Fetullah Arık: “İçecek suyu bulmakta zorluk yaşayacağız”

Havzalarda açılan kaçak kuyuların yer altı sularında tuzlanmaya sebep olduğunu belirten Prof. Dr. Fetullah Arık, “Aksi takdirde eğer böyle devam edersek su seviyesi düşmesi tabana yaklaştığımızın da bir göstergesi.
Fetullah Arık: “İçecek suyu bulmakta zorluk yaşayacağız”

Havzalarda açılan kaçak kuyuların yer altı sularında tuzlanmaya sebep olduğunu belirten Prof. Dr. Fetullah Arık, “Aksi takdirde eğer böyle devam edersek su seviyesi düşmesi tabana yaklaştığımızın da bir göstergesi. Havzanın çukur yerlerine gittikçe daha fazla düşme olacak. O durumda gelecekte içecek suyu bulmakta zorluk yaşayacağız. Şimdiden tedbir almakta fayda var” dedi

fetillah.jpg

Konya’daki hirizyolojik gözlemlere göre yer altı suyu akışlarının kendi bölgesinden Tuz Gölü’ne doğru olduğunu aktaran Karatay Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, “Tuz Gölü, havzanın en sığ bölümü olduğu için havzanın kenarındaki bütün yer altı reaksiyonu, tuz gölüne doğru.  Tuz gölünden diğer bölgeler tersine bir akış olabilmesi için hidrolojik eğilimi değiştirecek bir faktör gerekiyor. Konya’da zaten bu eski göl tabanında oluşmuş birimler olduğundan illa tuz gölüyle uğraşması gerekmiyor.  Toprak içerisinde tuzlu seviyeler var. Toprak içerisindeki tuzlu seviyelerden kaynaklı topraklarda çoraklaşma zaten var. Bu da geçmişte daha yüksek bir bölgeden yani su derinliği yüksekken oralardan alırdı. Çok derinden su üretilmiş olması tuz gölünün tuzlu suyunu çekiyoruz anlamına gelmiyor. Ancak tekniğine uygun açılmamış kuyuların tamamında bu risk söz konusu. Yani özellikle Konya’nın en üst seviyesinde Pınarbaşı’ndan başlayıp kuzeye doğru Altınekin, Cihanbeyli,  Yunak ve Kulu’ya doğru giderseniz, bu iklimde oluşabilecek olan bir takım hem sodyum hem magnezyum hem de potasyum tuzları söz konusu.  Bu sodyum tuzu dediğimiz normal yemeklik tuz. Ama onun dışında jips gibi anhidrit gibi bazı yerlerde magnezyum sülfat,  sodyum sülfat gibi tuz ve tuza benzer mineraller var. Bunlar toprağın içerisinde” diye konuştu.

icecek-su.jpg

“YILLIK 4 BUÇUK MİLYAR METRE KÜP SU HARCIYORUZ”

Yapılan sondajlarda herhangi bir koruma önlemi alınmamışsa toprağın alt katmanlarındaki tuzun eriyerek kuyu içerisinde suya karıştığını aktaran Arık, “Kuyudan biz deşarj yaptığımız zaman tarlamızı tuzlayacağız. Altınekin Havzası, Konya için kapalı bir havza sayılır. Konya’nın güneyinden bir suyun havzaya getirilmesi için yıllardır çalışıyoruz. Mavi tünelin bütün imkanlarıyla değerlendirildiği zaman 414 milyon metreküp su getirecek havzaya. Bu havza içerisinde yaklaşık 3 milyon hektarlık bir arazi farkı var. Bu arazililerin içerisinde bizim sulayabileceğimiz sadece bir milyon hektar var. Dolayısıyla bir milyon hektarlık alanı sularken biz, yıllık 4 buçuk milyar metre küp su harcıyoruz biz.  Harcadığımız 4 buçuk milyar metre küp suyun önemli bir bölümü yani iki buçuk milyar metre küpü yer altı sularından geriye kalan yüzey sularından sağlanıyor. Yüzey sularından sağladıklarımız da bu yapmış olduğumuz barajlar, akarsular, yer altıda resmi ya da belgesiz kaçak olan yer altı sularına karışı, tahsis edilen miktar 4 buçuk milyar metre küpken fiili olarak 6 buçuk - 7 milyar metre küp civarında su tüketiliyor” şeklinde konuştu.

traktor.jpg

“2 MİLYON HEKTARLIK ALANA SU VEREMİYORUZ”

İzin verilen suyun çok daha fazlasının kaçak yollarla kullandığının altını çizen Arık, “Bunu her yıl havzada yer altı su seviyesi birkaç metre düştüğünden anlıyoruz. Geçmişte bu su, yarım metre ile bir metre arasında devam ederken günümüzde bir buçuk-2 metre ve bazı gözlem kulelerinde iki metrenin üstüne çıktı. Her sene iki metre yer altı suyu daha aşağıya gidiyor. Bütün havzadan baktığımızda fiili kullanılan su miktarı yaklaşık olarak 6-7 milyar metre küpe ulaşıyor. Bu kadar su kullanılıyorken geriye kalan 2 milyon hektarlık alana su veremiyoruz. Yani bütün havzanın su ihtiyacını düşündüğümüz zaman kabaca 12 milyar metre küplük bir suya ihtiyacımız var. Şimdi 12 milyar metre küp bir kenarda,kullandığımız suyu 4 milyar metre küp alsak Göksu havzasından gelen su 400 milyon metre küp. Yani şuan ki kullanımın 10’da 1’i, ihtiyacın 30’da 1’i. Böyle düşündüğümüz zaman bizim bu havzaya dışarıdaki havzalardan su getirdiğiniz zaman getirme şansımız elbette var.  Ama asıl olan elimizdeki suyu daha verimli kullanmamız. Altınekin havzasının çözümü de oralardan gelecek sular ama 200 milyon metre küp 180 milyon metre küp 120 milyon metre küplük sular. Hepsini toplasanız yine açığın 10’da birini kapatacak seviyede değil” dedi.

“HAVZALARA SU TRANSFERİ OLMAK ÜZERE”

Karasu ve Fırat’tan su aktarım projeleri yapabileceklerini ifade eden Arık, “Ancak biz bu suyu terfiye ettirmeden buraya akıtma şansımız yok.  İkincisi bunun için yapılacak yatırımı düşündüğümüz zaman uzum vadede bize ne kadar bir sürede geri dönüş olacak, bu yatırıma değecek mi değmeyecek mi. Bunların hepsi fizibilite çalışmalarını gerektiriyor. Bu çalışmalarımız da yürütülüyor. Havzalara su transferi olmak üzere. Elimizdeki yer altı sularını daha düzenli ve tasarruflu kullanmak durumundayız. O nedenle bu havza içerisinde üretimle, tarım ve hayvancılıkla ilgili mevcut durumun analiz edilmesi ve ona göre bir çözüm üretilmesi gerekiyor” diye konuştu.

“TEŞVİK MODELLERİNİN ORTAYA KOYULMALI”

Havzada  çok su tüketen bitkilerin yaygınca ekildiğine değinen Arık, “Mısır, şeker pancarı, yonca ve ay çiçeği gibi çok su tüketen bitkiler ekiliyor. Bu bitkiler buğday ve arpaya nazaran üç dört kat fazla daha su tüketiyor. O yüzden bu havza içerisinde buğday arpanın teşvik edilmesi belki de bir miktar su tasarrufu sağlayacak bize.  Bunun dışında hayvancılığımıza baktığımız zaman büyükbaş hayvancılığa son yıllarda müthiş bir eğilim var. Oysa bu havzada küçükbaş hayvancılık yapılmalı. Karaman ve Karapınar’ın koyunları çok meşhurdur.  Büyükbaş hayvancılık olduğu için yemlik bitki üretiyor. Yonca ekiyoruz. Yonca, sezonda 12-13 kere su isteyen bir bitki. Dolayısıyla bu tarım ve hayvancılık modelinin iyi analiz edilmesi, havzada sürdürülebilir tarımsal üretim yapmamız gerekiyorsa eğer, buna göre de havza bazında teşvik modellerinin ortaya koyulması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“KUYULAR KONTROLLÜ AÇILMALI”

Mevcut kuyulardaki kaçak yapılanmaların mutlaka yasal alana çekilmesi ve kontrol edilmesi gerektiğinin altını çizen Arık, “Yani belgesiz kuyuyu,  vatandaş ihtiyaçlarından dolayı açmış olabilir. Ama bu kuyuların mutlaka kontrollü açılması gerekiyor. Kontrollü açıldığı zaman o tuzlanmanın önüne geçebiliyoruz. Kontrollü açıldığı zaman adil paylaşımı sağlayabiliriz.  Yeraltı suyu Koya kapalı havzası Karaman Aksaray Niğde, tek bir havuzdan su kullanıyoruz biz. Onun neresine bir kişi kuyu açarsa bütün havzadaki insanların hakkından tüketiyor demektir. Bunun düşünülmesi gerekiyor. O nedenle havza içerisinde yapılacak bütün planlamalarda her şey denetlenebilir kontrol edilebilir gerektiğinde müdahale edilebilir şeklinde planlanmalı.  Aksi takdirde eğer böyle devam edersek su seviyesi düşmesi tabana yaklaştığımızın da bir göstergesi. Havzanın çukur yerlerine gittikçe daha fazla düşme olacak. O durumda gelecekte içecek suyu bulmakta zorluk yaşayacağız. Ama şimdiden tedbir almakta fayda var” diyerek sözlerine son verdi. •YİĞİT BERKAY ÇOPUR