'Ayasofya'nın ibadete açılışında fethi yaşıyor gibiydik'
Ezan okuma Türkiye birincileri; Ayasofya Camii Müezzini Alpcan Çelik, Çamlıca Camii Müezzini Mustafa Alphayta ile Hüseyin Akbulut ve Üsküdar Çinili Camii Müezzini Dursun Şahin Konya’da 18 Ağustos Salı günü okudukları yatsı ezanıyla dinleyenleri mest etti. Ayosfoya’nın ibadete açıldığı gün adeta Hac atmosferi yaşadıklarını belirten Alpcan Çelik, “Cuma günü açılışta ezan okuduğumuz gün o an sanki Hac atmosferini bizlere yaşattı. Minareden insanların akın akın geldiğine şahitlik ettik. Sanki Osmanlı, Selçuklu dönemlerini, Fatih’in fethettiği o dönemi yaşıyor gibi hissettik” ifadelerini kullandı.
Konya’da 18 Ağustos Salı akşamı okunan yatsı ezanı dinleyenleri adeta mest etti. Bir dizi program için Konya’ya gelen ezan okuma Türkiye birincileri; Ayasofya Camii Müezzini Alpcan Çelik, Çamlıca Camii Müezzini Mustafa Alphayta ile Hüseyin Akbulut ve Üsküdar Çinili Camii Müezzini Dursun Şahin Hocaların okuduğu dörtlü ezan, şehirde ilgiyle dinlenildi. Konya’da dörtlü ezanı duyan vatandaşların trafikte seyir halindeyken araçlarını durdurduğu ve ezan bitene kadar hareket etmediği öğrenildi. İki günlük program için şehre gelen Alpcan Çelik, Mustafa Alphayta, Hüseyin Akbulut ve Dursun Şahin, Gazetemiz Yeni Haber’e değerlendirmelerde bulundu.
‘FATİH’İN FETHETTİĞİ DÖNEMİ YAŞIYOR GİBİYDİK’
Ayasofya-i Kebîr Cami-i’nin ibadete açılmasıyla Hac atmosferi yaşadıklarını dile getiren Müezzin Alpcan Çelik, “Cuma günü açılışta ezan okuduğumuz gün o atmosfer sanki Haccı bizlere yaşattı. Minareden insanların akın akın geldiğine şahitlik ettik. Herkesin bir anda namaza durduğunu gördük. Bu sene pandemi dolayısıyla Hac olmadı. Sanki Cenab-ı Hak Ayasofya’ya bir Hac nasip etti. İnşallah oraya gelen her kardeşimiz bir Hac sevabı almıştır. Bu görevin bize verilmesi de gurur vericidir. 4 ayrı minareden ezanı okuduk. Eski zamanlarda da zaten mikrofon ve hoparlör sistemi olmadığı için 4 ayrı müezzin şerefelerden ezan okurmuş. Sanki Osmanlı, Selçuklu dönemlerini, Fatih’in fethettiği o dönemi yaşıyor gibi hissettik” ifadelerini kullandı.
‘İNSANLAR AKIN AKIN GELİYOR’
Ayasofya’da yoğunluğun artarak devam ettiğini belirten Alpcan Çelik, “Ezanı Sultan Ahmet Camii’yle karşılıklı okumaktayız. Ezanın Ayasofya’dan başlayıp Sultan Ahmet’ten devam etmesi, sanki bir çağın kapanıp başka bir çağın açılması gibi oluyor. 5 vakit camimiz dolu oluyor. İnsanlar akın akın geliyor. Hatta insanlar dışarıda namazlarını eda ediyorlar. Namaz bittikten sonra da dezenfekte çalışması, temizlik çalışması yapılıyor. Bu sürede yaklaşık 25 dakika kimse içeri alınmıyor ve işlem tamamlandıktan sonra tekrar açılıyor. Sonra yeniden akın akın insanlar geliyor. Özellikle hafta sonları insanlar yer bulmakta zorlanıyorlar. Bunun için ne kadar şükretsek azdır diye düşünüyorum” dedi.
‘BÜTÜN İNSANLIĞI AYASOFYA’YA BEKLİYORUZ’
Ayasofya Camii’nin 24 saat ziyarete ve ibadete açık olduğunu vurgulayan Alpcan Çelik, “Birçok insan ‘Burada namaz kılmak benim hayalimdi’ diyor. Bazı insanlar müzeyken girmedikleri Ayasofya’ya Cami olduktan sonra girdikleri için de şükrediyorlar. Mihrapta Hac ayetleri yazıyor. ‘Kâbe’ye akın akın koşun’ diye Cenab-ı Hak buyuruyor. Hac ayına denk gelmesiyle o ayetlerin de Ayasofya Camiinin mihrabında olması, orada o gün Haccı yaşatmış gibi bir atmosfer verdi. Hakk’ın insanlar üzerinde bir mucizesi oldu. Bütün insanlığı Ayasofya’ya bekliyoruz. Sadece Müslümanlara değil, farklı din mensuplarına da camimiz 24 saat açıktır. Gelip ziyaret edebilirler. Rabbimize sonsuz şükürler olsun diye dua ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘BİZ KONYA’YI SEVDİK, KONYA DA BİZİ SEVDİ’
Konya’ya daha sık gelmek istediklerini ve burada bulunmaktan hoşnut olduklarını dile getiren Alpcan Çelik, “Konya, Selçuklu’nun başkentidir. Biz Konya’yı çok seviyoruz. Burada her yer tarih. Bu ikinci gelişimiz. Peygamberimizin şöyle bir ifadesi bulunmaktadır; Uhud Müslümanları sever, Müslümanlar da bizi sever. Konya’da Sille’ye gittik. Burası bana Uhud dağını andırdı. Bizler Konya’yı çok sevdik. Konya’nın da bizi sevdiğini düşünüyoruz. İnşallah sık sık Konya’yla hemhal olacağız. Tüm Konya’yı Ayasofya Camii’ne bekliyoruz” dedi.
‘ÇAMLICA’DA EZAN OKUMAK GURUR VERİCİDİR’
Üsküdar’da bulunan Çamlıca Camii’de ezan okumaktan dolayı büyük bir şeref duyduğunu söyleyen Müezzin Hüseyin Akbulut, “Çamlıca Camii’nde görev yapmak her kula nasip olmayacak bir lütuftur diye düşünüyorum. Bu göreve bizleri layık gören büyüklerimizden Allah razı olsun. Cenab-ı Mevla bizlere de bu bilinçle layıkıyla görev yapmayı nasip eylesin inşallah. Çamlıca’da ezan okumak, müezzinlik yapmak gurur vericidir. Aslen Tokat Erbağlıyım ve daha 5-6 yıl önce orada görev yaparken hayal bile edemeyeceğim bir noktaya geldim. Bu beni kibre sevk etmesin diye dua ediyorum. Bir anda böyle büyük yerlere gelmek insanı şaşırtabiliyor. O yüzden görevime dikkat etmeye çalışıyorum. Çamlıca Camii’nde görev yapmaktan dolayı son derece mutluyum. İmam Hatiplerimiz, değerli hocalarımız, değerli müezzin arkadaşlarımızla birlikte çok iyi bir uyum sağladık” ifadelerini kullandı.
‘AYASOFYA’YLA ÇAMLICA’DAKİ YOĞUNLUK DA ARTTI’
Ayasofya’nın ibadete açılmasıyla Çamlıca Camii’ndeki yoğunluğun da arttığını belirten Hüseyin Akbulut, “Çamlıca Camii’miz açıldığı günden bu yana cemaat sayısında sürekli artış olmuştur. Tabi pandemi sürecinde her camide olduğu gibi bizim camimiz de biraz garip kaldı ama Ayasofya Camii’nin açılmasıyla birlikte o coşku bizim camimize de yansıdı. Oraya ziyarete gelen vatandaşlar Çamlıca’ya da uğruyorlar. Elhamdülillah baya bir yoğunluk var. Güzel bir şekilde gidiyor. Yurt içinden yurt içinden turlarla gelen yerli ve yabancı çok sayıda ziyaretçi geliyor ve mutlu oluyoruz. Her misafirimize camimizi tanıtmaya çalışıyoruz. Memnun oluyorlar. Yapana, yaptırana, vesile olan herkese dua ediyorlar. Konya’ya ilk kez geliyorum. Çok memnun kaldık. İnsanların misafirperver olmaları bizleri etkiledi. Herkesten Allah razı olsun” dedi.
‘ZİYARETÇİLER ÇİNİLİ CAMİİ’MİZE HAYRAN KALIYOR’
Üsküdar’da bulunan ve külliye şeklinde olan Çinili Camii’nin ziyaretçilere kendisini hayran bıraktığını dile getiren Müezzin Dursun Şahin, “Çinili Camii’miz 1640 yılında Kösem Sultan tarafından Mimar Kasım Ağa’ya yaptırılmıştır. ‘Çinili’ ismi de çinilerden gelmektedir. İkinci camların altına kadar Kütahya çinileriyle kaplı bir camimiz vardır. Çok büyük değildir ve mescit şeklinde yapılmıştır. Ama külliyesiyle beraber 3 dönüm arazinin üzerine kurulmuştur. Camiinin yanında medresesi, medresenin önünde çeşmesi, hamamı, kütüphanesiyle ve geniş alanıyla bir külliye şeklinde tasarlanmıştır. İnsanlar namaz kılmak için geldiklerinde abdestlerini aldıktan sonra dinlenecekleri üzüm asmalarımızın altında oturma alanlarımız bulunmaktadır. Camimiz tarihi olduğu için çok sayıda turist ağırlamaktayız. Kapıyı açıyoruz ve içeriyi gördüklerinde acayip şekilde etkilenmektedirler. Çinilere dokunuyorlar ve inceleyip fotoğraflıyorlar. Hipnotize oluyorlar. Orada namaz kılmak da çok ayrı bir duygudur. Ben Çinili Camii’ye atanalı 11 yıl oldu. Her vakti daha ilk atanmış heyecanıyla giriyorum” şeklinde konuştu.
‘İYİ OKUMAK İÇİN MUSİKİDE DE İLERLEMEK GEREKİYOR’
Müezzinlik yolunda ilerleyen gençlere ‘musiki’ tavsiyesinde bulunan Dursun Şahin, “Müezzinlik serüveni Kur’an Kurslarında başlamaktadır. İlkokul bittikten sonra gidilen Kur’an Kurslarında 1-2 yıl eğitim verilmektedir. Kur’an-ı Kerim’i ezberlerken aynı zamanda musikide de ilerlemeleri gerekiyor. Müziği de öğrenmeleri lazım ki, okurken nağme çokluğuna hâkim olabilsinler. Hafızlık yapan arkadaşların müziği de öğrenmeleri gerektiğini düşünüyorum. Daha sonra İmam Hatip serüveni başlıyor. Orada güzel bir altyapı oluşuyor. Sonra İlahiyat Fakültesi zamanı geliyor ve daha sonra göreve başlıyorsunuz. Ama asıl o zaman hayat başlıyor. O zaman öğrenme yeniden başlıyor. 3-5 yıl acemilik döneminde çok şey öğreniyorsunuz. Çoğu zaman öğrenmek de dinlemeden geçmektedir. Kulağınız sağlamsa eğer dinleyerek birçok şeyi öğrenirsiniz. Müezzinlik yolunda ilerleyen arkadaşlara tavsiyem, iyi bir dinleyici olmaları ve yaptıkları görevi aşkla, şevkle yapmaları yönünde olacaktır” diye konuştu.
‘AŞKIMIZI İCRA EDİYORUZ’
‘Bizim yaptığımız iş değil aşktır’ diyen Dursun Şahin, “Bir insan mesleğine âşıksa o alanda kendini geliştirir ve öncü olur. Bir işi sevmezseniz o işte profesyonel olamazsınız. Ezan okurken o aşkla okuduğunuz zaman sizi etkiliyor. İnsanlar oturuyorlar ve dinliyorlar. Sizin içinizdeki aşka yapılan şey önce size sonra karşıya yansıyor. Bu çok mutlu edici bir durumdur” dedi. Konya’yı hep sevdiğini ve buradan her zaman mutlu ayrıldığını dile getiren Dursun Şahin, “Konya’ya ben çok kez geldim. Fakat Konya’nınki kadar sıcak insanları yalnızca Maraş’ta görmüştüm. İnsanlar çok misafirperver ve güler yüzlü. Kötü niyetli insanlara hiç denk gelmedim. Bütün Konyalı kardeşlerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
‘HER SEFERİNDE AYNI ÖZENLE OKUMAKTAYIZ’
Ezan okurken her seferinde aynı hassasiyet ve özeni gösterdiklerini kaydeden Çamlıca Camii Müezzini Mustafa Alphayta ise, “Sadece Çamlıca’da değil, mahalle camilerinde görev yaparken de ezan okuduğumuzda aynı aşkı hissediyorum. Belki de etkileyiciliği o yüzden yüksek olmaktadır. Her okuduğumuz ezanı özenerek okumaktayız. Okuduğumuz ezanlar ve imamlarımızın okuduğu Kuran-Kerim vesilesiyle hidayete eren çok sayıda kişi oldu. Genelde Rusların hidayete ermelerine vesile olduk. Bununla gurur duyuyoruz” diye konuştu. Konya’nın yüksek maneviyatlı bir şehir olduğuna dikkat çeken Mustafa Alpaydın sözlerini şu şekilde tamamladı; “Konya’ya ilk defa geldim. Maneviyatı yüksek bir şehir. Özellikle Mevlana Hazretlerini ziyaret ettik. Çok memnun olduk.”
Konuşmalarını teşekkürle tamamlayan Ayasofya Camii Müezzini Alpcan Çelik, Çamlıca Camii Müezzini Mustafa Alphayta ile Hüseyin Akbulut ve Üsküdar Çinili Camii Müezzini Dursun Şahin, “Ezan davetine vesile olduğu için Konya İl Müftümüz Ahmet Poçanoğlu hocamız önderliğinde tüm Konya din görevlilerine teşekkür ediyoruz. Ayrıca Konya’da yanımızda bulunarak ziyaretlerimize eşlik eden Muhammed Polat ve Mustafa İbalı beylere de teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER GAZETESİ
