Darül Mülk projeleri şehri canlandıracak

Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı Dr. Armağan Güleç Korumaz, Türkiye’nin en büyük ihya projesi olan ve geçtiğimiz günlerde Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay tarafından lansmanı yapılan Dar-ül Mülk Projesinin şehre büyük değer katacağını söyledi.
Darül Mülk projeleri şehri canlandıracak

Türkiye’nin en büyük ihya projesi Dar-ül Mülk ile Konya’nın dönüşümü muhteşem olacak. Dar-ül Mülk Projesinin kente değer katacak projeler içerdiğinin altını çizen Konya Mimarlar Odası Başkanı Dr. Armağan Güleç Korumaz, projeyle ilgili bazı noktaların da göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekti. Dar-ül Mülk projesindeki Türbe Önü Kentsel Dönüşüm Projesine ayrı parantez açan Korumaz, “Türbe önü ve arkasının manevi havasına, kimliğine, hafızasına, dokusuna aykırı müdahale yapmamamız gerekiyor. Koyduğumuz her bir taş gelecek nesillere bir mesaj içeriyor. Bu bilinçle hareket etmemiz gerektiğini gözden kaçırmamalıyız” dedi.

konya-darul-mulk-7.jpg

‘DAR-ÜL MÜLK ŞEHRE DEĞER KATACAK’

Dar-ülMülk’ün şehre değer katacak projelerinin olduğuna vurgu yapan Armağan Güleç Korumaz, “Dar-ül Mülk Projesi lansman, organizasyon ve sunum açısından son derece etkileyici bir programla bizlerle buluştu. İçerik anlamında da önemli projeleri barındırıyor. Konya, projenin adında da vurgu yapıldığı gibi bir başkent. Böylesine önemli bir kentte nereye ne kadar dokunacağınıza karar vermek çok da kolay bir şey değil. Bu noktada Uğur İbrahim Altay Başkanımızı cesareti ve vizyonundan dolayı tebrik ediyorum. Dar-ül mülk projesi kapsamında kentin sorunlu ve çözülmesi gereken yerlerine projeler üretilmiş ve sadece parsel bazında değil kent ölçeği düşünülerek bir tasarım yapılmış. Kentin önemli aksları, omurgası dediğimiz Alaeddin-Mevlana aksı ve kentin tarihi merkeziyle ilgili bir kaygıyla çalışmalar yürütülmüş. Bunun yanı sıra kente değer katacak, bulunduğu yeri zenginleştirecek yeni fonksiyon önerilerinin olduğu projeler de var. Lansmanda bahsedilen Toranz Binası konservatuvar projesi, Sanayi Mektebi Butik Otel Projesi, Gevraki Han, Depo no:4 Tekel Binası projeleri gibi. heyecanlandıran ve olumlu bulduğum, kente değer katacak projeler” şeklinde konuştu.

konya-darul-mulk-4.jpg

‘BAZI NOKTALAR GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALIYDI’

Korumaz, Türbe Önü Kentsel Dönüşüm Projesinde bazı noktaların göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekti. Korumaz şöyle konuştu: “Tarihi kent merkezinde en çok beklenen ve belki de bundan sonra da ilgi görecek Türbe Önü Kentsel Dönüşüm Projesi tamamlandı. Bu proje kapsamında yeni yapıların yüksekliği, yoğunluğu, yola yakınlığı gibi durumlar da göz önünde bulundurulmalıydı. Benzer şekilde bu tür bir kemer yapısı ve taş malzeme eski Konya kent dokusunda yok, bedesten civarında da yok. Tarihi kent merkezlerinde üretilen yeni projelerde kentin yapılaşma izlerini takip etmek, dokusuna uymak gerekiyor. Türbe Önü projesi yapı yoğunluğu, yüksekliği ve cephe karakteriyle, geçmişimizde olmayan ama çok beğenilen İstanbul mimarisini Konya’ya taşıyarak bir sahne oluşturma çabasında bir proje. İstanbul mimarisine olan atfı Millet Bahçesi Projesinde de görmek mümkün. Millet bahçesi kentle çok hızlı ve iyi entegre oldu. O mahallenin bir sakini olarak bahçenin ne kadar yoğun kullanıldığına birebir şahidim. Fakat detaylarda önemli eksikler var. Çocuk parkı bu kadar yola yakın olmamalıydı. Park içerisindeki köprülerin yükseklikleri engelli ve çocuk arabalı kişiler için uygun değil. Tasarım anlamında da eleştirilmesi gereken yerler olsa da parkın etrafının açık olması ve aktif kullanılması güzel.”

konya-darul-mulk-1.jpg

‘ALAEDDİN CEPHESİ CANLANDIRILACAK’

Konya Büyükşehir Belediyesiyle birlikte düzenledikleri yarışma kapsamında Alaeddin cephesinin canlandırılacağının bilgisini veren Korkmaz, “Kent merkezindeki projelerden devam edecek olursak Sarraflar Yer Altı Çarşısı, o bölgeye değer katacak bir proje. Benzer şekilde Alaeddin cephe Sağlıklaştırması projesi de kentin önemli bir aksının görünürlüğünü olumlu yönde toparladı. Her ne kadar orjinalinde öyle olmayan cephe karakterine sahip olsa da, eski Camlı köşk ve Kültür park civarı kamusal peyzaj alanları kentli tarafından çok sevildi ve kullanılıyor. Alaeddin Cephesi Köşk Kalıntısı ve kazı alanı ile ilgili olarak da belediyemizle birlikte düzenlediğimiz yarışma süreci devam ediyor. O alanın canlandırılması ve kente kazandırılması için önemli bir adım attık, umarım sonuçları da güzel olur” ifadelerine yer verdi.

konya-darul-mulk-8.jpg

‘ALAEDDİN-MEVLANA AKSI MUTLAKA YAYALAŞTIRILMALIDIR’

Taş Binanın da tarihi kent merkezine değer katacak projelerden biri olduğuna dikkat çeken Korumaz, “Restorasyon uygulaması bakımından yapı içinde yapının özgün durumunda olmayan müdahaleler bulunuyor. İç mekanda bence gereğinden fazla müdahale var. Yapının özgün halinde olmayan, sonradan ilave edilmiş dekorasyon öğeleri ve uygulamalar var. Bu yapıyı orijinalliğinden ve kimliğinden iç mekan anlamında uzaklaştırmış. Diğer yandan yapı etrafının ve zemin katının kamuya açılması, ilerleyen dönemlerde yapı çevresindeki binaların kamulaştırılarak yıkılması ve Alaeddin-Mevlana-Şems aksını güçlendirmesi, gettolaşmayı engelleyerek çevresindeki sosyal dokuyu değiştirmesi projenin olumlu yönleri. Çünkü Alaeddin-Mevlana aksı mutlaka yayalaştırılmalı ve Mevlana-Şems bağlantısı güçlü bir şekilde kurulmalı. Gelen turistlerin çoğu ve hatta bazı Konyalılar bile Şems Türbesi’nin yerini bilmiyor. Kentte benzer güzergahların oluşturulması ve bu tür bağlantıların kurulması kenti daha keyifli yaşanabilir bir hale getirecektir” diye aktardı.

konya-darul-mulk-3.jpg

‘KONYA TARİHİ, ÖZGÜN VERİLER İLE ANLATILMALI’

Konya tarihinin özgün veriler ile ele alınması gerektiğini vurgulayan Korumaz, şunları aktardı: “Lansmanda üzerine vurgu yapılan ve dikkat çeken iki proje daha vardı. Bunlardan biri Larende Caddesi Tarihi Surlar Projesiydi. Proje temelde Larende Kapısı’nı merkez alarak surları kısmen inşa etmeyi hedefliyor. Her ne kadar Konya bir sur kenti olsa da, insanlar bu kentte sur görmek isteseler de elde tam anlamıyla eksiksiz ve doğru veri olmadan böyle bir proje inşa etmek yanlış olur. Önerilen projeye göre üretilen nesne sahte bir sahneden öteye geçemez. Larende Caddesi yenilenmeli fakat yeniden sur inşa etmeye bu noktada gerek olduğunu düşünmüyorum. Bunun yerine yapılacak kazılarla elde edilecek buluntuların arkeopark şeklinde kentli ile buluşturulmasını, Konya tarihinin özgün veriler ile anlatılmasını daha uygun buluyorum. Bir diğer önemli proje de Türbe Arkası Kentsel Yenileme Projesi. Bu proje diğer projelerden farklı olarak Konya’nın kalbine doğrudan bir dokunuş. Alan Konya’nın dışa açılan yüzü olacak, yılda onbinlerce insanın ziyaret ettiği Mevlana Dergahının devamı niteliğinde ve çok önemli bir parçası. Bu yönü ile oldukça fazla düşünülmesi gerekiyor. Buranın kente kazandırılması, tanımsız bir kentsel boşluk olmaktan kurtarılması oldukça önemli.”

konya-darul-mulk-5.jpg

‘KOYDUĞUMUZ HER TAŞ BİR MESAJ İÇERİYOR’

Korumaz, Konya Türbe Önü ve Türbe Arkası alanlarının uluslararası ölçekte önem taşıyan ve ele alınması gereken bir bölge olduğunun altını çizdi. Korumaz sözlerine şöyle devam etti: “Mevlana Müzesi bizim uluslararası arenada çok önemli bir yüzümüz. Her şeyimizle Kubbe-i Hadra’ya sonsuz saygı duymamız gerekiyor. Bu saygı manevi bir bağdan öte kentli olarak, kullanıcı olarak, planlayan, tasarlayan olarak, karar verici olarak tüm uzantıları içinde barındırıyor. Türbe önü ve arkasının manevi havasına, kimliğine, hafızasına, dokusuna aykırı müdahale yapmamamız gerekiyor. Koyduğumuz her bir taş gelecek nesillere bir mesaj içeriyor. Bu bilinçle hareket etmemiz gerektiğini gözden kaçırmamalıyız. Kentlerimize dokunma eşiklerini geçmememiz, nerede durmamız gerektiğini iyi bilmemiz gerekiyor. Kentle beden arasındaki ilişki duyular, algılar, optik ve dokunsal görsellikle, genel kültürel doku üzerinden yürür. Bu ilişkiyi bozmamak ancak henüz dokularını kaybetmemiş canlı bir kent ile mümkün olabilir. Toplum olarak yıkarak yapmak huyumuzdan vazgeçip korumak ve onarmak temelli bir anlayışı benimsemeye ihtiyacımız var.”

SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ

konya-darul-mulk-6.jpg

 Muhabir