Bahçeli, MHP TBMM Grup toplantısında konuştu: (3)

"Ha HDP ha CHP ha Serok ha Babacan, alayı birdir, hepsi aynı alçak ve karanlık yolun yolcularıdır" - "Bizim Viyana Büyükelçiliğine atanan şahısla ilgili ortak hiçbir noktamız yoktur. Geldiği yer bellidir, hüviyeti bellidir, mazisi bellidir. Sorumluluk elb
Bahçeli, MHP TBMM Grup toplantısında konuştu: (3)

TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Ha HDP ha CHP ha Serok ha Babacan, alayı birdir, hepsi aynı alçak ve karanlık yolun yolcularıdır." dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, hafta sonunda "PKK’nın yan kolu, Kandil'in siyaset ucubesi" HDP’nin, 4. Büyük Olağan Kongresi'ni yaptığını anımsattı. "Yaşanan rezilliklerin, izleyen her vicdan sahibini rahatsız ettiğini" ifade eden Bahçeli, "Üstü HDP, altı PKK olan bu kongre ortamında, İstiklal Marşı okunmamış, sözde devrim şehitleri kılıfıyla teröristlere saygı duruşunda bulunulmuştur. Alçaklık bununla sınırlı kalmamış, bebek katili lehine sloganlar atılmıştır. Malum bir eş başkan da kurucu meclis çağrısı yaparak tüm kimlik ve inançların kendisini güvende hissedeceği bir anayasadan bahsetmiştir." diye konuştu.

Üzerinde durulması gereken diğer bir noktanın CHP'nin "Serok partisinin, bölücü kongreye üst düzey temsilci göndermesi; parti kurup kurmayacağı, ha bugün kurdu, ha yarın kuruyor hikayesiyle taktik manevralar yapan eski bir bakanın mesaj iletmesi" olduğunu belirten Bahçeli, "Demek ki Gezi kalkışmasıyla örtülü olarak Soros çocuklarıyla gurur duyan eski Cumhurbaşkanı'ndan onay almıştır. Demek ki HDP'nin CHP'ye yönelik 'Cesur olun, kuytuda buluşmayalım, kapalı kapılar arkasında el ele gezmeyelim, siyasi nikahımızı uluorta ilan edelim' dayatması karşılık bulmuştur." değerlendirmesini yaptı.

- "Siyasette üçüncü bir blok arayışı değil, vatana ihanettir"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, şöyle devam etti:

"Kılıçdaroğlu, ölü teröristlere nasıl saygı duruşunda bulunduklarını açıklayacak yüreğe sahip midir? İstiklal Marşı'nın neden okunmadığını, bunu nasıl sineye çektiklerini Türk milletine anlatacak cesaret ve basirete haiz midir? Sorosçuların dümen suyuna girmiş İP'in, bu olan biten iğrençliklere diyecek bir şeyi var mıdır? Serok Ahmet'in PKK özlemi, Babacan'ın HDP sevdası, Kılıçdaroğlu'nun bölücülük merakı, siyasette üçüncü bir blok arayışı falan değil, düpedüz vatana ihanettir. HDP'li Temelsiz, 'Halklarımızı AKP-MHP faşizminden kurtarmak ve üçüncü yolu örgütleyerek demokratik iktidarımızı kuracağız.' diyor. Hıyanet kadrosunun üçüncü yolu uçurumun dibidir, Türkiye düşmanlarının ana kucağıdır. Bunlardan bırakınız iktidar olmayı ne köy olur ne de kasaba. Cumhuriyet savcıları HDP'nin bölücü kongresi hakkında mutlaka cezai takibata başlamalı, gecikmeksizin soruşturma açmalıdır. Türkiye muz cumhuriyeti değildir, çadır devleti değildir, etnik koalisyonun mecmusu değildir. Herkes aklını başına alsın, bu ülke sahipsiz ve savunmasız değildir. HDP, 'Türksüz anayasa' diyor, aynı şeyi CHP de istiyor. HDP 'demokrasi ittifakı' diyor, aynı tekerlemeyi CHP de söylüyor. HDP 'PKK/YPG 'diyor, aynı çıkmazda CHP de patinaj yapıyor. Ha HDP ha CHP ha Serok ha Babacan, alayı birdir, hepsi aynı alçak ve karanlık yolun yolcularıdır. Bunlara karşı Cumhur İttifakı da Türk milletinin bayraklaşmış ve anıtlaşmış iradesidir.

Zillete düşmüş siyasi çürümüşlerin akıl hocaları zalimlerdir, emperyalistlerdir, 'Rand'çılardır, Sorosçulardır, kuzenleri Osman Kavalı'dır, FETÖ'cülerdir, Gezicilerdir, 6-7 Ekim olaylarının senaristleridir. Bunlar kirli üst aklın figüranlarıdır, bizim aklımız da tarihi Türk aklıdır, büyük Türkiye vizyonudur. Koronavirüs neyse bunlar aynısıdır. Bu virüs nedeniyle İran sınırımız geçici olarak kapatılmıştır, siyasi zillet kafilesine de Türk milleti gönlünü hepten kapatmıştır. CHP'nin bir genel başkan yardımcısı diyor ki 'Millet olarak askerlerimizin nasıl şehit olduğunu bilmek istiyoruz.' Sen kim, millet kim? CHP'nin çok konuşan bu sözcüsüne diyorum ki kitaptan araştırayım diyorsan, hemen Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde inşa edilen, takdir ve tebrik ettiğimiz muazzam Millet Kütüphanesine gidip kitapları karıştırabilirsin. Belki bir şeyler öğrenirsin, bir hakkı da Sayın Cumhurbaşkanı'na teslim edersin. Her kitabın bir alim, her alimin de bir medeniyet olduğunu belki özümsersin. Oraya gitmeye gözün kesmiyorsa tavsiyem, bu soruyu hükümete sorma, ya git silah tutup mücadele ederek yerinde müşahede et, ya da HDP'li kardeşlerine bir zahmet müracaat edip öğrenmeyi dene. Çünkü şehitlerimizin katilleri yanı başınızdadır, görüş menzilinizdedir, hemen kol mesafenizdedir."

- "Buna alet olan arkadaşlarımız..."

MHP'nin TBMM’de denge ve denetleme görevini üstlendiğini, hükümet ortağı olmadığını, Türkiye’nin yönetiminde siyasi sorumluluğunun da bulunmadığını aktaran Bahçeli, idari tasarrufların tamamıyla hükümetin tekelinde olduğunu dile getirdi. Viyana'ya büyükelçi atamasının kamuoyuna yansımasıyla büyük bir eleştiri sağanağının başladığını; MHP'yi itibarsızlaştırmak, Cumhur İttifakı'nı baltalamak için ahlaksız bir sürecin devreye alındığını dile getiren Devlet Bahçeli, Avusturya Cumhuriyeti'ne görevlendirilen büyükelçinin, "bir ülkücü katili olduğu" iddiasının yaygın bir şekilde gündeme taşındığını hatırlattı.

Bahçeli, "Ancak merhum şehidimiz Mustafa Erol'un katilinin kim ya da kimler olduğu belgeli, berrak ve resmi olarak tam bilinmeden, hatta mahkeme tutanakları iddiaları doğrulamazken, sosyal medyada provokasyon yapan, pusu kuran, ajitasyona yeltenen, bize dava öğretmeye, şehitlerimizi hatırlatmaya, MHP'yi yargılamaya çalışan art niyetli kişilerin varlığı da teker teker açığa çıkmıştır." diye konuştu.

"Say desem beş şehidimizin ismini ve bunların katillerini tereddütsüz sayamayacak olanların fitne ateşini tutuşturmaları namertlik ve sahtekarlıktır." diyen Bahçeli, "Şehidimizin şühedamızın hakkını hukukunu korumak bizim için namus meselesidir. Bu konuda hiç kimseden öğrenecek bir şeyimiz yoktur. Herkes işine bakmalıdır. Fakat bunun üzerinden istismara yeltenip MHP'yi töhmet altında bırakmaya, suçlamaya, karalamaya, sanki katil bulunmuş da buna göz yumuyormuşuz gibi bir algı oluşturmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Buna alet olan arkadaşlarımız da karanlık kampanyayı servis etmişlerdir." değerlendirmesinde bulundu.

-"Bize sosyal medya yolcusu değil davanın hancısı lazım"

Bahçeli, şunları kaydetti:

"Bizim Viyana Büyükelçiliğine atanan şahısla ilgili ortak hiçbir noktamız yoktur. Geldiği yer bellidir, hüviyeti bellidir, mazisi bellidir. Sorumluluk elbette hükümetindir. Bu atamayı maske yaparak Cumhur İttifakı'na husumet kusanlar, bilip bilmeden, partimizin resmi görüşü teşekkül etmeden akıntıya kapılanlar yanlış yapmışlar, ters köşeye yatmışlardır. Üzülerek ifade etmeliyim ki bu tuzağa bazı milletvekillerimizin ve parti yöneticilerimizin düşmesi de hazin ve ibretlik bir vakıadır. Biz şehidi de biliriz, katili de biliriz. Söyleyeceğimiz sözü de biliriz, atacağımız taşı da biz seçeriz. İplisinin ipsizinin, arlısının arzısının, MHP'ye kefen biçenin, döneğinin devşirilmişinin, ülkücüye kem gözle bakanın, çakalının çukalının, çıkarcının yardakçının, mikser gibi karıştırıcıların yalan, iftira ve aldatmalarına itibar etmek bizim kitabımızda yazmaz, yazamaz, yazmayacaktır. MHP'ye sosyal medyadan istikamet çizilemez.

Bize sosyal medya yolcusu değil, davanın hancısı lazımdır, bu ayrımı da yapmak tarihe, şühedaya, Türklüğün vicdanına karşı mükellefiyet ve mesuliyetimizdir. Siyasi irademizi, davamızın ilke ve istikbalini çöplüğe dönen, beşinci sınıf dedikodu mekanından farksız olan sosyal medya belirleyemez. Dilerdim ki asılsız haberlerin peşine düşen bazı arkadaşlarımız partimize ve davamıza saldırılar olurken de aynı hassasiyet içinde hareket edebilselerdi. Sosyal medya cengaverlerine ve görevli Twitter, Facebook nöbetçilerine değil dava adamlarına, şehidinin ve gazisinin hakkını adam gibi temsil edenlere, üstlendiği görevleri şuurla yerine getiren ülkü arkadaşlarımıza ihtiyaç vardır. Gerisi fuzuli laf kalabalığıdır. Kuyuya taş atıp arkasından baktıranların kimler olduğunu biliyoruz. Biz bu bulanık kuyudan su içmeyiz, içilmesini hoş görmeyiz, gereğini de vakti saati geldiğinde kararlılıkla yaparız. Milletvekili arkadaşlarımın daha hassas, daha dikkatli, daha uyanık, daha ferasetle hareketleri elzemdir, sosyal medya oyunlarına gelmemeleri, ricam ve talimatımdır."

Bahçeli, koronavirüs tehdidine karşı canla başla mücadele eden, teyakkuzda bulunan, bu çerçevede seferberlik ilan etmiş gibi duruş gösteren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve ekibini tebrik ettiğini söyledi.

Bahçeli, 20 Şubat’ta Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Millet Kütüphanesi'nin açılışına şahit olmaktan gurur duyduğunu, bu muhteşem eseri Türkiye’ye kazandıran, kitap sevgisini aşılamak için gayret gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ettiğini de sözlerine ekledi.

(Bitti)

Kaynak: