Diş eti enfeksiyonu bağışıklığı düşürüyor!

Diş Hekimi Neslihan Güntekin, diş eti enfeksiyonu ve bağışıklık ilişkisini anlattı.
Diş eti enfeksiyonu bağışıklığı düşürüyor!

İçinde yaşadığımız dönem itibari ile bağışıklık sistemimizi yüksek tutmak hepimizin isteği. Gerek vitamin takviyeleri, gerek beslenme şekilleri ya da uyku düzeni olsun; bağışıklığımızı desteklemenin birçok farklı yolu var. Diş ve ağız sağlığımızı korumak da bu faktörlerden biri. Diş Hekimi Neslihan Güntekin, diş eti enfeksiyonu ve bağışıklık ilişkisini anlattı.

                                                                                                                                                      

Diş eti enfeksiyonları veya diş apsesinin bağışıklık kaynaklarını tüketerek vücudun Koronavirüs gibi virüslerin saldırısına karşı kendini savunmasını zorlaştırabileceğini söyleyen Diş Hekimi Neslihan Güntekin, “Ağızdaki bir enfeksiyon bütün vücudu etkiler. Bu sadece bağışıklık anlamında değil; kalp hastalarıyla, tansiyon, şeker yani hepsiyle ilişkilidir. Bununla ilgili çok büyük çalışmalar var. Yani ağız sağlığı gebe annede doğum ağırlığını bile etkileyen bir şeydir. İnsanlar bir zaman sonra dişlerini kaybediyor. Kaybettikten sonra sindirim bozuluyor. Yeme alışkanlıkları değişiyor ve doğal olarak bütün vücut etkilenmiş oluyor. O yüzden her şeyin başı kesinlikle ağızdır” ifadelerini kullandı. 

dis-tedavisi.jpg

‘HASTA SAYISI AZALDI’

Yeni normal dönemde hasta sayılarının azaldığının bilgisini veren Neslihan Güntekin, “Hastanelerde bakılan hastalar çok minimize edilmiş durumda. Pandemi sürecinde sadece acil tedavilere baktık. Bu süreçte estetik, kozmetik tedaviler biraz daha arka plana atıldı. Belli ki virüs henüz bitmeyecek. Bu nedenle rutin tedavilerimize döndük. Rutin tedavilerimizde de baktığımız hasta sayısını azalttık. Kliniklerin normal kapasitesinin yarı kapasitesinde çalıştırıyoruz. Yani bir ünitede aynı anda 20 hasta bakılıyorsa artık 10 hasta bakıyoruz. Bu baktığımız hastaların arasında belli zaman dilimi var. Ultra viyole cihazlarla bölgeler dezenfekte ediliyor, temizleniyor. Daha sonra dinlendirilip havalandırılması için yarım saat bekleniyor. Bunları yaparak yavaş yavaş rutin tedavilere geçiyoruz” ifadelerine yer verdi.

‘RANDEVUYA TAM ZAMANINDA GELMEK BULAŞ RİSKİNİ AZALTIR’

Randevuya tam zamanında gelmenin bulaş riskini azaltacağını vurgulayan Güntekin, “Pandemi sürecinde hasta sayımız yok denecek kadar azdı. Bizim bölümümüze günde 3-4 hasta başvuruyordu. Yeni normal dönemde hasta bakmaya başladığımız için sayı yavaş yavaş artıyor. Hastaların randevularına tam saatinde gelmeleri bulaş riskini azaltır. Örneğin biz hastaya 13’de randevu veriyoruz. Hasta randevuya 10’da geliyor. Bu durumda hastalar çok beklemek zorunda kalıyorlar. Şu anda biz bu tür hastaları bahçeye davet ediyoruz. Hasta geç kaldığı zaman o durumda onu alamıyoruz. Çünkü aynı saatte başka bir hasta var ve o kiniğin havalandırılması lazım. Bu yüzden, hasta yeniden randevu sürecine girmek durumunda kalıyor. Yani hastanın kendisi de biraz mağduriyet yaşıyor. O yüzden biz genelde hastalardan 15 dakika erken gelmelerini istiyoruz” şeklinde konuştu. 

neslihan-guntekin.jpg

‘DİŞLERİNİZİ DÜZENLİ FIRÇALAYIN’

Ağız ve diş sağlığının korunması için hastaların düzenli olarak dişlerini fırçalamaları gerektiğine dikkat çeken Güntekin şöyle devam etti: “Düzenli fırçalamayla zaten birçok tedaviye gerek kalmıyor. Böylece hastalar bizim de yükümüzü hafifletmiş oluyorlar. Bu alışkanlık Türkiye’de geliştirilmesi gereken bir durumdur. 35-40 yaşında daha hiç dişini fırçalamamış hastalar var. Ya da 25 yaşında artık bütün dişleri kaybetmiş takmalı çıkarmalı proteze geçmiş hastalar var. Bunlar tabi ki mesleki anlamda bizim için üzücü bir durumdur. Bizim en büyük tavsiyemiz günlük rutin fırçalamadır. Rutin fırçalama dediğimiz fırçayı ağzımıza sokup 10 dakika ileri geri hareket ettirmek değildir. Rutin fırçalamada dakikası çok önemlidir, her dişin yüzeyine temas çok önemlidir. Biz zaten gelen hastalarımıza burada mutlaka fırçalama eğitimi veriyoruz. Bazı hastalar fırçalamayıp karbonatlı suyla ya da sirkeyle yıkamak istiyor. Fırça ve macun olmadıktan sonra biz sağlığı idame ettiremiyoruz. Bunun için hastanın düzenli kontrollerine gelmesi ve talimatlara uygun bir şekilde fırçalaması gerekmektedir. Aksi takdirde ilerleyen dönemlerde bir sürü diş kaybı ve dental tedavi gerekliklerine neden olabilir.”

‘TÜRKİYE’DE AĞIZ SAĞLIĞI GELİŞİYOR’

Türkiye’nin ağız sağlığı konusunda geliştiğine dikkat çeken Güntekin, “Türkiye’ye göre kötü durumda olan ülkeler var. Türkiye’de hijyen alışkanlıkları gün geçtikçe artıyor olabilir ama kesinlikle yetersiz diyebiliriz. Ben genç hastalarımızın bu konuda daha bilinçli buluyorum. Nesil değiştikçe hastaların beslenme alışkanlıkları da değişiyor. Şu anki nesilde abur cubur ve şekerli gıda tüketimi de çok artmış durumdadır. Aslında bilinç artıyor ama aynı zamanda beslenme alışkanlıkları da kötüye gidiyor. Türkiye’de sağlık sigortası birçok tedaviyi karşılıyor. Mesela diş tedavisinin yüzde 90’nını devlet karşılıyor. Avrupa’da bu böyle değil. Orada sağlık sigortası olmuyor ve herkes kendi cebinden bunu yaptırmak zorunda kalıyor. Zaten ülkemizdeki sağlık turizmi dediğimiz olayın da sebebi hastaların tedavilerini daha kolay ve daha ucuza yapabilmeleridir” diyerek sözlerini noktaladı.

SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ