Bosna Savaşı'nın imamı şimdi BAE'ye mi hizmet ediyor?

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Taha Kılınç, bugünkü köşesinde, 'Ceriç nerede?' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Bosna Savaşı'nın imamı şimdi BAE'ye mi hizmet ediyor?

CERİÇ NEREDE? - TAHA KILINÇ

Aliya İzetbegoviç’in 22 Ekim 2003 günü Saraybosna’da düzenlenen cenaze töreni, İslâm dünyasının şahit olduğu en görkemli uğurlamalardan biriydi. Sağanak yağmura rağmen sokakları dolduran yaklaşık 150 bin kişi, 19 Ekim’de fânî dünyaya gözlerini kapayan efsane lidere veda etmek için toplanmıştı. Türkiye’den de kalabalık bir heyetin katıldığı cenaze namazını, Bosna Hersek Reisu’l-Ulemâsı (bizdeki “Diyanet İşleri Başkanı”na denk) Mustafa Ceriç kıldırdı. Bu önemli görevi Ceriç’ten başkasının ifa etmesi de düşünülemezdi zaten. Zira 1993’ten itibaren Boşnaklara dinî yönden önderlik yapmış, İzetbegoviç’le yan yana durarak, savaşta ve barışta halkının önünde yürümüştü. Şimdi, yine en önde durmak da onun hakkı ve vazifesiydi.

1952’de Saraybosna yakınlarındaki Visoko köyünde dünyaya gelen Mustafa Ceriç, Gazi Hüsrev Bey Medresesi’nde temel eğitimini tamamladıktan sonra, Kahire’ye giderek Ezher Üniversitesi’ne intisap etti. Ezher’deki eğitiminin ardından Bosna’ya dönerek imam-hatiplik yapan Ceriç, 1981’de ABD’nin Chicago şehrindeki İslâm Kültür Merkezi’ne imam olarak davet edildi. Ailesiyle birlikte burada kaldığı dört yıl boyunca Chicago Üniversitesi’nde doktora programını da bitiren Ceriç, yeniden Balkanlar’a dönüşünde Zagreb’de İslâm Merkezi’nin imamlığına getirildi. Bosna Savaşı’nın patlak vermesinden hemen önce, Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’daki Uluslararası İslâm Düşüncesi ve Medeniyeti Enstitüsü’nde “profesör” unvanıyla ders vermeye başlayan Ceriç, 1992’nin sonunda Bosna, Sırbistan, Hırvatistan ve Slovenyalı Müslüman âlimlerin oy birliğiyle “Bosna Reisu’l-Ulemâsı” seçildi. Birkaç ay sonra, Malezya’daki rahatı ve konforu bırakıp ateş altındaki Saraybosna’ya döndü, bu mühim vazifeyi teslim aldı.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ 67 DAİMİ İŞÇİ ALACAK! ŞARTLAR İÇİN TIKLAYINIZ

Yaklaşık 20 yıllık bir kariyerin ardından, 2012’de emekliye ayrılıp görevi Hüseyin Kavazoviç’e devreden Mustafa Ceriç, o tarihten günümüze bütün vaktini dünyanın çeşitli ülkelerindeki konferans ve programlarla geçiriyordu. Görevi sırasında ve sonrasında, zaten kendisi dünya çapında şöhrete kavuşmuştu. “Müslüman dünyanın parlayan yıldızı”, “Modern Müslüman âlim prototipi”, “Avrupalı Müslüman numunesi” türünden sayısız övgü, Ceriç’in ismine sürekli eşlik ediyordu. Aldığı uluslararası ödüller ve üye olduğu kurullar da cabasıydı.

Bu süre zarfında İslâm dünyasının önde gelen kurumlarıyla, yöneticileriyle ve dinî şahsiyetleriyle sıkı ilişkilerini sürdüren Mustafa Ceriç, elinde tuttuğu krediyi Bosna Hersek Müslümanları adına kazanca da çeviriyordu. 2017’ye kadar bu durum böyle devam etti. Son üç yıldır ise, Ceriç’in bindiği gemi, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) limanına demirlemiş vaziyette. BAE yönetiminin “Siyasal İslâm’la savaş” politikası çerçevesinde oluşturduğu ve Müslüman dünyayı dinî ve fikrî yönden dizayn amacıyla faaliyete geçirdiği “İslâm Toplumlarında Barışı Güçlendirme Forumu”nun üyeleri arasına giren Mustafa Ceriç, forumun Moritanyalı başkanı Şeyh Abdullah bin Beyye ve ABD’li yardımcısı Hamza Yusuf’a övgüler yağdırdığı yazılarıyla da dikkatleri çekti. BAE tarafından finanse edilen Bin Beyye-Yusuf ikilisini “Mutedil İslâm’ın parlak temsilcileri” olarak öven Ceriç, BAE yönetimini de “İslâm dünyasının böyle ülkelere ihtiyacı var. Keşke daha çok BAE olsa...” ifadeleriyle göklere çıkarıyordu. Ceriç’in adını en son, “İslâm Toplumlarında Barışı Güçlendirme Forumu” adına yapılan ve BAE-İsrail barış anlaşmasını öven resmî açıklamada, Hamza Yusuf’la yan yana gördük. Açıklamada, BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zâyed “hikmetli siyasetçi ve örnek Müslüman lider” olarak tanımlanıyordu. Yani Ceriç, 2020 itibariyle, çok açık biçimde BAE üzerinden İslâm dünyasına dayatılan projelerin gönüllü bir parçası ve neferi olarak boy gösteriyordu.

Şu soru sorulabilir: “Herkes, Türkiye’nin dış politikasını desteklemek zorunda mı?”

Elbette değil. Fakat, burada tartıştığımız şey de, Türkiye’nin dış politikası veya AK Parti iktidarının çizgisi değil. İslâm dünyasında, şu anda gelecek on yıllarımızı ipotek altına alabilecek bir siyasî ve dinî proje uygulamaya konuluyor. Mısır, BAE, Suudi Arabistan gibi ülkelerin bugün attığı birçok adım, tek başına değerlendirilemeyecek kadar çok ve derin boyutlar içeriyor. Bu hengâmede, -eğer Türkiye’nin politik tercihlerine hak verilmiyorsa- tarafsız kalmak veya sessiz bir pozisyon belirlemek de bir seçenek iken, gidip BAE’nin şemsiyesi altına sığınmanın, şüphesiz ki bir anlamı var. Bu satırların yazarına, “Bosna Hersek Reisu’l-Ulemâsı” gibi heybetli bir unvanı şahsiyetiyle bütünleştiren Mustafa Ceriç’in şimdi “nerede” olduğunu sorduran da işte bu anlamdır.

YAZIYI YENİ ŞAFAK'TAN OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...

 

selcuk-universitesi-isci-ilani-001.jpg