Erdem Görgün: İsraftan kaçınarak; daha az emisyon üretip, daha düşük karbon ayak izi bırakalım

İklim değişikliğinin dünyadaki en büyük problem olduğunu söyleyen Prof. Dr. Erdem Görgün, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde yapılan geri dönüşüm ve sıfır atık çalışmalarının gelecek adına çok önemli olduğunu dile getirdi. Görgün, “Herkes hayat tarzını tekrar gözden geçirmeli, gereksiz tüketimi azaltmalı, israftan kaçınmalıdır. Bu sayede daha az emisyon üretip, daha düşük karbon ayak izine sahip oluruz” dedi.
Erdem Görgün: İsraftan kaçınarak; daha az emisyon üretip, daha düşük karbon ayak izi bırakalım

Atıkların geri kazanımı için önemli bir çalışma olan depozito iade sisteminin bu yıl uygulanması beklenirken alınan kararla seneye ertelendi. Peki depozito iade sistemi nedir, ne gibi avantajları vardır? İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Görgün, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

1413382.jpg

‘ÇEVRE KİRLİLİĞİ AÇISINDAN OLUMLU BİR GELİŞME’

Depozito iade sisteminin bir borç verme sistemi gibi algılanması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Erdem Görgün, “Depozito yönetim sistemi başlamadan önce bir takım hazırlıklar yapılması gerekiyor. Hem bazı mevzuatlar yayınlanacak hem de bazı yatırımlar yapılacak. Bunları şu anda Türkiye Çevre Ajansı hazırlamaktadır. Bunlar hazır olduğu zaman artık vatandaş markete veya herhangi bir satış noktasına gittiği zaman içecek alırken daha cüzi bir bedel ödeyecek. Bu hiçbir şekilde bir zam gibi algılanmamalıdır. Bunu bir borç verme olarak düşünebiliriz. Yani vatandaş doğayı korumak için bir borç para vermiş olacak. Ne zaman ki o içeceği tüketecek ve boş içecek ambalajını tekrar herhangi bir satış noktasına geri getirecek o zaman o verdiği borcu geri alacak.  Bu ürünlerin fiyatında bir artış anlamına gelmiyor. Fakat o verdiği borcun finans olarak gücü sayesinde o ambalajlar toplanacak ve geri dönüşüme kazandırılacak. Bu sistemle artık içecek ambalajlarımızı sağa sola, çöpe atmamış olacağız. Bu da çevre kirliliği açısından olumlu bir gelişme olacak” şeklinde konuştu.

erdem-gorgun.jpg

‘ATIKLAR, HEM ÇEVREYE HEM DE EKONOMİYE ZARAR VERİYOR’

Ambalaj atıklarının hem çevreye hem de ekonomiye ciddi zararlarının olduğunu ifade eden Erdem Görgün, “İçecek ambalajları, plastik pet şişe, alüminyum kutu ve cam şişenin kapsama alınması planlanıyor. Bunlar da eğer doğaya atılırsa, çöp depolama alanlarına gönderilirse hem çevreyi kirletiyorlar hem de ekonomik bir zarara yol açıyorlar. Mesela denize atılan toplam atıkların yüzde 90’ı bu tür içecek ambalajlarıdır. Petler ve plastikler mikro plastiğe dönüşüyor ve besin zinciri yoluyla tekrar vücudumuza geliyor. Cam şişeler özellikle ormanlık alanlarına atıldığında orman yangınlarının nedeni olabiliyor. Bunlar bizim ürettiğimiz atığın bir kısmıdır ama kirlilik açısından da önemli bir yükü var. Depozito iade sisteminin şöyle bir özelliği var: bunları atık olmadan, daha kirlenmeden temiz bir şekilde ekonomiye tekrar kazandırdığı için çok önemli bir ham madde değeri oluyor. Alüminyum kutuların bir tonu neredeyse 20 bin lira kadar bir değeri var. Temiz bir şekilde topladığımız için çok ciddi bir ekonomik kazanç da elde edebiliyoruz. Aynı zamanda çevreyi de korumuş oluyoruz” diye konuştu.

karatayin-130-farkli-noktasina-giysi-ve-tekstil-atik-kumbarasi-yerlestirildi-jpg-1500.jpg

‘VATANDAŞ DEPOZİTO SİSTEMİNE SAHİP ÇIKMALI’

Vatandaşın depozito iade sistemine yönelik bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Görgün, şöyle konuştu: “Depozito bedeliyle ilgili bir tespit yapılmadı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu konuyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Düşük bedelli içeceklere düşük depozito, yüksek bedelli içeceklere yüksel bedelli depozito da bir yöntem olabilir. Ama bunlar henüz netleşmedi. Vatandaşın buna sahip çıkması çok önemli. Depozito bedeli eğer çok düşük olursa vatandaş umursamayabilir. Çok yüksek olursa da başka sıkıntılara neden olabilir. O nedenle orta değerde bir fiyat belirlenmesi lazım. Bu konuda vatandaşın farkındalığının arttırılması gerekiyor. Bunun için de paydaşların vatandaşı eğiterek sistemin içeresine dahil etmeye yönelik kampanyalar, eğitim ve tanıtım çalışmaları yapmaları gerekiyor. Sadece Türkiye Çevre Ajansı değil bu sistemin birçok paydaşı var. Özellikle piyasaya süren adını verdiğimiz içecek üreticileri sonra o içeceği satan perakendeciler, oteller, restoranlar, kafeteryalar, bunların hepsinin vatandaşa dönük tanıtım kampanyaları yapmaları lazım ki insanların çevre bilinci daha çok artsın.”

karatay-belediyesi-geri-donusum-evden-baslar-sloga-1618391733990.jpg

‘ÇEVRE KİRLİLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR ADIM OLACAK’

Depozito uygulamasının çevre kirliliği açısından önemli bir adım alacağını kaydeden Görgün, “Depozito yönetim sistemi özellikle içecek ambalajlarından kaynaklanan kirlenmeyi ortadan kaldıracak bir sistemdir. Şu anda 23 milyar adet içecek ambalajı her sene piyasaya sürülüyor. Biz bunun toplamda yüzde 5’ini geri toplayabiliyoruz. Ama depozito uygulayan ülkelerde atıklar yüzde 80 yüzde 90 oranında geri toplanabiliyor. Depozito sistemi şimdilik sadece içecek ambalajlarına uygulanacak ama daha ileriki aşamalarda diğer ambalajlara da uygulanabilir. Mesela yoğurt kapları, peynir kapları, deterjan, kişisel bakım ürünleri, sigara paketleri gibi ürünler de sisteme dahil edilebilir. Tabi o zaman çevreyi koruma anlamında çok daha iyi bir noktaya geliriz. Ambalajlar dışında da çevreyi kirleten atıklarımız var. Evsel atıklarımız yıllık 32 milyon tona ulaştı. Bunun yarısı neredeyse yemek atıklarıdır. Bunlara karşı da bazı önlemler alınması lazım. Türkiye Çevre Ajansı zamanı geldiğinde bunların yönetimini sağlayacak” diye aktardı.

‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELE İÇİN HAYAT TARZINIZI GÖZDEN GEÇİRİN’

İklim değişikliğinin dünyadaki en büyük problem olduğunu söyleyen Görgün, “Türkiye, Akdeniz’in doğusunda yer alan bir ülke olarak iklim değişikliğinden çok etkilenmektedir. İklim Değişikliğiyle mücadelenin iki yolu vardır. Bir tanesi emisyon azaltımı bir tanesi de iklim değişikliğine uyum sağlamaktır. Bu araçların elektrikli hale gelmesi her iki mücadele alanında da çok önemlidir. Hem o emisyonu salmamış oluyoruz hem de bir anlamda uyum sağlamış oluyoruz. İklim değişikliğiyle mücadele açısından yerli otomobilimiz TOGG’un da elektrikli olarak piyasaya sürülmesi çok olumlu bir gelişmedir. Ama TOGG yetmez herkes hayat tarzını tekrar gözden geçirmeli, gereksiz tüketimi azaltmalı, israftan kaçınmalıdır. Bu sayede daha az emisyon üretip daha düşük karbon ayak izine sahip oluruz” diyerek sözlerini noktaladı.

SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ