Giyotinin neredeyse ilk kurbanı Kral Louis olmuştu

1789 Fransız İhtilali’nden sonra bir insan mezbahasına döndürülen Fransa’da, her gün yüzlerce adam, balta veya kılıçla başı kesilerek, çekiç darbeleriyle kemikleri kırılarak, ayrı yönlere çekilen atlarla kolları, bacakları koparılarak, diri diri yakılarak ve hâlâ can çekişiyorsa asılarak öbür idam ediliyordu.
Giyotinin neredeyse ilk kurbanı Kral Louis olmuştu

1789 Fransız İhtilali’nden sonra bir insan mezbahasına döndürülen Fransa’da, her gün yüzlerce adam, balta veya kılıçla başı kesilerek, çekiç darbeleriyle kemikleri kırılarak, ayrı yönlere çekilen atlarla kolları, bacakları koparılarak, diri diri yakılarak ve hâlâ can çekişiyorsa asılarak öbür idam ediliyordu. Fransa’da elitler, seyirciler huzurunda yapılan bu korkunç infazlarla adeta mutlu oluyordu. Millet Meclisi üyelerinden Dr. Guillotin, insaflı bir infazın çaresini buldu ve kendi adının verildiği "giyotin"i devreye sokmayı başardı. Onun çizdiği projeye uygun olarak, bir piyano imalatçısı tarafından yapılan bu alet, tepeden hızla inen ağır bir satırın, idam mahkûmunun kafasını kesip gövdesinden ayırması esasına dayanıyordu. Yeni ölüm aleti, Fransa Kralı XVI. Louis''nin ilgisini çekmişti. Çünkü, o da amatör bir marangoz ve çilingirdi. Kralın huzuruna kabul edilen Dr. Guillotin, kâğıt üzerine çizdiği şemayla, aletin nasıl çalıştığını izah etti. Ne var ki, satırın keskin yüzünün hilâl biçiminde olmasını mahzurlu görmüştü Kral Louis. Bu metodla kafanın tam kesilmesi bazen mümkün olmayabilirdi. Ama, eğer keskin yüz bir dik üçgenin hipotenüsü olarak düşünülürse, mesele yoktu. Görüş çok doğruydu. Gerçekten, koyunlar ve kadavralar üzerinde yapılan denemelerde, birkaç defa aksaklık meydana gelmişti. Sonunda, kralın tavsiyesine uyuldu ve giyotin mükemmelen işlemeye başladı. Ve aradan dokuz ay kadar bir zaman geçti. Meclis kararıyla idama mahkum edilen Fransa Kralı XVI. Louis, 21 Ocak 1793 günü, kendisinin tavsiye ettiği o üçgen biçimli giyotin satırında başı koparılmak suretiyle idam edildi.