"Çocuklar iyi-kötü dokunuşu ayırt edebilmeli"

İstanbul Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Utlu:- "İstismar ve ihmalin en iyi seviyede önlenebilmesi için toplumun ve ailelerin bilgilendirilmesi, çocuklara ve ailelere hukuki haklarının anlatılması, çocukların iyi-kötü dokunuşu ayırt edebilmeler
"Çocuklar iyi-kötü dokunuşu ayırt edebilmeli"

İSTANBUL (AA) - İstanbul Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Utlu, "İstismar ve ihmalin en iyi seviyede önlenebilmesi için toplumun ve ailelerin bilgilendirilmesi, çocuklara ve ailelere hukuki haklarının anlatılması, çocukların iyi-kötü dokunuşu ayırt edebilmeleri için gereken bilgi ve altyapının oluşturulması gerekmektedir." dedi.

Utlu, Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezinde, Üsküdar Belediyesi ve İstanbul Gedik Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen "Uluslararası Çocuk İstismar ve İhmalinde 'İyi Uygulamalar' Sempozyumu"nda, çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havası içindeki bir ailede yetişmesinin önemini vurguladı.

Utlu, "Çocukların kendilerini güvende hissettikleri ve korundukları bir ortamda yaşaması önem arz etmektedir. Dünya Sağlık Örgütünce, 'Bir yetişkin, toplum veya ülkesi tarafından çocuğun sağlığını, fiziksel gelişimini olumsuz yönde etkileyen, bilerek-bilmeyerek yapılan davranışlar' çocuk istismarı olarak kabul edilmektedir." dedi.

Çocuk istismarının genelde çocuğun tanıyıp güvendiği bir ebeveyn, akraba, bakıcı veya aile dostu kimseler tarafından yapıldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Çocuğa yönelik istismar olarak tanımlanan kötü muameleler genel olarak cinsel, fiziksel, duygusal istismar ve ihmal olarak dört başlık altında incelenmektedir. Çocuk istismarı olayı ülkemizde yüzde 10 ila yüzde 53 arasındadır ve duygusal istismar yüzde 78, fiziksel istismar yüzde 24, cinsel istismar ise yüzde 9 oranında olduğu bulunmuştur. Yapılan araştırmalar sonucunda görülmektedir ki çocuk istismarı tüm dünyada kendini artırarak göstermektedir."

Prof. Dr. Utlu, çocuk istismarı ve ihmalinin tüm toplumu ilgilendiren bir durum olduğunu ifade ederek, "Özellikle eğitimcilerin, psikiyatrların ve hukukçuların üzerine eğilmesi gereken bir konudur. İstismar ve ihmalin en iyi seviyede önlenebilmesi için toplumun ve ailelerin bilgilendirilmesi, çocuklara ve ailelere hukuki haklarının anlatılması, çocukların iyi-kötü dokunuşu ayırt edebilmeleri için gereken bilgi ve altyapının oluşturulması gerekmektedir." diye konuştu.

- "CII üzerine mastır programlarımız artıyor"

Prof. Dr. Resmiye Oral da Türkiye'de Çocuk İstismarı ve İhmali'nin (CII) 1998'den itibaren çalışmalarına başlayan Türkiye CII'i Önleme Derneği'nin 7 kurucu üye ile hukuk, eğitim, psikiyatri alanlarında harekete geçtiklerini belirterek, 2001'de Gazi Üniversitesi, 2009'da Marmara Üniversitesinde kurulan ekiplerin günümüzde 12 üniversiteye ulaştığını anlattı.

Oral, şunları söyledi:

"Bu çalışmalar kapsamında oluşturulan araştırmalar sonucunda Adli Tıp Kurumunun (ATK) raporuna denk olgu izlemi yapılıyor, her tür refere olgu kabul ediliyor ve üniversitenin geniş olanakları ve akademik yetkinliği çerçevesinde çalışılıyor. Fakat bu faaliyetlere savcı, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü (ASPİM) ve kolluk üçgeni, düzenli olarak Çocuk Koruma Merkezleriyle çalışmıyor. Bu nedenle Çocuk Koruma Merkezlerine özgü eleman almak, zorlaşıyor ve bu kapsamda rektörler de istekli değil. Elimizdeki olanaklara baktığımız zaman ise aileden alınan çocuklar için kurum bakımı dışında olanaklar gelişiyor. Profesyonel alanda önemli bilgi birikimi oluştu ve CII üzerine mastır programlarımız, halk eğitimi ve önleme programlarımız da artıyor. 50'yi aşkın noktada ekiplerimiz var, çağdaş adli görüşme teknikleri-sistemi yerleşti, cinsel istismar iyi-kötü ayrıntısıyla tanımlandı. Fiziksel istismar da ceza yasasında suç kapsamında tanımlı hale geldi."

Sempozyum düzenleme kurulu adına konuşan Dr. Öğr. Üyesi Nüket İşiten ise, "Sempozyumda istismar ve ihmale ait güncel konuların konuşulmasını, tartışılmasını ve bu bağlamda ülkemizdeki uygulamalara ışık tutmayı amaçlıyoruz. Sempozyumda gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde katılacak değerli uzmanların, konferans ve çeşitli tartışma platformları yoluyla ana tema ve alt temaları sağlık alanı, ruh sağlığı alanı ve hukuki alanı geliştirecek ve genişletecek şekilde ele alacağız." dedi.

İşiten, sözlerini, "İlk gün yapılacak sunumlarda ülkemizdeki ihmal ve istismar vakalarına yönelik işleyiş, değerlendirmeler, bu değerlendirmelerin sonuçları ve tedavi uygulamalarındaki problemleri ve çözümleri ele almak istedik. İkinci ve üçüncü gün uluslararası konuşmacıların bütüncül değerlendirme yöntemleri aktarılacak. Son gün ise 'Halen yaşanan sorunlar, güncel durum ve sistemlerin geliştirilmesi', 'Sistemler arası işbirliği ve geliştirilmesi', 'Hukuksal işleyiş ve sosyal hizmetler süreci', 'Müdahale yöntemleri ve değerlendirme süreçleri' gibi ülkemizdeki uygulamaları ele alacağız." diye tamamladı.

Sempozyum 4 gün sürecek.


Kaynak: