Geleceğin liderleri Eğitim Bir Sen’de

İlim Hikmet Derneği Açılışı ve 'Egitim-Bir-Sen Geleceğin Liderlerini Yetiştiriyor' programı çerçevesinde etkinlik düzenlendi. Programda konuşan Etyemez, “Biz insan hakkını savunmak üzere yola çıktık. Bu hak, benim görüşümdeki insanların haklarını savunmak olduğu gibi, benim görüşüm dışındaki insanlar da haksızlığa uğruyorsa onun da savunucusu benim.” dedi.
Geleceğin liderleri  Eğitim Bir Sen’de

AK Parti Konya Milletvekili, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Halil Etyemez’in katılımlarıyla 'Eğitim, Sivil Toplum ve Çalışma Hayatına Dair' konulu program gerçekleşti. Programa Eğitim Bir sen 1 No’lu Şube Başkanı Nazif Karlıer, Eğitim Bir Sen 2 No’lu Şube Başkanı Şenol Metin ve çok sayıda öğretmen katılım sağladı. Konuşmasında sivil toplum kuruluşlarının değerli olduğu vurgusunu yapan Halil Etyemez, “Sivil toplum kuruluşları, demokratik toplumların, çağımızın ve geleceğimiz toplumunun olması gereken alanlarıdır. O nedenle sivil toplum örgütlerini önemsiyoruz. İlim Hikmet Derneğinin kuruluşunun başlangıcı yapılıyor. Bize nasip oldu. Hayırlı olsun. İnşallah güzel hizmetlere vesile olur. Biz örgütü şu şekilde tanımlıyoruz. Bir amaç uğruna birden fazla kişilerin bir araya gelerek, güç birliği yaparak, o amacını gerçekleştirmek için oluşturduklarını organizasyondur. Sivil olmasının özelliği kendi inisiyatifleriyle, resmi görevlerin empoze etmediği, ihtiyaç hissedilen yapılardır. O nedenle değerlidir.” şeklinde konuştu.

whatsapp-image-2023-02-05-at-08-00-42-1.jpeg

‘SİVİL ÖRGÜTLERİ ÇOĞALTMAMIZ GEREKİYOR’

Sivil toplum örgütlerinin çoğaltılması gerektiğinin vurgusunu yapan Etyemez, “Bizim ülkemizde sivil toplum örgütleri, şu anda içinde yaşadığımız toplumda yeteri kadar işlevini yerine getirebiliyor mu? Bu anlamda tereddüt yaşayabiliriz ama az da olsa yapıyor olması son derece önemli. Kuruluş amaçlarına uygun maharetlerini daha iyi şekilde toplumsal faydaya dönüştürebilmelerini arttırmak gerekiyor. Daha çok sabretmek gerekiyor. Ama bu konuda biraz tereddütlerimiz var. Sivil örgütlenmeleri çoğaltmamız gerekiyor. Bu sivil itaatsizlik yanında aynı zamanda toplumsal bir takım süreçler içerisindeki yayın, eğitim ve zihni eğitimleri sağlayabilecek faaliyetleri de. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Şöyle bir söz var. Kendimizi kum tanesi olarak görmeliyiz. Ve eklemeliyiz, bir kum tanesiyim ama çölün derdini çekiyorum. Yani örgütlenmelerle toplumun içerisinde bir kişiyiz ama bu toplumun derdini çekiyoruz. Derdini çekiyorsak sivil yapılanmalarda görev alarak toplumsal faydayı sağlayacak şeylerin içinde bulunmamız gerekiyor.” İfadelerine yer verdi.

whatsapp-image-2023-02-05-at-08-00-42.jpeg

‘ÇÖZÜMÜLERİ SADECE DEVLETTEN BEKLEMEMEK GEREKİYOR’

Toplumun sorunlarının çözümünde, herkesin çabasının ortaya koyması gerektiğinin altını çizen Etyemez, “Bulunduğunuz yerde sorunları gördükçe, sorunlarla karşılaştıkça bütün sorunların çözümünü sadece devletten, siyasi idareden veya yönetenlerden beklemek yerine bizim, kendimizin neler yapabileceğimizin, hangi çabayı ortaya koyabileceğimizin içinde bulunmamız gerekiyor. Bugün, Türkiye’nin en büyük örgütlü yapısı bir milyonun üzerinde Memur Sen’dir. Memur Sen’in kendine mahsus işleri, misyonu, vizyonu var. Onları gerçekleştirmek için birçok çabayı ortaya koyar. Haklarının elde edilmesi için eylemler yapar. Yine Memur Sen başörtüsü sorunun çözümü için öncülük ediyor. Yine darbelere karşı eylemler düzenleyerek, darbenin artık bu çağın meselesi olmadığını, bu çağda yapılamayacağını, iktidara gelmenin, gitmenin millet iradesiyle olması gerektiğinden eylemlerini yapıyor. Yani hem üyelerine hem de üyelerinin içinde yaşadığı toplumun demokratik süreçlerinin devamını sağlamak için bu örgütlü yapıyı ortaya koyuyor.” diye aktardı.

‘İNSAN HAKKINI SAVUNMAK İÇİN YOLA ÇIKTIK’

Başkan Akif İnan’ın sözünden örnek veren Etyemez, “Kurucu Genel Başkanımız rahmetli Akif İnan’ın söylemiş olduğu bir sözü var. ‘Biz insan hakkını savunmak üzere yola çıktık. Bu hak, benim görüşümdeki, benim zihniyetimdeki insanların haklarını savunmak olduğu gibi, benim görüşüm dışındaki, karşı görüşteki insanlar da haksızlığa uğruyorsa onun da savunucusu benim.’ Diyor ve temel meselesini, vizyonunu ortaya koyuyor. Bu çok önemli bir yaklaşımdır. Özellikle bizim gibi toplumlarda şöyle bir yaklaşım vardır. ‘Bendense onun hakkını savunurum ama benden değilse, haksızlığa uğramışsa sessiz kalırım.’ İşte bu insanlığa da, insan fıtratına da aykırı bir davranıştır. Haksızlığa kim uğramışsa onun hakkını korumakla, savunmakla görevliyiz.” dedi.

•BÜŞRA ERKUŞ

KONYA HABER

Etiketler :