"Dünya ortak hareket etmeli, göç sorunu ülke sınırlarını aştı"

İSTANBUL (AA) - MEHMET KARA - Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz, göç sorununda uluslararası iş birliğinin artırılması gerektiğine değinerek, "Göç bir ülkenin halledebileceği bir sorun değil, sınırları aşan bir problem. Tüm dünya ortak hareket etmeli, çünkü göç sorunu ülke sınırlarını çoktan aştı." dedi.

Ayaz, Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı'na ilişkin, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Konferansta 38 ülke tarafından kabul edilen İpek Yolu Göç Ortaklığı "İstanbul Taahhütleri" ve "Eylem Çağrısı" metinlerinin, tarihi metinler olduğunu ifade eden Ayaz, Türkiye'nin, 1991'de başlatılan Budapeşte Süreci'nin 2006'dan bu yana başkanlığını yürüttüğünü anımsattı.

"2013'te kararlaştırılan, göç alanında atılması gereken adımların somut bir göstergesi olarak 'İstanbul Taahhütnamesi' ve 'Eylem Çağrısı' metinleri bu konferansta kabul edildi." diyen Ayaz, 52 üye ve 7 gözlemci ülkenin yanı sıra 14 uluslararası kuruluşun da Budapeşte Süreci'ne aktif katılım sağladığını söyledi.

Abdullah Ayaz, bu belgelere katılmayan ya da çekimser davranan ülkelerin olduğunu da belirterek, "6 ülke, belgeye katılmadığını ifade etti. Ülkelerin göç politikalarını saygıyla karşılıyoruz ama dünyanın artık gelmiş olduğu nokta itibarıyla göçün el birliğiyle yönetilmesi gerekiyor. Göç bir ülkenin halledebileceği bir sorun değil, sınırları aşan bir problem. Tüm dünya ortak hareket etmeli, çünkü göç sorunu ülke sınırlarını çoktan aştı." diye konuştu.

Kaynak, transit ve hedef ülkelerin bu sürecin merkezinde yer aldığını ifade eden Ayaz, "Türkiye hem hedef hem de transit ülke konumunda. Hiçbir ülkenin süreçten geri çekilme lüksü yok. Bazı ülkeler şimdi kabul etmeseler de ileride farklı platformlarda göçü tartışmak, farklı belgeler imzalamak ve farklı iş birliklerine girmek zorunda kalacak." dedi.

- "Yaptıklarımız tebrikle, teşekkürle karşılanıyor"

Türkiye'nin hem Budapeşte Süreci'nin başkanlığını yürüten ülke olarak hem de göç konusunda dünyadaki en tecrübeli ülkelerden birisi olarak öne çıktığının altını çizen Ayaz, özellikle Suriye krizinin ardından yaşanan tecrübeleri tüm platformlarda diğer ülkelerle paylaştıklarını söyledi.

Abdullah Ayaz, Suriye krizinde devlet kurumları ve Türk halkının tüm dünyaya örnek olan bir süreç yönettiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Avrupa'da yüzlerle sayılacak göçmenler, kriz meselesi haline gelirken, ülkemizde yüz binlerce Suriyeliyle yaşamaya devam ediyoruz. Bu gerçekten kolay bir durum değil. Bunu bütün platformlarda ifade ettik. Uluslararası iş birliğinin eksik olduğunu ve ülkemize daha fazla uluslararası desteğin verilmesi gerektiğini anlattık. Tüm ülkeler yaptıklarımızı tebrikle, teşekkürle karşılamakla beraber tecrübelerimizden de istifade etmek istiyor. Önümüzdeki dönemde de çok yoğun bir görüşme trafiği olacak."

- "Medyadan beklentimiz, sadece gerçekleri yansıtması"

Göç ve göçmenler konusunda medyadan beklentileri olduğunu da anlatan Ayaz, özellikle sosyal medyadaki, gerçekleri yansıtmayan paylaşımlara dikkat çekti.

Ayaz, medyanın doğru ve sağlıklı bilgi üretmesini arzu ettiklerini dile getirerek, şu açıklamalarda bulundu:

"Medyadan beklentimiz, sadece gerçekleri yansıtması. Yazılı ve özellikle görsel medya, halen ana haber kaynağı olsa da genç jenerasyonda sosyal medya kullanımı öne çıkıyor. Bu dönemde, gerçek olmayan ve yabancıları hedef alan habere rastlıyoruz. Bunlar maalesef hiçbir amaca hizmet etmiyor. Bunlar gerçekçi olmayan düşmanlıkları körüklüyor. Bazı şehirlerimizde bu nedenle ufak sorunlar da yaşadık. Ortaya çıkan bir söylentiyle yabancılar hedef alınabiliyor. Biz herkesi daha sorumlu davranmaya davet ediyoruz."

Abdullah Ayaz, olan bir durumun aktarılmasında hiçbir sorunun olmadığını vurgulayarak, "Fakat 'Suriyeliler devletten maaş alıyor', 'üniversitelere sınavsız olarak giriyor' gibi gerçek olmayan iddiaları kabul etmiyoruz. YÖK de birkaç gün önce, bu konuda açıklama yaptı. Tekrar söylemek istiyorum. Hiç kimse evini, yurdunu keyfinden terk etmiyor. Eğer ülkelerinde kalma şansları olsa, muhakkak kalacaklardı. Ancak tarih onların önüne böyle bir sınav koydu. Biz ülke olarak, millet olarak 8 yıldır ciddi bir emek verdik. Bu emeklerin asılsız haberler ve söylentiler sebebiyle zarar görmesini, heba olmasını istemeyiz. Buna da kimsenin hakkı yok." diye konuştu.