Bakliyatta fırsatçılık

Bakliyat tüketiminin fazlalaşmasıyla, fırsatçılar devreye girdi. Tüm masraflar eklendiğinde ve ambalajlanmış şekilde 5 lira olan bir nohutun marketlerde 11 liraya satıldığını söyleyen Emin Gül, “Bunun hiçbir açıklaması yok. Devletimizin, marketlerin alış ve satış fiyatlarını kontrol etmesi gerekiyor. Fırsatçılık yapılıyor." dedi
Bakliyatta fırsatçılık

Her marketin aldığı fiyatın üstüne yüzde 50 kar marjı koyduğunu belirten Gül, “Bizim gibi firmaların nohudu paketlenmiş şekilde marketlere satış fiyatları, 5 lira bandındadır. Bu ürün 10 firmanın 9’unda 5 liraya satılıyorsa bir tane firma da 7-8 liraya satıyordur. Marka değeri vardır. Onun kâr marjı da yüksektir.  Bunda sıkıntı yoktur ama piyasada nohut ağırlık olarak paketlenmiş bir şekilde 5 liraya satılıyor” ifadelerini kullandı.

bakliyatta-firsatcilik-yapiliyor-emin-gul.JPG

‘KONYA’DA HATIRI SAYILIR ÜRETİM YAPILIYOR’

Konya’nın bakliyat üretiminde hatırı sayılır bir üretim yaptığını belirten Gül, “Türkiye’de 2019 yılında nohutta yeteri kadar üretim yaptık. Nohudun İhracatını da yaptık. Kırmızı mercimekte, normal tükettiğimizden çok az bir seviyede üretim yaptık. Yani ürettiğimiz mercimek tüketimimizi karşılamadı. Pirinç de yeterli seviyede üretim ve tüketimimizi karşıladı. Fasulyede ise; bu sene tüketimimiz, üretimimizden daha fazlaydı. Ana başlıklar bunlar ama genel olarak bakliyatta son iki yıldır bir artış var. Önümüzdeki sene bu artışın daha da fazla olacağını düşünüyoruz. Konya topraklarında pirinç yetişmiyor. Ağırlıklı olarak Konya bölgesinde yetişen bakliyat ürünlerimiz; yeşil mercimek, fasulye ve nohuttur. Konya bölgesinin üretim noktasını Türkiye bandında ele alırsak, şuanda fasulyedir, nohuttur, yeşil mercimektir hatırı sayılır bir üretim yapıyor. Üretim haricinde de İç Anadolu bölgesinden çıkan bakliyatlar lezzet açısından da diğer bölgelerimize nazaran bir adım öndedir” şeklinde konuştu.

bakliyatta-firsatcilik-yapiliyor-1.jpg

‘HAKSIZ BİR REKABET ORTAYA ÇIKIYOR’

Günümüzde bakliyat üretimindeki en büyük sorunlardan bir tanesinin tarım kredi kooperatifleri olduğunu kaydeden Gül, “Tarım kredi kooperatifi tamamen fabrikacılık mantığıyla çalışıyor fakat sırtını da devlete yasladığı için ürünü tarladan ve çiftçiden alırken de satarken de haksız bir rekabet ortaya çıkıyor. Bu durum bizim gibi firmaları çok ciddi manada zora sokuyor. Bugün diyelim ki 4 lira olan bir mercimeği tarım kredi 5 liraya alıyor. Burada da mercimek fiyatları otomatik olarak yüzde 25 artıyor. Bu arttıktan sonra markete satış noktasında da olmayacak fiyatlara, maliyetin aşağısında zararına fiyat veriyor. Şimdi esnaf da sonuç itibarıyla bunu aynı anda alıyor ve zararına satma şansı yok. Tarım kredi o fiyata satıyor. Çünkü bunda bir kâr gütmüyor. Ya da ne bileyim devletin imkanlarıyla bir şey yaptığı için kârı ikinci planda oluyor ama zararına ürün satıyor. Esnaf da ne yapıyor? Diyelim ki tarım kredi de yeşil mercimekten feragat etti. Yeşil mercimeğin acısını nohuttan çıkarıyor. Yani bu da marketlerdeki fiyat dengesizliklerinin bir nedenidir” diye aktardı.

bakliyatta-firsatcilik-yapiliyor-3.jpeg

‘MERCİMEK FİYATLARI NORMAL’

Mercimek fiyatlarına gelen zamla alakalı;  2-3 yıldır mercimeğin çok düşük fiyata satıldığını ifade eden Gül, “Mercimek fiyatlarının bu seviyede olması normaldir. Aslında olması gereken rakam budur. Çünkü iki, üç yıl öncesine kadar mercimek üreticisi, çiftçisi ciddi manada sıkıntı çekti. Tarladan çıkan mercimek 2 liraydı. Bu sene tarladan çıkan mercimek ortalama 4 lira civarında işlem gördü. Çiftçi de memnun oldu. Çiftçinin malı değerlendiği için mercimek fiyatları otomatik olarak olması gereken değeri buldu. Fiyatta böyle afaki bir rakam yok” ifadelerine yer verdi. Üreticiye verilmesi gereken desteklerin artması gerektiğine dikkat çeken Gül, “Desteklerin artması yine bizim tarımımıza bir can verir. Sadece desteği artırıp kenara çekilmek değil, desteği arttırdıktan sonra devletimizin ısrarla kontrollerini yapması gerekmektedir. Bazı insanlar örneğin fasulyeyi ektiklerini söylüyorlar, desteğini alıyorlar ama ortada bir ekim yok. Bunun kontrolü de çok önemlidir. Kontrol edildiği taktirde tabi ki desteğin ciddi manada faydası olacaktır” diye konuştu.

YERLİ Mİ YOKSA İTHAL Mİ?

Son olarak yerli ürünlerin önemine dikkat çeken Gül, “Belki fiyat noktasında bir tık daha ithal ürünler yerli ürünlerimizden düşük olabilir. İthal ürünler yerli ürünlerle lezzet olarak kesinlikle kıyaslanmaz. Ben burada tüketicilerimize şöyle seslenmek istiyorum: Lütfen marketinizden ısrarla yerli ürün isteyin! Hem damak tadınız için hem de kendi çiftçimizi desteklemek adına paketlerimizin arkasında yerli ibaresi olan yerli ürünleri alın. Bizim yerli bir kilo mercimekten 20 tas çorba çıkarken bir kilo ithal mercimekten 17 tabak çorba çıkıyor. Zaten buradan da o fiyat farkını fazlasıyla çıkarıyor. Özellikle marketler de, Türkiye menşeili ürünleri kullanırlarsa çiftçilerimiz de bundan istifade edecektir” diyerek sözlerini noktaladı.
•SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ