Başarılı olup "ekmek yediği topraklara" hizmet etmek istiyor

İSTANBUL (AA) - ANDAÇ HONGUR - Okulunda ve katıldığı bilim olimpiyatlarında başarı gösteren Fatma Balık, İTÜ Uzay Mühendisliği Bölümü'nden mezun olduktan sonra Türkiye'nin savunma sanayisinde yer almayı planlıyor.

Ailesiyle Esenler'de yaşayan 19 yaşındaki Fatma Balık, ilkokulu Güngören'de okudu. Türkiye çapındaki deneme sınavlarında dereceye giren öğrencilerden biri olarak okulundan 10 madalya alan Balık, 5'inci sınıfta devlet bursluluk sınavını kazanarak, liseden mezun olana dek burs aldı. 6'ncı sınıftayken İlköğretim Türkçe-Matematik Olimpiyatları'nda Türkiye 18'incisi olarak bronz madalya kazandı. Ortaokulda bağlama çalmaya ve resim yapmaya başlayan Balık, yaşamını babasının "Her zaman en yükseği hedefle" öğüdü üzerine kurdu.

11 Şubat Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü kapsamında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Balık, başarılı bir eğitim hayatı olduğu için tıp eğitiminin hep gündemde olduğunu ancak doktor olmayı istemediğini ifade ederek, "8'inci sınıfta sık sık bayıldığım için hastanede çok zaman geçirdim. Babam 'Uçak mühendisliği diye bir bölüm var, puanı tıpla yarışıyor, hedefini buraya koy.' deyince uçak mühendisliğini araştırmaya başladım, araştırdıkça hoşuma gitmeye başladı. O zaman yeniydi, pek kimse bilmiyordu. Havacılık müzesini gezdikten sonra isteğim daha da arttı. O zamandan itibaren savunma sanayisinde çalışmak için uçak mühendisi olmak istiyordum." diye konuştu.

Balık, Çemberlitaş Anadolu Lisesi'nde eğitimini sürdürürken resim ve müzik alanlarında da kendini geliştirmeye çalıştığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Lisede kendime 'İğne korkumu yenebilir miyim? Yenersem, tıp okursam mutlu olur muyum?' diye sorular soruyordum. Doktora gittiğimde onlardan meslekleriyle ilgili bilgi alıyordum. 2018'de üniversite sınavına girdim. Tercih aşamasında tıp okumak hala kafamı kurcalıyordu. 11 tercihimin 8 tanesi tıp fakültesiydi. Diğer tercihlerim uçak mühendisliği, uzay mühendisliği ve mimarlıktı. Lisede üst dönemimden İTÜ'de Uçak Mühendisliği Bölümü'nde öğrenci olan bir arkadaşımla konuştum. Bana uçak mühendislerinin jet, uzay mühendislerinin roket üzerine eğitim gördüğünü anlattı. Uzay mühendisliği üçüncü veya dördüncü tercihimdi. Okuduğum bölüm ilgimi çekiyor ve çok mutluyum."

Babasının ailesinde üniversiteye giden ilk kız çocuğu olduğunu belirten Balık, "Uzay mühendisliği okuduğumu söylediğimde 'Sen nasıl iş bulacaksın?', 'Olsun 4 yıllık bir diploman olur, bir şey olmaz.', 'Uçak tamircisi mi olacaksın?' diyenler oluyordu. 'Astronot mu olacaksın?' şeklinde esprilere maruz kalıyordum. Bir kişi söyleyince moralim bozulmuyordu, ama çevremdeki herkes söyleyince korku yaşıyordum. 'Doktorluk değilse, bir kadının yapacağı öğretmenliktir, doktor değilse öğretmen olmalı." algısı yaygın. Bir mesleğin bir cinsiyete ait olduğunu düşünmüyorum. İnsanların fikrinin değiştirilebileceğine inanıyorum." ifadelerini kullandı.

- "Azim ve kaderin muhteşem bir birleşimi oldu"

Fatma Balık, bölümdeki 60 öğrencinin 20'sinin kadın olduğunu ve önceki yıllara göre son yıllarda bölümdeki kadın öğrenci sayısının yükseldiğini kaydederek, haftada bir gününü üniversite bünyesindeki Uzay Sistemleri Tasarım ve Test Laboratuvarı'nda (USTTL) geçirdiğini söyledi.

Mezun olduktan sonra öncelikle aktif çalışma yaşamına girmeyi ve karşısına çıkan sorunlara çözüm üretmek istediğini ifade eden Balık, "İlk kara delik fotoğrafının görüntülenmesini sağlayan projede yer alan tek Türk bilim insanı Prof. Dr. Feryal Özel'den ilham alıyorum. Eğitim için yurt dışına gidebilirim, ama ekmek yediğim topraklara, savunma sanayisi alanında hizmet etmek ve katkıda bulunmak istiyorum. Dersleri yoğun alıp kendimi projelere vermek istiyorum. Uydunun yapım aşamalarına şahit olabiliyorum şu anda ve bu benim için çok özel." dedi.

Yakın çevresinde uzay mühendisi olmadığını dile getiren Balık, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kaderin yanı sıra imkanları değerlendirme ve azimle hedefe ulaşılacağına inanıyorum. Tek başına azim veya tek başına kader diyemem. Bende azim ve kaderin muhteşem bir birleşimi oldu. Hem sanat alanında hem mühendislik alanında kendimi yetiştirmek istiyorum. Bir seminerde dağa çıkmanın insan hayatıyla örtüştüğü, giyilenlerin sadece insanın içindeki ısıyı dışarı atmamak için yardımcı olduğu, asıl meselenin içteki sıcaklık olduğu anlatılıyordu. İçinizde bir azim yoksa dış etmenler ne kadar uygun olursa olsun hiçbir etki yaratmaz."