Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Atatürk'ü Anma Töreni düzenlendi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2)- "Güvenli hale getirdiğimiz bölgelerde şu an itibarıyla 365 bin Suriyeli kendi evlerine, topraklarına döndü"- "Gazi Mustafa Kemal, Samsun'a, bir Osmanlı subayı olarak çıkmış, Ankara'daki Meclis'i yine Osmanlı adına
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Atatürk'ü Anma Töreni düzenlendi

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 365 bin Suriyelinin, Türkiye tarafından güvenli hale getirilen bölgelerdeki evlerine döndüğünü bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 81'inci yılı dolayısıyla düzenlenen "Atatürk'ü Anma Töreni"nde katılımcılara hitap etti.

Tek yumruk olarak düşmanların tepesine inildiğinde, siyasi, ekonomik ve askeri olarak istedikleri kadar güçlü olsun kimsenin Türkiye'nin karşısında dayanabilmesinin mümkün olmadığını belirten Erdoğan, son birkaç yılda bu gerçeğin görüldüğünü söyledi.

Teröristler için "İnlerine gireceğiz" dediğini hatırlatan Erdoğan, "İnlerine girdik mi? Girdik. İnleri bunların tepelerine tepelerine geçirdik. Şimdi kaçacak delik bile bulamıyorlar. Bu noktaya geldiler. Hem içeride hem dışarıda." diye konuştu.

Türkiye'deki ana muhalefetin "Ne işiniz var sizin Suriye'de" dediğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Suriye'de benim işim yok da Suriye'nin benim topraklarımda ne işi var. Bize taciz atışlarını yapmıyorlar mı? Yapıyorlar. Sınır şehirlerimizde vatandaşlarım, kardeşlerim şehit olmuyor mu? Oluyor. Benim askerim şehit olmuyor mu? Oluyor. O oradan taciz atışlarını yapacak biz de 'Hoşgeldin' mi diyeceğiz? Gereğini yapacağız. Şimdi biz de gereğini yapıyoruz, yaptığımız bu."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milleti kendi içinde bölmek, çatıştırmak, birbirine kırdırmak için her yolu deneyenlerin bunu başaramadığını dile getirdi.

Milli iradeyi alt etmek, demokrasiyi yıkmak, darbecilerin ve cuntacıların zulmü altına sokmak için ellerindeki gizli-açık tüm araçları seferber edenlerin bunda da muvaffak olamadığını kaydeden Erdoğan, terör örgütlerini kullanarak Türkiye'yi kana ve ateşe boğmak isteyenler olduğunu belirtti.

Erdoğan şöyle konuştu:

"Rabbime binlerce hamdolsun bunda da istedikleri neticeye ulaşamadılar. Ülkemizin yumuşak karnı olarak gördükleri ekonomimizi hedef alarak, kur, faiz, enflasyon üçgeniyle, böyle bir tuzakla bizi yeniden eski günlere döndürmeye çalıştılar. Kısa sürede bu sinsi oyunu da bozduk ve gereken tedbirleri alarak ekonomiyi yeniden rayına oturttuk. Türkiye'yi yurt dışında yazdıkları senaryoya göre etiketleyerek dışlamaya, izole etmeye hatta fırsat bulurlarsa müdahaleye yeltendiler.

İşte 15 Temmuz...16 saatte devletimize yapılan o darbeyi biz hiç ettik. Ancak kiminle? Milletimizle. El ele verdi milletimiz, 251 şehidimiz, bunun yanında 2 bin 193 gazimiz oldu ama biz, devletimize darbe yapma girişimini 16 saatte yok ettik. Bütün mesele inanmak. Rabbimiz ne buyuruyor, 'Bir kere azmettin mi tevekkül et, yürü.' İşte bunun bereketini bunun neticesini alıyoruz. Milletimiz bir, beraber, iri, diri, kardeş olduğu zaman hep birlikte Türkiye olduğu zaman neler yapılabileceğini ispat etti, gösterdi."

- "8 bin 100 kilometrekarenin üzerinde alanı güvenli hale getirdik"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye yönelik terör tehditlerini doğrudan kaynağında kurutmak için kimsenin beklemediği harekatlar düzenleyerek başarıya ulaştırdıklarını söyledi.

Şu ana kadar 3 ayrı harekatla Suriye'de, Türkiye'ye yönelik terör tehdidinin yoğun olduğu toplam 8 bin 100 kilometrekarenin üzerinde alanı güvenli hale getirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sadece bununla kalmadık, güvenli hale getirdiğimiz bölgelere ülkemizdeki Suriyelilerin geri dönüşlerini de sağlayacak zemini oluşturduk. Şu an itibarıyla 365 bin Suriyeli kendi evlerine, topraklarına döndü. Bunu yeterli görmüyoruz. Şu anda ülkemizde bulunan Suriyelileri kendi evlerine, topraklarına döndürmek için planlarımızı yaptık, projelerimizi hazırladık, ya Uluslararası Donörler Toplantısı yapacağız veyahut da model projelerle biz bunun da adımını atacağız. İşte sathı müdafaa böyle yapılır.

Bulduğu her fırsatta ülkesini dışarıya şikayet eden, kendi tarihine husumet besleyen, kendi medeniyetine nefretle bakan hastalıklı bir anlayışla böylesi çetin bir mücadele yürütülemez. Öyle ki bu zihniyet sahiplerinin, özellikle mücadelemize destek vermesinden vazgeçtik, 'Sadece gölge etmeyin, başka ihsan istemeyiz.' noktasına geldik. Milletimiz, tüm bu yaşananları görüyor. Kimin nerede durduğunu gayet iyi biliyor. Milletimizin takdirini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da herkesi hak ettiği yerde tutma yönünde gerçekleştireceğine yürekten inanıyorum."

- "Cumhuriyetimizi, Osmanlı'dan kurtarabildiğimiz miras üzerinde kurduk"

Erdoğan, binlerce yıllık tarihi süreklilik içindeki son devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'ne ve onun kurucusuna sahip çıkmanın herkesin görevi olduğunu belirtti.

Bunu yaparken geçmişe özellikle de Osmanlı ve Selçuklu devletlerine haksızlık edilmemesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, Söğüt'te dikilen Osmanlı çınarının, 600 yıl boyunca 3 kıta, 7 iklimde şanla, şerefle, adaletle ve başarıyla yaşadığını ifade etti.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Cumhuriyetimizi, Osmanlı'dan kurtarabildiğimiz miras üzerinde kurduk. O olmasa, kök olmazsa, ağaç olur mu? Olmaz. Onun üzerinde yükseldik. Bu mirasa sadece topraklarımız değil, kurumlarımız da, geleneklerimiz de dahildir. Gazi Mustafa Kemal, Samsun'a, bir Osmanlı subayı olarak çıkmış, Ankara'daki Meclis'i yine Osmanlı adına faaliyete geçirmiştir. Cumhuriyetin inşası da Osmanlı'dan devralınan mevcut idari sistem üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu hakikatler, apaçık ortadayken sürekli olarak Osmanlı'ya hakareti ve aşağılamayı bir siyaset tarzı haline getirmek ya cehalettir ya gaflettir ya da art niyettir.

Tarihimiz bizim yörüngemizdir. Yörüngeden çıkan bir gök cismi nasıl sonsuz karanlık içinde kaybolmaya ve muhtemelen yok olmaya mahkumsa toplumlar da öyledir. Türk milletini, kendi tarihi yörüngesinden çıkarmak için geçmişiyle bağını koparmaya çalışanların amacı da budur. Milletler ve devletler mezarlığı olan tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur. Allah'a şükür bugüne kadar milletimizi kadim tarih yörüngesinden çıkarmaya kimse muvaffak olamadı. Kimi dönemlerde kısmen de olsa zayıflıklar ortaya çıktı ama milletimiz güçlü irfanıyla, ilmiyle her seferinde işi düzeltmeyi başardı."

Birlerinin Osmanlı'da okuma-yazma oranın çok düşük olduğunu, Osmanlı'nın kendi silah sanayisinin olmadığını, Osmanlı yönetimi altındaki halklara zulmedildiğini söylendiğini hatırlatan Erdoğan, "Hepsi de yalandır, iftiradır. Her ülke ve toplum gibi elbette Osmanlı'nın da eksikleri vardır. Bunların tespitini yapmak ve yerli yerine koymak, tarihçilerin ve uzmanların işidir. Bize düşen görev ecdadımızın güçlü yönlerini kendi geleceğimizi aydınlatan bir ışık haline getirmektir." dedi.

(Sürecek)




Kaynak: