Dünya Türk İş Konseyi Toplantısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (1)- "Biz iki ayrı devlet olsak da aynı milletin evlatlarıyız, bunun için her fırsatta 'Biz iki devlet, tek milletiz.' dedik, diyoruz. Şimdi tabii yapılacak Türk Konseyi'nde bunu biraz daha geliştiriyoruz, diyoruz ki '6
Dünya Türk İş Konseyi Toplantısı

BAKÜ (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz iki ayrı devlet olsak da aynı milletin evlatlarıyız, bunun için her fırsatta 'Biz iki devlet, tek milletiz.' dedik, diyoruz. Şimdi tabii yapılacak Türk Konseyi'nde bunu biraz daha geliştiriyoruz, diyoruz ki '6 devlet tek milletiz'. Azerbaycan'ı olduğu gibi Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ı da kendimizden ayrı görmedik, görmüyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hilton Otel'de düzenlenen Dünya Türk İş Konseyi Toplantısı'na iştirak ederek, katılımcılara hitap etti.

Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Anavatanımızdan ayrı tutmadığımız can Azerbaycan'a hoşgeldiniz diyorum. Zira biz burada kendimizi misafir gibi değil, evimizde gibi hissediyoruz." diye konuştu.

Merhum Bahtiyar Vahapzade'nin "Dinimiz bir, dilimiz bir, ayımız bir, ilimiz bir, aşkımız bir, yolumuz bir, Azerbaycan-Türkiye" ifadelerini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz iki ayrı devlet olsak da aynı milletin evlatlarıyız, bunun için her fırsatta 'Biz iki devlet, tek milletiz.' dedik, diyoruz. Şimdi tabii yapılacak Türk Konseyi'nde bunu biraz daha geliştiriyoruz, diyoruz ki '6 devlet, tek milletiz'. Azerbaycan'ı olduğu gibi Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ı da kendimizden ayrı görmedik, görmüyoruz. Türkistan coğrafyası bizim ata yurdumuz, ana ocağımızdır. Hepimiz aynı dili konuşan, aynı dine inanan, tarihi, kültürü, medeniyeti bir, 300 milyonluk çok büyük bir aileyiz. Kazak, Kırgız, Özbek, Tacik ve Türkmen kardeşlerimizin de Türkiye'ye aynı nazarla baktıklarını, ülkemizi kendi evleri gibi gördüklerini biliyorum. İnşallah bu toplantımızın aramızdaki muhabbet ve kardeşlik bağlarını daha da perçinleyeceğine inanıyorum."

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve bünyesinde faaliyet gösteren Dünya Türk İş Konseyi'ni program dolayısıyla tebrik eden Erdoğan, toplantıya teşrif eden katılımcılara şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya Türk İş Konseyi Buluşması'nın Türk dünyasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin artmasına vesile olmasını diledi.

Sınırların ve mesafelerin anlamını yitirdiği, dünyanın giderek devasa bir köye dönüştüğü bir dönem yaşandığına işaret eden Erdoğan, globalleşmeyle eş zamanlı şekilde bölgesel iş birliğinin, küresel siyaset ve ekonomideki ağırlığının da giderek arttığına dikkati çekti.

Erdoğan, aynı coğrafyayı paylaşan, aynı ortak kültür ve tarih havzasından beslenen, aynı dili konuşan milletlerin müşterek platformlar ve projeler zemininde daha fazla bir araya geldiğini gördüklerine değinerek, şöyle devam etti:

"7'nci zirvesini yapacağımız Türk Konseyi, Türk dünyası olarak son dönemde bu yönde hayata geçirdiğimiz en kritik iş birliği mekanizmasıdır. Merhum İsmail Gaspıralı'nın 'Dilde, fikirde, işte birlik' diyerek bütünleşme ideali tam bir asır sonra Türk Keneşi'nde adeta gerçeğe dönüşmüştür. Kısa süre önce Özbekistan'ın tam üyeliğiyle konsey daha da güçlenmiştir. Son olarak Macaristan'ın gözlemci üye olarak Türk Keneşi'ne katılması ise örgütün geleceği bakımından çok önemli bir kazanımdır. Bu sene 10'uncu yaşını kutlayan Türk Konseyi'nin Türkmenistan'ın da tam üyeliği ile merkezi konumunu pekiştireceğine inanıyorum. Amacımız ve arzumuz tek bir kardeşimizin, tek bir soydaşımızın dahi dışarıda kalmadığı güçlü, kuşatıcı ve kapsayıcı bir yapıyı tesis etmektir."

- "İş adamlarımız ticari ve ekonomik ilişkilerimizin alperenleridir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 300 milyonluk Türk dünyasının içinde barındırdığı muazzam potansiyeli ancak bu şekilde tam manasıyla hayata geçirebileceğini vurgulayarak, "Bu potansiyeli kullanma noktasında 15-20 yıl öncesine göre gerçekten büyük mesafe aldık ancak iş dünyasının lokomotif rolünü oynamadığı her proje akim ve eksik kalmaya mahkumdur. Çünkü iş adamlarımız ticari ve ekonomik ilişkilerimizin alperenleridir. Siyasi ve kültürel ilişkiler ticari iş birlikleriyle tahkim edildiği, desteklendiği müddetçe krizlere, şoklara karşı direnç kazanır." ifadelerini kullandı.

Bu nedenle iş dünyasını bir araya getiren çalışmalara büyük önem verdiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Bir taraftan ikili ticaretimizin önündeki engelleri kaldırırken diğer taraftan da ortak ulaşım projeleriyle ülkelerimiz arasındaki mesafeleri kısaltıyoruz. Önümüzdeki dönemde sizlerin rekabet gücünü artıracak çalışmalara öncelik vermeyi sürdüreceğiz." diye konuştu.

Erdoğan, Türk dünyası olarak hem kendi içinde hem de dünyanın farklı ülkelerine göç verildiğini, bu göçlerin farklı sebepleri olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin 1960'lardan itibaren vatandaşlarını yurt dışına işçi olarak gönderdiğini, son yıllarda ise komşu coğrafyalardan çok ciddi göç almış bir ülke olduğunu anlatan Erdoğan, halihazırda 6,5 milyon Türk vatandaşının başta Avrupa olmak üzere çeşitli ülkelerde hayatlarına devam ettiğini söyledi.

Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da yaşayan Türkiye kökenli insan sayısının 20 milyonun üzerinde olduğunun tahmin edildiğini aktaran Erdoğan, "Batı Trakya'dan Doğu Avrupa'ya kadar pek çok yerde hala bir asır önce bıraktığımız kardeşlerimiz bulunuyor. Türk cumhuriyetlerinden de kendi vatanlarından uzakta yaşayan 10 milyonlarca kardeşimiz, bir başka ifadeyle diasporamız var. Değerli dostum İlham Aliyev'in dediği gibi 'Bir milletin iki diasporası olmaz'. Biz Kazak, Özbek, Türkmen, Azeri, Kırgız, Tatar, Çerkez, Ahıska, Çeçen tüm kardeşlerimize Türk diasporasının doğal bir üyesi nazarıyla bakıyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Yurt dışına giden girişimcilerimizin oranı giderek artıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ailesinin rızkını kazanmak için geçici olarak yurt dışına giden insanların önemli bölümünün zaman içinde bulundukları ülkelerde kalıcı hale geldiklerini anımsatarak, şunları kaydetti:

"Bu insanlar anavatanlarıyla bağlarını hiçbir zaman koparmadılar fakat geleceklerini kendi ülkelerinde değil, göç ettikleri yerlerde görmeye başladılar. Yurt dışına giden insanlarımız arasında artık sadece işçiler değil, doktorlar, siyasetçiler, akademisyenler, bakanlar hatta bulundukları şehirleri yöneten belediye başkanları var. İrili, ufaklı, ayrıca doğrudan iş kurmak, yatırım yapmak, ticari faaliyette bulunmak gayesiyle yurt dışına giden girişimcilerimizin oranı da giderek artıyor. Şu anda içimizde bu tür arkadaşlarımız, kardeşlerimiz var. Başarılarıyla göğsümüzü kabartan bu kardeşlerimizin her türlü imkansızlığa rağmen ulaştıkları konumlardan gurur duyuyoruz."

(Sürecek)

Kaynak: