Dondurma diye yediğiniz dondurma olmayabilir!

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte kendisini sokağa atan vatandaşlar dondurmaya büyük ilgi gösteriyor. Sıcak havalarda en çok meyveli dondurmaların tercih edildiğini söyleyen Yusuf Keleş, dondurma diye satılan bazı ürünlerin aslında dondurma olmadığını belirterek tüketicilere önemli uyarılarda bulundu.

Dondurma diye yediğiniz dondurma olmayabilir!

Temmuz ayı itibarıyla tüm Türkiye’de olduğu gibi Konya’da da hava sıcaklıkları adeta rekor kırdı. Geçtiğimiz hafta termometrelerin 40 derecelerin üzerine çıktığı Konya’da vatandaşlar serinlemek için çare arayışına düştü. Sıcaklıklardaki bu artış en çok da dondurma satışlarına etki etti.

peksut-pastanesi-sahibi-konya-1.jpeg

Dondurma satışlarının bu hafta itibarıyla çok hareketli olduğunu belirten İpeksüt Pastanesi Sahibi Yusuf Keleş, “2025 yılı güzel devam ediyor. Havalar sıcak şuanda ve satışlar hareketli. Bizim sezonun en hızlı olduğu dönem temmuz ayının başlarından ağustos ayının sonlarına kadar devam eder. Biz de işlere yetişmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

peksut-pastanesi-sahibi-yusuf-keles-1.jpeg

VATANDAŞLAR DONDURMAYA AKIN EDİYOR

Vatandaşların gösterdiği ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getiren Keleş, “Satışlarımız şuanda günlük 50 ile 100 kilogram arası değişiyor. Konyalılar en çok sade ve kakaolu dondurmayı çok seviyorlar ama tüketim alışkanlıkları da değişmeye başladı. Meyveli dondurmalar sıcaklıkların artması ile insanlara biraz daha ferahlatıcı geliyor. Böyle olunca çok sıcak olduğu zamanlarda meyveli dondurma daha çok tüketiliyor. Hava sıcaklığına göre çeşit de değişiyor” diye konuştu.

peksut-pastanesi-sahibi-yusuf-keles-6.jpeg

GLİKOZ VE MARGARİNE DİKKAT!

Dondurmanın kalitesini kullanılan ham maddenin belirlediğini söyleyen Keleş, “Dondurmada kullanılan malzeme çok önemli. Dondurmanın ham maddesi sahleptir. Sahlep, Türkiye’nin her yöresinde yetişiyor. Cinsine göre, yetiştiği yöreye göre kilosu 2 bin TL ile 6 -7 bin TL arasında değişiyor. Dondurmada kullanılan sahlep çok önemli, bunun yanında kullandığımız süt de çok önemli. Sütün yağ oranı, kuru madde oranı çok önemli. Biz dondurmalarımızda doğal şeker kullanıyoruz. Ama endüstriyel dondurmaların birçoğu glikoz takviyesi kullanıyor. Biz glikoz kullanmıyoruz. Bir de endüstriyel dondurmalar margarin kullanır, bunu kıvamı arttırmak için yaparlar. Biz margarin de kullanmıyoruz. Kaliteli dondurmanın özelliği de bu aslında” şeklinde konuştu.

peksut-pastanesi-sahibi-konya-3.jpeg

UCUZ ETİN SUYU KARA OLUR!

Ucuz dondurmanın sağlık açısından riskli olduğuna değinen Keleş, “Her şeyin bir bedeli var, kalitenin de bir bedeli var. Kaliteli dondurma 350 – 400 TL’den aşağıya satılamaz. Dondurmanın fiyatı, kullanılan malzemeye göre, çeşitliliğe göre, fındıklı, fıstıklı, Antep fıstıklı gibi malzemelerin kullanımına göre değişir. Ham maddenin girdisi yükseldikçe dondurmanın satış fiyatı da yükseliyor. 700-800 TL’ye kadar şuanda Konya piyasasında satılan dondurma çeşidi var” dedi.

peksut-pastanesi-sahibi-konya-2.jpeg

MEYBUZ GİBİ SU BAZLI DONDURMALARA DİKKAT!

Su bazlı dondurmaların çocuk sağlığında risk barındırdığını ifade eden Keleş, “Çocuklara dondurma yedikten sonra mutlaka ılık su içirmeliyiz. Ilık su, boğazlarının tahriş olmasını engeller. Bir de su bazlı dondurma boğazı daha çabuk tahriş eder. Yani yediğimiz dondurma süt bazlı bir dondurma ise kolay kolay boğazı tahriş etmez, hastalandırmaz. Ama su bazlı ise örneğin meybuz türü ya da meyveli buz şeklinde ise çocukların boğazı tahriş olabilir. Her ne olursa olsun dondurma yedikten sonra ılık su içilmesi iyi olur. Tüketicilerin bilinçli tüketici olması, aldıkları dondurmanın etiket bilgilerine çok dikkat etmesi gerekir. Yani bir gıda ürününün nasıl bir üretim süreci içerisinde yapıldığını, içinde nelerin olduğunu bilmesi gerekir. Yoksa doğal dondurma yerine glikoz ve margarin katkılı dondurma tüketimi kaçınılmaz olur” cümlelerini kullandı.

peksut-pastanesi-sahibi-yusuf-keles-2.jpeg

3 KUŞAKTIR KONYA’YI SERİNLETİYORLAR

Meslekte uzun yıllardır hizmet verdiklerini söyleyen Keleş, “Bu meslek, bizim baba mesleği. Babam 1982’de başlamış bu işe, ben de çocukluğumdan beri onun yanında bu işi öğrendim. Bayrağı devraldım ve taşıyorum. Şimdi bizim 3. kuşak da mesleğimize sahip çıkıyor. İki kızım var, onlar da artık yavaş yavaş işi öğreniyorlar. Büyük ihtimalle bayrağı onlara devredeceğiz. Şuan eşim, kızlarım ve ayrıca çalışanlarımız da var, 10 kişi çalışıyoruz burada. Sezonda olduğumuz ve yoğun olduğumuz için çalışan sayısında sıkıntı çekiyoruz” dedi.

peksut-pastanesi-sahibi-yusuf-keles-7.jpeg