Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı

Sözcü İbrahim Kalın: (2)- "Suriye rejimi, Esed rejimi konusunda bizim pozisyonumuz açık. Biz, Esed rejiminin, Esed'in, Suriye'yi demokratik, çoğulcu, barışçıl bir geleceğe taşıyacak lider olma vasfını çoktan yitirdiğini görüyoruz"- "(ABD-İran gerilimi) Bi
Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Suriye rejimi, Esed rejimi konusunda bizim pozisyonumuz açık. Biz, Esed rejiminin, Esed'in, Suriye'yi demokratik, çoğulcu, barışçıl bir geleceğe taşıyacak lider olma vasfını çoktan yitirdiğini görüyoruz." dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Kabine Toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Kabine'de görüşülen önemli başlıklarından birinin ekonomi olduğunu belirten Kalın, Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığının kapsamlı sunumlarının olduğunu, makroekonomi ve dış ticaret alanında yaşanan gelişmeler, 2019 değerlendirmesi ve 2020 öngörülerinin detaylı bir şekilde masaya yatırıldığını aktardı.

Toplantıda, gerek işsizlik, gerek enflasyon, gerekse ticaret ve cari denge alanlarında önemli verilerin paylaşıldığını ifade eden Kalın, 2019'da ihracat artışında Türkiye'nin dünyada 7'nci sıraya yükseldiğini, reel değer, parasal, nominal değer anlamında ise 5'inci sırada bulunduğunu söyledi.

Kalın, bunun, Türkiye ekonomisinin toparlanma ve pozitif hamle yapma sürecinin önemli göstergeleri olduğunu vurgulayarak, 2020'de hem enflasyon ve faizlerin düşmesi hem büyüme oranlarının yükselmesi anlamında bu olumlu trendin devam edeceğini, bakanların bu konuda çalışmalarını çok detaylı bir şekilde yaptığını anlattı.

Kabine toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla lansmanı yapılan elektrikli otomobilin de konuşulduğunu anlatan Kalın, projenin Türkiye'de çok güzel bir karşılık bulduğunu kaydetti.

İbrahim Kalın, vatandaşların bu otomobili sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Biz de dahil olmak üzere inşallah bu hayalin gerçekleşmesi için sabırsızlıkla bekliyoruz. Çok uzun vadede değil, 2 yıl gibi bir süre içinde inşallah Türkiye'de paradigmayı değiştirecek, Türk ekonomisini, teknolojisini, otomotiv sektörünü A'dan Z'ye dönüştürecek devrim niteliğinde bir hayal gerçekleşmiş olacak. Bununla ilgili de çalışmalar yoğun şekilde devam ediyor." diye konuştu.

- "Herkes aklıselim hareket etmeli"

Toplantıda, Kanal İstanbul Projesi'yle ilgili çalışmaların da ele alındığını belirten Kalın, bunun öncelik verdikleri projeler arasında yer aldığını anlattı.

Kalın, 2020 yılına zorlu sınamalarla girildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Bu sınamalara karşı bizim uygulayacağımız politikalar, alacağımız tedbirler belirleyici olacak. Bunlar sadece kendi ulusal çıkarlarımız açısından değil, bölgenin barış ve istikrarı açısından da büyük önem arz ediyor. Teselsülen yapılan hatalar yüzünden özellikle Irak'ın bir etki alanı bölgesi haline gelmesi bizim için endişe vericidir. Irak'ın toprak bütünlüğü, siyasi birlik ve beraberliği bu süreçte giderek daha da önem kazanmış görünüyor. Hangi taraftan gelirse gelsin, dış müdahalelerin, suikastlerin, mezhepçi yaklaşımların bölgenin kaderini daha da yanlış yönlere sevk ettiğini hepimiz gördük, görüyoruz.

Bu çatışma ve gerilim ortamında herkesin aklıselim ile sükunet ile hareket etmesi gerekiyor. Biz özellikle İran-ABD arasında yükselen gerilim çerçevesinde bu çağrımızı yenilemeye devam edeceğiz. Daha fazla tahrikkar, daha fazla provokatif eylemlerin hiçkimseye bir faydasının olmayacağını bir kez daha ifade etmek istiyorum."

- "Hem baş başa hem heyetler arası görüşme olacak"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye ziyareti öncesi Suriye'de Beşşar Esad ile görüştü. Bu görüşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin'in görüşmesi nasıl olacak?" sorusunu Kalın, şöyle yanıtladı:

"Cumhurbaşkanımızın, Sayın Putin ile görüşmesi yarın Türk Akımı programından önce olacak. Orada hem baş başa hem de heyetler arası bir görüşmeleri olacak. Sayın Putin'in Suriye ziyareti kendi tasarrufudur. Biz, ona bir şey diyemeyiz ama kendisinin gözlemleri, bu konuda bazı değerlendirmeleri varsa bunları da Sayın Cumhurbaşkanımızla yarın paylaşacaktır."

Türkiye'nin Suriye'de çatışmaların sona ermesine ve siyasi sürecin ilerletilmesi için önemli bir rol üstlendiğine dikkati çeken Kalın, bu çerçevede sadece insani anlamda mültecilere yardımcı olunmadığını, aynı zamanda sınır güvenliğinin de sağlandığını vurguladı.

Kalın, birkaç yıl öncesine kadar Türkiye sınırında birçok terör örgütünün "cirit attığını" hatırlatarak, bunların artık tamamen önlendiğini dile getirdi.

ABD'nin verdiği destekle "bir terör koridoru, PKK devleti kurulması projesi"nin artık tamamen suya düştüğüne işaret eden Kalın, şunları kaydetti:

"Burada biz farklı paydaşlarla, Rusya ile ABD ile Avrupa, Arap ülkeleriyle her zaman iş birliği ve diyalogdan yana olduk ve bunu da Sayın Cumhurbaşkanımızın diplomatik çabalarıyla, girişimleriyle bugüne kadar başarıyla getirdik. Suriye rejimi, Esed rejimi konusunda bizim pozisyonumuz açık. Biz, Esed rejiminin, Esed'in, Suriye'yi demokratik, çoğulcu, barışçıl bir geleceğe taşıyacak lider olma vasfını çoktan yitirdiğini görüyoruz."

- "Rusya ile görüşmemiz devam ediyor"

İdlib'de devam eden çatışmalar dikkate alındığında Suriye rejiminin orada kalıcı bir barış sağlanması yönünde niyeti olmadığının anlaşıldığının altını çizen Kalın, "Bu konuda Rusya ile anlaşamadığımız bir sır değil ama bu görüş ayrılıklarına rağmen Suriye'deki siyasi süreci devam ettirebilmek, İdlib Mutabakatını hayata geçirmek, Astana sürecini doğru bir şekilde yönetebilmek adına tabii ki Rusya Federasyonu ve mevkidaşlarımızla, oradaki yetkililerle görüşmelerimiz devam ediyor." ifadesini kullandı.

Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Putin ile yapacağı görüşmelerde Suriye ve İdlib meselesinin, Astana sürecinin, İdlib Mutabakatının da gündemde olacağını dile getirdi.

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "17-25 Aralık sürecine" ilişkin açıklamalarının sorulduğu Kalın, "17-25 Aralık darbe girişiminin kimler tarafından, ne yöntemler kullanılarak, ne amaçla yapıldığı herkesin malumu. Bu hain terör yapısıyla mücadelemiz halen devam ediyor. 15 Temmuz'u yapanlar kimlerdiyse, 17-25 Aralık'ı da emniyet-yargı darbesi şeklinde yapan kişiler aynı kişilerdir. Bunların niyetleri bellidir, kurdukları kumpaslar ortadadır, nerelere nasıl sızdıkları bellidir." yanıtını verdi.

İbrahim Kalın, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

"Bizim açımızdan 17-25'i yapan irade, ekip, kadro her neyse ve ortaya koydukları tırnak içinde deliller, argümanlar, iddialar her ne ise 15 Temmuz'da yapılanlarla aralarında hiçbir fark yoktur. Dolayısıyla burada yani o döneme ilişkin başka tür manalara gelecek değerlendirmeleri biraz da bu açıdan değerlendirmek, akılda tutmak gerekir. 17-25 başarısızlığa ulaştığı için 15 Temmuz darbe girişimi yapıldı ve bu millet sokaklara çıkarak, 251 şehit vererek darbeyi püskürttü. Bu tarihi gerçeği hiçbir zaman akıldan çıkartmayalım."

- "Bunlar kulağa korkunç gelen şeyler"

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı ile bir telefon görüşmesi yaptı. Sayın Ruhani'nin bu görüşmede 'ABD'ye beraber karşı duralım' çağrısı olduğu iddia edildi. İran'dan böyle bir teklif geldi mi? Türkiye 'itidal çağrısı' yaparken, bir arabuluculuk girişiminde bulunuyor mu? Yakın zamanda planlanan bir görüşme olacak mı?" sorusu üzerine Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaşanan olaydan sonra hem İran hem de Irak Cumhurbaşkanları ile öncelikle görüştüğünü, ardından da Almanya, Fransa, İngiltere, Katar Emiri ve diğer liderlerle görüştüğünü hatırlattı.

Bu telefon görüşmesinin durumu değerlendirme, görüş alışverişi yapma çerçevesinde geliştiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ruhani'ye telkinde bulunduğunu vurgulayan Kalın, şöyle konuştu:

"Bu saldırının ve birtakım sonuçlarının olacağını herkes görüyor bu bir sır değil ama burada atılacak adımlar, verilecek cevapların şekli, şemali, boyutu nasıl olacaksa, bunların orta-uzun vadede bütün bölgeyi ateşe verecek adımlar haline gelmesinden herkesin kaçınması gerekir. Birkaç gündür birtakım hedefler, sayılar, rakamlar açıklanıyor, 'işte biz 35 hedef belirledik', 'yok biz 52 hedef belirledik', 'işte şuraları vuracağız, buraları vuracağız' diye... Bunların arasında birtakım kültürel miras eserlerinin olduğundan bahsediliyor. Bunlar tabii kulağa bile korkunç gelen şeyler. Burada insandan, tarihten, medeniyetten, kültürden bahsediyoruz. Bu adamlardan mutlaka sarfınazar edilmesi gerekir."

- "Süreç, müzakere ve diyalog yoluyla yönetilmeli"

Türkiye'nin itidal çağrısının "hiçbir şey olmamış gibi hareket edelim" anlamına gelmediğinin altını çizen Kalın, müzakere, diyalog yoluyla bu sürecin yönetilmesi gerektiğine işaret etti.

Kalın, "Bizim bu noktada 'arabulucu olalım' gibi bir beklentimiz, talebimiz, yahut iddiamız yok. Türkiye hem ABD ile hem İran'la konuşabilen birkaç ülkeden birisi, belki de en önemlisi." diye konuştu.

Kalın, sözlerine şöyle devam etti:

"Burada tabii ki Cumhurbaşkanımız, hem Sayın Trump ile hem Sayın Ruhani ile ve bu ülkelerin lider kadrolarıyla ilişkileri olan bir lider olarak bölgenin de menfaatlerini düşünerek fikirlerini dile getirdi. Bundan sonra da getirmeye devam edecek. Onlara bu yönde telkinlerde bulunmaya devam edecek ve kendisinin bu noktada önemli bir rol oynadığı, bundan sonra da oynayacağı aşikar. Bizim baştan beri koyduğumuz ilke, bölgeye bu tür müdahaleler kimden gelirse gelsin Irak olsun, Suriye olsun, Yemen olsun, başka yerler olsun bunların yıkıcı sonuçları olduğunu maalesef tekrar tekrar görüyoruz. Zaten kırılgan olan süreçlerin daha yıkıcı hale gelmemesi için çağrımız bu yöndedir. Umarız burada herkes aklıselim ve sağduyu ile hareket eder, bu yangını daha fazla alevlendirecek, daha fazla derinleştirecek ve bütün bölgeye yayacak adımlardan herkes kaçınır."

(Sürecek)


Kaynak: