünde hesap vermeden vicdanlar soğumayacaktır" dedi.

Akdağ, ATO Congresium'da Dünya Göçmenler Günü dolayısıyla AK Parti Genel Merkez Sosyal Politikalar Başkanlığı tarafından düzenlenen "Anadolu Dünya Dolu" programına katıldı.

Birleşmiş Milletler’in 18 Aralık tarihini "Dünya Göçmenler Günü" olarak ithaf ettiğini anımsatan Akdağ, bunun söylem olarak hoş geldiğini ancak fiiliyatta durumun malum olduğunu söyledi.

Akdağ, gün ilan etmekle mevcut sıkıntıların çözülmediğine işaret ederek, "Dünya üzerinde insani yardım sistemi maalesef etkin bir biçimde çalışmıyor. Son 30 yılda meydana gelen büyük krizlere, çatışmalara baktığımızda, istisnalar haricinde insani yardım operasyonlarının genellikle zayıf not aldığını, duyarsızlığın ve politik saiklerin, insan hayatına galebe çaldığını görüyoruz." diye konuştu.

Siyasi çıkarların insan hayatına tercih edildiği bir zaafiyet dönemi yaşandığına işaret eden Akdağ, "Bu zaafiyet dün Avrupa’nın orta yerinde Srebrenitsa’da, bugün Suriye krizinde, Filistin’de, Yemen’de, Arakan’da yaşanıyor. Dramın yaşandığı yerin adı değişse dahi dünya sisteminin olaylara müdahalede zayıf kaldığı ve iflas ettiği gerçeği maalesef hiç değişmiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Akdağ, Türkiye’nin tüm kardeşlerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın destekleriyle kucağını açtığını söyledi.

Suriye'de 2011'de başlayan iç savaşın çeşitli sebepleri bulunduğunu ancak temel sebebin halkına her türlü zulmü reva gören ve varlığını devam ettirmek için katliam yapmaktan çekinmeyen bir rejimin politikaları olduğunu söyleyen Akdağ, rejim karşısında Suriye halkının temel hak ve özgürlük taleplerinin, insanlık dışı saldırılarla cevap bulduğunu herkesin bildiğini ifade etti.

Akdağ, Türkiye’nin tarihine bakıldığında, birçok göç hareketinde mağdur insanlara ve mazlumlara kucak açtığının görüldüğünü bildirdi.

- "Kapımıza geleni çevirmemek geleneğimizde var"

Bulgaristan’dan 1989'da 300 bini aşkın soydaşın Türkiye’ye sığındığını ve Saddam rejiminden zulüm gören binlerce Kürt’ün Türkiye’de misafir edildiğini dile getiren Akdağ, son göç dalgasının ise Suriye’den geldiğini hatırlattı. Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsanlık tarihinde geriye doğru gittiğimizde de büyük göç hareketlerinin bizi doğrudan etkilediğine şahit oluyoruz. Mesela 1492 İspanya Yahudi Göçü. Kraliçe İzabel’in çıkardığı Elhamra Kararnamesi ile o güne kadar tabiri caizse sokaklarda yakalanıp öldürülen Yahudiler, büyük çoğunlukla Osmanlı İmparatorluğu'na sığındılar. Aynı sığınma Hitler döneminde de vuku buldu. Bugün bizim Kudüs’e olan ilgimiz elbette kendi inançlarımızla yakından alakalı ama bu ilgimizi sadece inanç zemininde değerlendirmek de doğru olmaz. Bizim geçmişimiz mazlumun kimliğini sormadan kucak açtığımız bir geçmiştir, böyle bir tarihe sahibiz. Yahudi, Müslüman, Türk, Arap, Kürt fark etmiyor. Tarih bazı medeniyetlere belli misyonlar yüklemiş durumdadır. Aziz Türk milletinin geleneği de kapısına gelen mazlumu geri çevirmemek olmuştur."

Herkesin anavatanında huzur içinde yaşamasını gönüllerin istediğini ancak çöken insani sistemin oluşturduğu girdabın bu imkanı ortadan kaldırdığına işaret eden Akdağ, "Türkiye'nin göçmenlere, sığınmacılara kucak açmasını, bugün bir devlet politikası olmasının yanı sıra gösterilen misafirperverliğe bakarak bir millet politikası olarak da niteleyebiliriz. Milletimiz ihtiyacı olan kardeşlerine kucak açmayı mükemmel bir biçimde yerine getiriyor, getirmeye devam ediyor." diye konuştu.

Milletten aldıkları güçle Suriye, Arakan, Filistin gibi ülkelerdeki gerçekleri haykırmaya devam edeceklerini dile getiren Akdağ, bunun her şeyden önce insanlığa karşı en önemli vazifeleri olduğunu ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Akdağ, "Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün dünyaya ilan ettiği gibi dünyanın beşten daha büyük olduğunu bütün dünyaya haykırmaya devam edeceğiz. Kuşkusuz ki bugün Filistin’i açık hava hapishanesi haline getirenler tarih önünde hesap vermeden vicdanlar soğumayacaktır." dedi.

Tarihte yaşadıkları coğrafyada sürgüne ve haksızlığa maruz bırakılan Yahudilerin 2. Dünya Savaşı sonrasında devlet sahibi olduklarını anımsatan Akdağ, şunları kaydetti:

"İsrail devletinin, Filistinlilerin yaşadığı toprakları her gün geçtikçe, her yıl geçtikçe genişleterek bir devlet sahibi olmasının yanı sıra bugün Filistinliler'e uyguladığı baskı ve zulüm politikaları, geçmişte Yahudilere reva görülen zulümlerin bir kopyası niteliğindedir. Halbuki İsrail'in geçmişte yaşadığı acılardan ötürü daha adil, daha demokratik ve daha çoğulcu bir tavır takınmasını bütün dünya beklerdi. Maalesef böyle olmadı, İsrail bugün uluslararası hukuk normlarını çiğnemekte ve üç din tarafından kutsal kabul edilen Kudüs'te fiili bir işgal durumu oluşturmaktadır. Buradan bir kez daha bu zulmü reva görenlere haykırıyoruz ki bu işgal ve zulme bir an önce son verin. Bu işgal ve zulme bir an önce son verilmesi için biz Türkiye Cumhuriyeti olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz."

Akdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelişmeler üzerine İslam İşbirliği Teşkilatı'nı toplantıya çağırdığını, yapılan toplantıda bütün ülkelerin Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olduğunu ilan ettiklerini ve zulme son verilmesi için dünyaya çağrıda bulunduklarını anımsattı.

AK Parti hükümetleri olarak sığınmacılar konusunda, milletin desteğini alarak dünyaya örnek olacak faaliyetlerde bulunduklarını vurgulayan Akdağ, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi, AFAD, TİKA, Türk Kızılay'ı ve diğer sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarının uluslararası kamuoyunda büyük takdir topladığını kaydetti.


Kaynak: