Erdoğan, Belçika dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı: (2)

"Yunanistan'a teklifimdir; kapılarını açsın. Bu insanlar, Yunanistan'da kalıcı değil. Yunanistan'dan Avrupa'nın diğer ülkelerine geçip gitsinler"- "(Yunanistan) Sınır hattında takındıkları tavrın bir cinayet olduğunu bilmeleri lazım. Bunların sınırda öldü
Erdoğan, Belçika dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı: (2)

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yunanistan'a teklifimdir; kapılarını açsın. Bu insanlar, Yunanistan'da kalıcı değil. Yunanistan'dan Avrupa'nın diğer ülkelerine geçip gitsinler." dedi.

Erdoğan, Belçika ziyaretinden yurda dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

"Türkiye'nin tezlerine bugüne kadar yakın duran Almanya Başbakanı Angela Merkel, 'Türkiye kendi problemlerini mültecilerin sırtından çözmeye çalışırsa bizden anlayış bekleyemez' dedi. Yunanistan Başbakanı Miçotakis de 'Eğer Erdoğan, Türkiye-AB ilişkilerinin tekrar gözden geçirilmesini istiyorsa sınıra topladığı çaresizleri geri çeksin ve tutukladığımız mültecileri kabul etsin' dedi. Bu iki açıklamaya yorumunuz ne olur? Yunanistan'a 'kapıları açma' çağrınız olmuştu. Bu konuda ne söylemek istersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, Merkel'in bunu hangi anlamda, ne şartlarda söylediğini bilmediğini kaydetti.

"(Merkel) Bizimle böyle bir görüşmeyi kabul ettiğine göre, herhalde bunun altında farklı bazı düşünceler olsa gerek. Salı günü bir araya geldiğimizde bu konuyu kendisiyle konuşuruz." ifadelerini kullanan Erdoğan, burada ne demek istediğini Merkel'e soracaklarını dile getirdi.

Erdoğan, Yunanistan'ın uluslararası hukuku bilmediğini belirterek şöyle konuştu:

"Bu konularda, Sayın Miçotakis maalesef çok geri kalmış bir konumda. Kendisinin önce uluslararası hukuku öğrenmesi lazım. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni bir okuması lazım. Sınır hattında takındıkları tavrın, bir cinayet olduğunu bilmeleri lazım. Bunların sınırda öldürdükleri 4-5 mülteci var. Bunların hesabını soracağız. Bunu orada bırakmayacağız. Aynı şekilde o çırılçıplak soydukları insanları, bütün o resimleriyle bu seneki Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısı'nda bunların gözlerinin önüne sereceğiz. Şimdi bunlar yetmezmiş gibi bütün sınırlarını keskin tellerle çeviriyorlar. Fakat tabii bizim artık bu kapıları kapatma gibi bir düşüncemiz yok. Yunanistan'a teklifimdir; kapılarını açsın. Bu insanlar, Yunanistan'da kalıcı değil. Yunanistan'dan Avrupa'nın diğer ülkelerine geçip gitsinler. Sen 'geçip gitsin' diyemiyorsun, ondan sonra faturayı Türkiye'ye kesiyorsun. Biz 'adil, insancıl paylaşım' diyoruz. Siz bütün yükü Türkiye'ye yıkmaya gelince yıkıyorsunuz ama desteğe gelince destek vermeyeceksiniz. Kusura bakmayın."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği'nin vadettiği şartları yerine getirmesi durumunda, Türkiye'nin de gereğini yapacağına işaret ederek "Nedir bu? 'iki ona iki bize, bir ona bir bize. Adil, insani paylaşım' dedik. Bunları yaparız. Ama bunlar mesela bu vize olayında Latin Amerika ülkelerine bile her şeyi veriyorlar, Balkanlar'a veriyorlar, Ukrayna'ya veriyorlar ancak Türkiye gibi bir ülkeye maalesef vize uygulamasını hala kaldırmıyorlar." dedi.

- "İdlib'in kuzeyinde briket barakalar yapıyoruz"

"Suriye'deki son duruma ilişkin Esed rejiminin ateşkesi ihlal ettiği yolunda haberler var. Türkiye'nin de bu konudaki tavrı net. Bundan sonra sahadaki duruma paralel olarak ne gibi caydırıcı unsurlar kullanılacak? Ayrıca bir Patriot bataryasının Türkiye'de konuşlandırılması bugünkü görüşmede gündeme geldi mi?" sorusu üzerine Erdoğan, İspanyolların Türkiye'de bulunan Patriotlarının, NATO'nun görevlendirdiği paket olduğunu, bunun gündeme geldiğini belirtti.

Ancak ilave bir paket konusunun gündeme gelmediğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"S-400 konusunda da Stoltenberg'in kanaati bellidir; 'Üyelerimizin kendi tercihidir. Biz onlara niye onu, niye şunu gibi bir tercih baskısı yapmayız, yapamayız.' Ama Patriot konusunda da bildiğiniz gibi biz Amerika'ya şu teklifi de yaptık, 'Eğer verecekseniz siz de bize Patriot verin. Biz sizden de Patriot alırız.' Ancak S-400 konusunda tabii onlar da epeyce yumuşadılar, 'S-400'leri devreye almayacağınıza dair bize söz verin' noktasına geldiler. Tabii şu anda İdlib'de Pantsirler var. Libya'da da var. İdlib'de biz 8 Pantsir'i SİHA'larla yok ettik. Bunlar tabii fiyatları da çok yüklü ve önemli hava savunma sistemleri. Şu an geçici bir ateşkes de olsa süreç iyi gidiyor, 4 günü doldurduk. Temennim odur ki bu şekilde devam eder ve bu kalıcı bir ateşkese dönüşür."

Erdoğan, İdlib'in kuzeyinde briket barakalar konusunda çalışmaların hızla devam ettiğini dile getirerek Türkiye sınırından 25-30 kilometre derinlikte güvenli bölge oluşturarak briket barakaları yaptıklarını, şu an bunların sayısının 1500 olduğunu söyledi.

- "Teklifi Trump'a da yapabilirim"

İdlib'deki insanların buralara peyderpey yerleştirileceğine işaret eden Erdoğan, "Bu barakaların zeminine tahta döşüyoruz ve konforunu artırmaya gayret gösteriyoruz. Tabii bununla birlikte ateşkesin ardından güneyden kuzeye İdlib'e yavaş yavaş dönüşler de başladı." dedi.

Erdoğan, "Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge içinde yerleşim yerleri oluşturulması ve mültecilerin yerleştirilmesi önerisine AB ve ABD'den destek verilecek mi? Daha önce ellerini taşın altına koymamakla eleştirmiştiniz, bu yeni süreçte durum değişti mi?" sorusuna, "Güvenli bölge farklı. Gerek Obama ile gerekse Trump ile yaptığımız görüşmelerin neticesindeki güvenli bölge. Bunu Obama yerine getirmedi ama Trump bunu çok dillendirdi. Dillendirmesine rağmen Trump da bununla ilgili adımı maalesef atmadı, atamadı." yanıtını verdi.

Daha sonra Trump'ın "Ben askerimi çekeceğim" demesi ve bir hareketlenmenin olmasına rağmen bunun da yürümediğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"En son geçen hafta yaptığımız görüşmede, 'Ben artık burada askerimi tutmayacağım, ben burada büyük harcamalar yapmak istemiyorum ve askerimi çekeceğim.' dedi. Şimdi biz bekliyoruz. Bize verdiği son mesaj bu şekilde. Tabii bizim için şurası çok önemli; Kamışlı petrol rezervlerinin olduğu bir yer. Petrol rezervinin olduğu diğer yer Deyrizor. Burada teröristler kaynağı sömürüyor. Buranın üzerinde Amerika'nın da planı var. Kamışlı üzerinde de Putin'in bir planı var. Ben Sayın Putin'e şu teklifi yaptım; 'Buradan elde edilen petroller yardımıyla biz işin müteahhitlik tarafını yaparız, eğer mali noktada destek verirseniz, gelin bu yıkılmış olan Suriye'yi ayağa kaldıralım.' Putin de 'olabilir' dedi. Eğer burada böyle bir adım atılabilirse hatta aynı teklifi Trump'a da yapabilirim. Buradan bu teröristler nemalanacağına çünkü zaten aldıkları, çıkardıkları petrol işlenmiş petrol değil, yani kalite yok ama alınır ve işlenir hale gelirse buralardan gelecek imkanla Suriye'yi yeniden imar etme şansımız doğar. Bu da Suriye'nin birliğine, bütünlüğüne kimin sahip çıkma, kimin el koyma isteği içinde olduğunu ortaya çıkarır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 'İlk kez 20 Temmuz sivil darbesinden sonra ordunun emir ve komuta zinciri yoktur arkadaşlar. Genelkurmay Başkanının hiçbir yetkisi yoktur. Hiçbir Kuvvet Komutanı, Genelkurmay Başkanına bağlı değildir. Yaşanan perişanlık, devlet aklının kaybolma perişanlığıdır.' dedi. Bir iki hafta önce ise 'Hakimler ve Savcılar alçak kurulu' diye bir ifadesi oldu. Bu sözlerle ilgili bir değerlendirmeniz olur mu?" sorusuna, "Bay Kemal bir defa ne Milli Savunma Bakanlığımızı tanıyor ne TSK'yi tanıyor. Buralardan cahil kalmış birisi. Bir defa TSK'nin yapısı bellidir. 2014 itibarıyla Avrupa Birliği çerçevesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Milli Savunma Bakanlığına bağlanma süreci vardır. Tabii bu yerine getirilmemiştir." cevabını verdi.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra TSK'nin Milli Savunma Bakanlığına bağlandığını ve şu anda faaliyetlerini bu şekilde yürüttüğünü hatırlatan Erdoğan, Kuvvet Komutanlarının ise Genelkurmay Başkanına bağlı olduğunu, bu konuda herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını söyledi.

Erdoğan, Genelkurmay Başkanının aynı temsil kabiliyetine sahip olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:

"Gerektiğinde ABD Genelkurmay Başkanı ile de Rusya Genelkurmay Başkanı ile de görüşme yapmaktadır. Yine katılması gerekli olan uluslararası toplantılara, örneğin NATO toplantılarına o katılmaktadır. Bu adam bunların hiçbirini takip etmiyor. Nerede, ne oluyor, ne bitiyor, kim, nerede haberi yok çünkü derdi başka. Bütün derdi, acaba biz ülkenin kurumsal yapılarıyla nasıl oynarız, bunları nasıl yıpratırız. Bunu gerek parlamentodaki çalışmalarda gerek bakanlarımıza olan saldırılarda görüyoruz. Düşünün, bu ülkenin bakanının parlamentoya girmesini engelleme gayretlerine varıncaya kadar edep dışı hareketler yapıyor. Niçin geliyor o bakanlar oraya? Parlamentoyu bilgilendirmek için geliyor. Parlamentoyu bilgilendirmek için gelen bakanlara 'Neden geldi bunlar' diyecek kadar ileri gidiyor. Bu kadar hadsizlik olabilir mi? Daha sonra Meclis Başkanımızın tekrar daveti ile arkadaşlarımız içeri giriyor."

- "Bu zatı çok da muhatap almak istemiyorum"

Bunların, Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamento tarihinde olmadığına dikkati çeken Erdoğan, "Neymiş, milletvekili değilmiş. Vekil değiller ama ülkenin bakanı ve parlamentonun, Meclis Başkanının daveti üzerine geliyorlar. Mevcut gelişmeler sebebiyle parlamentoyu bilgilendirmek için buraya geliyorlar." diye konuştu.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun HSK'ye yönelik sözlerini hatırlatarak, "Sen, bu tür yakıştırmaları yaparsan, tabii HSK de yargı da seninle ilgili olarak gerekli neyse o muameleyi yapacaktır. Bana göre geç bile kalıyorlar. Anayasa'nın hakim maddesine göre, bırakın hakareti, ima bile edemezsin. Bunlar imanın ötesine geçip hakaret ediyorlar. Söylenmesi gereken çok şey var ama bu zatı çok da muhatap almak istemiyorum." dedi.

(Sürecek)

Kaynak: