Çığ felaketinde hayatını kaybedenlerin acısını yüreğinde taşıyor

Şırnak'a bağlı Görmeç köyünde 1 Şubat 1992'de yaşanan çığ felaketinde köyün tek öğretmeni olarak görev yapan Ahmet Özdemir, aradan geçen 28 yıla rağmen olayın acısı hala taze olarak hissediyor- Olaydan iki gün önce, yolların kar nedeniyle kapalı olması ne
Çığ felaketinde hayatını kaybedenlerin acısını yüreğinde taşıyor

BURSA (AA) - SİNAN BALCIKOCA - Şırnak merkeze bağlı Görmeç köyünde 1 Şubat 1992'de yaşanan çığ felaketinde köyün tek öğretmeni olan Ahmet Özdemir, aradan geçen 28 yıla rağmen çığda kaybettiği askerlerin ve öğrencilerinin acısını yüreğinde taşıyor.

Özdemir (52), üniversiteden mezun olduktan sonra mesleğine 1991 yılında ilk görev yeri olan Görmeç'te başladı.

Öğrencileri ve köylülerle iyi ilişkiler kuran Özdemir, sadece çocuklara eğitim vermekle kalmadı, ailelerinin günlük işlerine de yardımcı oldu.

Bölgede sevilen biri olan Özdemir, 1992 yılında yarıyıl tatili nedeniyle memleketi Manisa'ya geldi. Özdemir, doğum günü olan 1 Şubat'ı ailesiyle geçirmeye hazırlanırken görev yerinden gelen acı haberle sarsıldı.

Olayın ardından tekrar köye giden Özdemir, çok sevmesine rağmen ayrılmak zorunda kaldığı Görmeç'te yaşadıklarını kitaplaştırdı.

- Hayata halatla bağlandı

Bursa'da görevli Maarif Müfettişi Ahmet Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Görmeç'te çığ düşmesi sonucu aralarında öğrencilerinin de bulunduğu çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini, yaşadığı o acıyı hafızasından silemediğini söyledi.

Köydeki okulun terör örgütünce yakılmasının ardından bölgede görevli komando tugayının okulun binasına yerleştiğini, eğitimlere de evin bir odasında devam ettiklerini aktaran Özdemir, şu değerlendirmede bulundu:

"Yaklaşık 90 öğrencim vardı. Sabah, öğle ve akşam olmak üzere üçlü eğitim yapıyordum. Öğrencilere önce Türkçe öğretmeye çalıştım. Onlarla aramızda bağ oluştu. Türkçeyi öğretmek için oyunlar oynadık. Köylüyle diyaloğumuz çok iyiydi. Ben onlarla çobanlık yaptım, atların, eşeklerin arkasında tarlalarını sürdüm. Öğretmen sadece okulun öğretmeni değil, çevresinin öğretmenidir. Ben böyle yetiştim."

Özdemir, çığ felaketinden önce bölgede yoğun bir kar yağışı olduğunu hatırlatarak, karın yolları kapatması nedeniyle o yılki yarıyıl tatilinin ilk haftasını memleketi yerine köyde geçirmek zorunda kaldığını belirtti.

Daha sonra köyden hareket edecek askeri helikopterle ayrılabileceğinin söylendiğini aktaran Özdemir, "30 Ocak'ta askeri helikopter köyümüze geldi, ancak iniş yapamadı, 4-5 metrelik kar vardı. İniş gerçekleşmeyince 10-15 metreden bir halat sarkıtıldı. Ben bu halat yardımıyla askerlerin elini tutarak helikoptere bindim ve hayata bu şekilde bağlanmış oldum." diye konuştu.

Manisa'ya 31 Ocak'ta ulaşabildiğini, doğum günü olan 1 Şubat'ı ailesiyle mutlu şekilde geçirmenin planını yaptığı anlatan Özdemir, olayı öğretmenevinde televizyondaki haberden öğrendiğini kaydetti.

Özdemir, olayı duyduğunda bayıldığını, yanındaki İlçe Milli Eğitim Müdürünün kulağına, "Sen de orada olsaydın çığ altında kalacaktın" dediğini aktardı.

Olaydan sonra köye dönen Özdemir, orada görev yapma imkanı kalmadığı için bölgeden ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.

- Yaşadıklarını kitap haline getirdi

Özdemir o günlere ait fotoğraflara zaman zaman baktığını, hala acısının taze olduğunu kaydederek, "Öğrencilerim çığın altında kaldı ve hayatını kaybetti. O günlere ait çok sayıda fotoğraflar var elimde. Hepsine baktıkça duygulanıyorum." ifadelerini kullandı.

Meslek hayatının henüz başındayken yaşadıkları acı olayı anlatan "Çığ-Görmeç'in Beyaz Örtüsü" adıyla kitabı 4 yılda tamamlandığını sözlerine ekledi.


Kaynak: