Asıl problem açgözlülük!

İslam’ın, karaborsacılık ve açgözlülüğü yasaklandığını belirten KTO Karatay Üniversitesi İslam İktisadi ve Finans Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Ergun, ticarettin kurallarını İslami açıdan ele aldı.
Asıl problem açgözlülük!

İslam’da ticaretin toplumsal fayda üzerine olması gerektiğine vurgu yapan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İslam İktisadi ve Finans Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Ergun, “İslam dini ilk yıllarından itibaren ticarete özel bir önem atfetmiş ve dürüst, güvenilir bir tüccarın peygamberler, şehitler ve Sıddıklarla birlikte olduğu bizzat efendimiz tarafından müjdelenmiştir” ifadelerini kullandı.

huseyin-ergun.jpg

‘İSLAM’DA AÇGÖZLÜLÜK YASAKLANMIŞTIR’

İslam’ın iktisat yaklaşımında toplum yararının dengelenmesi için karaborsacılık ve açgözlülük olarak tanımlanan tamahkârlık ve sahtekârlığın yasaklandığına dikkat çeken Hüseyin Ergun, “ Yaşadığımız krizler ve darboğazlar yaratılışımıza ve özümüze uygun bir hayat tarzı benimsemediğimiz için ve ayrıca bize dayatılan kapitalist üretim tüketim ilişkisinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanayi devrimi ile birlikte üretim tüketim ilişkilerinde bizlere verilen temel mesaj ihtiyaçların sınırsız olduğu buna karşı kaynakların kıt olduğu yaklaşımı olmuştur. Bu açıdan bakıldığı zaman ihtiyaçlarının sınırsız olduğunu düşünen ekonomik insan daha fazla kazanç elde etmek ve daha çok tüketim yapabilmek adına üretim araçlarını kullanmaya başlamış ve tamahkârlık olarak adlandırabileceğimiz mal sevgisi ve aç gözlülük zamanla normalleşmeye başlamıştır. Burada altını çizmek istediğim ana nokta mala olan düşkünlüğün ekonomik bir model olarak dayatılması olacaktır” şeklinde konuştu.

mg-5968.jpg

‘TEMEL PROBLEM SİSTEMİN KENDİSİDİR’

Post-pandemik krizin fiyatlar üzerinde enflasyon baskısını artırdığını ve finansa ulaşmada zorluklar yaşanmaya başlandığını aktaran Ergun, “Enflasyonun artması, satılan ürünün yerine yenisini koyma noktasında esnaf ve tüccarlara ciddi bir sıkıntı oluşturmuştur. Para arzının artması ve ülkelerin para basımını artırmalarıyla enflasyonist baskı toplumlarda kaygıyla karşılanmıştır. Kâr marjlarının düşmesinden endişe eden kimselerin fahiş fiyat artışları yoluyla bu sıkıntıyı bertaraf etmeye çalışması enflasyon üzerindeki baskıyı artırmış ve sistem adeta kısır döngüye girmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere temel problem sistemin kendisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Finansallaşan dünyada kapitalist üretim araçlarının kullanımı, yinelenen krizleri doğurmakta, bereket, kanaat, rızk, yardımlaşma, infak ve toplumsal fayda gibi kavramların yerini bireyselcilik, aç gözlülük, tamahkârlık gibi kavramlar doldurmaktadır” ifadelerine yer verdi.

isci.jpeg

‘TOPLUMSAL FAYDA GÖZ ÖNÜNDE TUTULMALI’

İslam’da belli bir kâr marjının olmadığına ve kâr marjını belirlerken toplumsal faydanın göz önünde tutulması gerektiğine vurgu yapan Ergun, şöyle konuştu: “Temelde serbest ticareti ve piyasa modelini benimseyen İslam, çeşitli mallara yüzde hesabıyla bir kâr haddi belirlememiştir. Burada esas olan konu aldanma ve aldatmaya girmeden, toplumsal faydanın göz önüne alınması olacaktır. Hz. Peygamber ve Hulefâ-i Râşidin genel olarak kendi devirlerinde piyasa fiyatlarına müdahale etmemişlerdir. Allah Resul’ünden Medine`de fiyatlar yükselince narh koyması istenmiş, o bu isteklere şöyle cevap vermiştir: "Fiyat tâyin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah’tır. Ben sizden hiç kimsenin mal ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle hakkını benden ister olduğu halde Rabbime kavuşmak istemem.” Peygamber efendimizin bu tutumu bize fiyatlar konusunda alıcı ve satıcının karşılıklı anlaşması ve rızasının önemini göstermektedir.”

‘TİCARİ İLİŞKİLERDE SAYGI VE İYİ NİYET OLMALI’

Ergun ticari ilişkilerdeki saygı ve iyi niyete dikkat çekerek, “Allah, müminler arasındaki ilişkileri bozan sui zan, tecessüs, dedikodu, gibi günahları zulüm olarak görmüş, tövbe etmeyenleri ciddi bir cezanın beklediğini haber vermiştir. Başka birinin bir lirasını almanın günah olduğunu bilen mümin bundan titizlikle kaçınırken, biraz sonra bir mümin kardeşinin şerefi, ırzı ile ilgili bir konuda hiç çekinmeden ileri geri konuşabilmektedir. Bugün Müslümanlara yakıştırılmaya çalışılan, şiddet yanlısı olma, insanlara kaba davranma, kadınları aşağılama, hayvanlara ve doğaya zarar vermek gibi davranışların Kur’an ve sünnet ile yakından uzaktan hiçbir alakası yoktur. Peygamberimizin insani ilişkilerindeki nezaket, dürüstlük ve emin olması, ticarette ve ticari ilişkilerde de kendisini göstermektedir. Müşteri ile olan ilişkilerin temelinde karşılıklı saygı ve iyi niyet olmalı ki, İslam dininin kesinlikle yasakladığı aldanma ve aldatma hadiseleri cereyan etmesin” cümlelerini kullandı.

155306-343967853.jpg

‘HELAL YOLDAN KAZANÇ HER MÜSLÜMANA FARZDIR’

Ergun, helal yoldan kazancın önemine dikkat çekti. Ergun şunların da altını çizdi: “İslam dini ilk yıllarından itibaren ticarete özel bir önem atfetmiş ve dürüst, güvenilir bir tüccarın peygamberler, şehitler ve Sıddıklarla birlikte olduğu bizzat efendimiz tarafından müjdelenmiştir. Güven unsurunun ortadan kalkması toplumda dejenerasyon ve çözülmeye yol açacaktır. Allah’ın bir ismi de Rezzak'tır. Bütün yaratılmışların rızkını veren O'dur. O'ndan başka rızık veren yoktur. Rızkımızın bizlere ulaşması için aradaki sebepler birer perdedir. Allah Teâlâ her canlıya takdir ettiği rızkı sebepler eliyle göndermektedir. Peygamber efendimiz, "Helâl yoldan kazanç aramak her Müslüman üzerine farzdır." buyurmuştur. Kazancın helal olması için öncelikle samimi bir gayret ve çalışma azmine ihtiyaç vardır. Günümüzde samimiyetle çalışma yerini kolay yoldan para kazanma hırsına bırakmakta, bu hırs da açgözlülük ve doyumsuzluk ile birlikte toplumsal sorunlara neden olabilmektedir.”

‘İSLAM TİCARETİ TEŞVİK EDİYOR’

İslam’ın, ticareti teşvik ettiğini ve ticarete büyük önem verdiğini belirten Ergun, ”İslam’ın kısa süre içerisinde büyük bir coğrafyada yankı bulması ticaretin ve tüccar sahabilerin eliyle olmuştur. Ticarette en önemli örnek, her anlamda olduğu gibi, peygamber efendimizdir. Peygamber efendimizin Hz. Hatice ile yapmış olduğu ticari anlaşma ve ortaklık modeli, İslam’ın ticarette en önemli örneklerinden bir tanesidir. Peygamber efendimizin Medine’ye hicreti ile İslam devletinin temelleri sistematik adımlar ile atılmıştır. Öncelikle mescit inşası ile başlayan sürecin en önemli adımlarından bir tanesi Medine Pazarı’nın kurulması olmuştur. Güçlü bir ticaret altyapısına sahip olan bölgede yeni bir Pazar kurmak, Müslümanlar için verilen önemli mesajlardan biridir. Pazar yerlerinden vergi alınmayarak, fiyat artışlarının ve haksız rekabetin önüne geçilmiş, kalite kontrol ve denetim mekanizmaları ile aldanma ve aldatma konusunda tedbirler alınmıştır. Hisbe teşkilatı ile Pazar yerlerinde mutad denetimler yapılarak Allah hakları ve kul hakları açısından düzenlemeler yapılmıştır” dedi.

ekran-alintisi.jpg

‘DAR BOĞAZIN TEMEL SEBEBİ: AÇGÖZLÜLÜK’

Günümüzde yaşanan dar boğazın ve ekonomik krizin temel sebeplerinden bir tanesinin aç gözlülük olduğuna değinen Ergun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fakat tek başına aç gözlülük değil aynı zamanda cehaletin de bu noktada çok önemli bir rolü vardır. Her basiretli tacirin, esnafın ve işletme sahibinin öncelikle ticaretle ilgili temel ilmihal bilgisine sahip olması, İslam iktisadı ve finans konusunda farkındalığının olması gerekmekte. Modern ekonomik sistemlerin dayattığı tüketim ve riskin transfer edildiği yaklaşım yerine riskin paylaşıldığı, sosyal dayanışmanın ve yardımlaşmanın ön plana çıkarıldığı bir yaklaşımın benimsenmesi gerekmektedir. Riskin paylaşılmadığı ve sadece transfer edildiği ekonomik sistemler, insanlar arasında sahtekârlığın ve tamahkârlığın artmasına, daha çok kazanmak için her yolun mubah görülmesine neden olacaktır.”

• SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ

 Muhabir