Efsane Kasım’da dolandırılmayın!

Kasım indirimleri sebebi ile e-ticaret sektörü en hareketli zamanlarını yaşıyor. Online Ticaret İşletme Sahibi Yahya Çark bu hareketli günlerde tüketicilerin dolandırılmaması için uyarılarda bulundu.
Efsane Kasım’da dolandırılmayın!

2022 yılının ilk 10 ayında e-ticarette en çok şikayet edilen konularla ilgili veriler hazırlayan Şikayetvar, bu verileri kamuoyunla paylaştı. E-ticaret sektörüne dair en çok şikayet edilen konu satın alınan ürünün veya hizmetin iadesinde ve iptalinde meydana gelen sorunlar oldu. E-ticaretteki iadelerin oranı baz alındığında ürünlerin 30’unun iade edildiğinin bilgisini veren Yahya Çark, “İade hakkının sektöre ve ekonomiye yüzde 30 oranında zararı var ancak bu yüzde 30 tekrar ekonomiye kazandırılsa fiyatlar çok daha uygun olur. Satıcı bu tip örneklerle karşılaştıkça operasyonel risk alıp ürünlerin fiyatını yüzde 15, yüzde 20 oranında artırıyor. Haliyle aslında tüketici daha ucuz ürün almak yerine daha pahalı ürün alıyor. Yani tüketici kendi eliyle kendi bindiği dalı kesmiş oluyor” dedi.

yahya-cark.jpg

‘TÜKETİCİNİN ELİNDEKİ EN EBÜYÜK SİLAHI FATURASIDIR’

Tüketicilerin internet üzerinden alacakları ürünün sözleşmesini ve açıklamasını mutlaka okuması gerektiğinin altını çizen Yahya Çark, “Mesela internet sitesinde ürünün görseli var. Tüketici o ürünün sadece görseline bakıyor ve hemen o ürünü alıyor. Açıklamada ‘bu ürünün şu özelliği yoktur’ diyor. Bu noktada tüketicinin neyi aldığını çok iyi bilmesi gerekiyor. Daha sonra satış sözleşmelerini çok iyi okuması gerekiyor. Alıcının kandırılmaması için satıcıya mutlaka ‘vergi levhanızı görebilir miyim’ diye sorması gerekir. Sorma hakkına da sahiptir. Satıcı fatura kesmiyorsa tüketici hemen vergi hattını arayıp ‘bu satıcı bana fatura kesmedi vergi kaçırıyor’ diye doğrudan ihbar edebilir. Maalesef tüketiciler bunların hiçbirisini yapmıyorlar. Hiç kimse de faturasının ne olduğunu sorgulamıyor. Çünkü fatura sadece bir vergi aracı değildir. Aynı zamanda o ürünün size satıldığını gösteren ve yarın bir gün o ürünün başına bir şey geldiğinde de haklarınızı arayabileceğiniz bir belgedir. Faturasız mal satmak hırsızlıktır. Tüketicinin de haklarını koruması için elindeki en büyük silahı faturasıdır. Eğer satıcı fatura vermiyorsa çok güvenilir bir satıcı değildir” diye aktardı.

e-ticaret-1.jpeg

‘TÜKETİCİ VE ÜRETİCİ BİRBİRİNE BAĞLIDIR’

Türkiye’de e-ticarette ekonomik anlamda çok büyük bir kayıp olduğunu vurgulayan Çark, sözlerine şöyle devam etti: “Bunun önüne geçilmesi için düzenlemeler yapılması gerekiyor. Tüketici ve üretici birbirine bağlıdır. Tüketim olmazsa üretim olmaz, üretim olmazsa tüketim olmaz. Bu nedenle kapıda ödeme ve iadelerde her iki tarafın da dinlenmesi ve var olan sorunların çözüme ulaştırılması gerekiyor. Sosyal medyada satışların büyük bir bölümü kapıda ödeme olduğu için bu kez de satıcının alıcıya güveni noktasında sorunlar yaşanabiliyor. Eğer alıcı bu noktada bir sorun yaşatıyorsa çok büyük bir ekonomik kayba yol açıyor. Çünkü 100 kişiden 30 tanesi kapıda ödeme olarak aldığı siparişi teslim almıyor. Haliyle de çok büyük bir ekonomik kayıp oluşuyor. Bunun bir yaptırımı da yok. E-ticaretteki iadelerin oranını baz aldığımızda ürünlerin yüzde 20’si veya yüzde 30’u iade ediliyor. Örneğin, müşteri bir düğüne gidecek, kendisine bir elbise alıyor. Daha sonra o düğünde o elbiseyi giydikten sonra 14 gün iade hakkım var diyerek o ürünü iade ediyor. Satıcı da bu noktada her zaman hakkını arayamıyor.

e-ticaret-1.jpg

‘E-TİCARET HIZLI BİR BÜYÜME KAT ETTİ’

E-ticaretin Türkiye’de pandemiyle birlikte çok hızlı gelişen alanlardan bir tanesidir olduğunu belirten Çark, “İnsanlar eve hapsolduklarına ve evden bir iş kurmak istediklerinde akıllarına ilk olarak e-ticaret geldi. Şu anda e-ticaretimiz yaklaşık 381 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Bu da Türkiye’de dönem ticaretinin yüzde 17’sine gelen bir orana ulaştı. Son yıllarda bayağı bir hızlı büyüme kat etti. Bunda pandemi döneminin çok önemli bir etkisi oldu. Dünyada gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda e-ticaret çok daha gelişmiş durumda. Bizim de buna ulaşmamız için birtakım mevzuat düzenlemeleri, birtakım teşvikler oluşturulması gerekiyor. Henüz tam anlamıyla insanlarda ‘internetten alışveriş güvenlidir’ algısı oluşmadı. Büyük alışveriş sitelerinin pazar yerlerinin gelişmesiyle birlikte insanlar ürünleri büyük alışveriş sitelerinden almayı daha mantıklı ve daha güvenilir buluyorlar. Bu durum bireysel satıcıları daha çok sosyal medyaya yönlendirdi. Çünkü sosyal medyada kapıda ödeme gibi bir seçenek var. Mesela büyük alışveriş sitesinden bir ürünü kapıda ödemeyle alamazsınız. Fakat herkeste kredi kartı kullanmadığı için özellikle bu kesim de Trendyol gibi büyük alışveriş sitelerine yönelmiş durumdalar” dedi.

e-ticaret-2.jpg

‘İKİ TARAFI DA KORUYACAK DÜZENLEMELER YAPILMALI’

Hem tüketicileri hem de üreticileri koruyacak düzenlemeler yapılması gerektiğine dikkat çeken Çark, “Türkiye’de e-ticaret kanunu gündemdeki yerini koruyor. Hem tüketicileri hem de üreticileri koruma anlamında önemli bir adım ama maalesef büyük resme odaklanmış bir kanun değil. Günümüzde e-ticaretin daha çok gelişmesi için geniş kapsamlı çalışmaların yapılması gerekmektedir. Hem satıcılar hem de tüketiciler nezdinde iki tarafı da koruyacak düzenlemeler yapılmalıdır. Bir ürünle ilgili sorun yaşadığında satıcı ve kargo mesuliyet kabul etmiyor. Bir ürüne gelen zarar aslında milli servete gelen bir zarardır. Bu zararların hepsi satıcılar tarafından tüketicilere yansıtılıyor. Bir zarar oluşuyorsa maliyetlere yansıtılıyor, fiyatlara yansıtılıyor. O da bir şekilde aslında tekrar tüketiciden tahsis edilen bir para oluyor” diyerek sözlerini noktaladı.

•SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ

 Muhabir