GRAFİKLİ - "Bir millet, iki devlet"te iz bırakan aydın Ahmet Ağaoğlu

Gazeteci, siyasetçi ve eğitimci sıfatlarıyla hem doğduğu Azerbaycan'da, hem de yaşamının bir bölümünü geçirdiği Türkiye'de derin iz bırakan Ahmet Ağaoğlu, doğumunun 150. yılında anılıyor- Azerbaycan Türk basınının öncülerinden olan, Ermeni saldırılarına k
GRAFİKLİ - "Bir millet, iki devlet"te iz bırakan aydın Ahmet Ağaoğlu

BAKÜ (AA) - RUSLAN REHİMOV - Türk düşünce tarihinin önemli şahsiyetlerden, siyaset adamı, hukukçu, yazar ve gazeteci Ahmet Ağaoğlu, doğumunun 150. yılında anılıyor.

1869'da Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinin Şuşa kentinde doğan Ağaoğlu, gazeteci, siyasetçi ve eğitimci sıfatlarıyla hem doğduğu Azerbaycan'da, hem de yaşamının bir bölümünü geçirdiği Türkiye'de derin iz bıraktı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türkçülük akımının önde gelen isimlerinden Ağaoğlu'nun 150. doğum yılında çeşitli etkinliklerin organize edilmesi için kararname imzaladı.

Hayatının sonuna kadar Türk milletinin aydınlanması ve gelişmesi için çalışan Ağaoğlu, zorlu ama dolu dolu bir hayat yaşadı.

Üniversite hayatından vefatına kadar yazdığı yüzlerce makalede Doğu'nun ve İslam dünyasının uyanışı, çağdaşlaşma ve demokrasi anlayışlarını anlatan Ağaoğlu, neredeyse tüm ömrünü bu yola adadı.

Türk basınının öncüleri arasında sayılan Ağaoğlu, Ermeni saldırılarına karşı kurulan ilk milli partinin başında yer aldı.

Ağaoğlu İttihat ve Terakki döneminde etkin görev aldı.

Fikir ve eylem adamı Ağaoğlu, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1918'de parlamentoda, Paris Barış Konferansı'na gönderilen heyette ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundaki katkılarıyla hep ön saflarda çalıştı.

- Azerbaycan'dan Avrupa'ya eğitim almaya giden ilk kişi

Şuşa asilzadelerinden bir ailenin oğlu olan Ağaoğlu, ilk eğitimini doğduğu kentte, daha sonra ise Tiflis'teki Rus Gimnazyumu'nda tamamladı.

Ağaoğlu, 1888'de Petersburg'a giderek Mühendislik Fakültesine kaydoldu ancak gözlerinde yaşadığı rahatsızlık nedeniyle vatanına döndü. Durumu iyileşince artık Rusya'da değil, Fransa'da eğitim almaya karar verdi.

1889'da Paris'e giden Ağaoğlu, Azerbaycan'dan Avrupa'ya eğitim almaya giden ilk kişi olarak Sorbonne Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Ayrıca Ağaoğlu çeşitli Fransız akademisyenlerden şarkiyat üzerine dersler aldı.

1890'da, Doğu tasavvuf felsefesinden bahseden ilk bilimsel makalesini "Journal des debats"da yayımladı.

Ağaoğlu, 1892'de henüz 23 yaşındayken dünya şarkiyatçılarının Londra'da toplanan uluslararası kongresine davet aldı ve burada tebliğ sundu.

Paris'te eğitimini 1894'de tamamlayan Ağaoğlu, önce İstanbul'a, daha sonra ise memleketi Şuşa'ya geçerek burada bir süre hemşerilerinin aydınlanması için çeşitli faaliyetlerde bulundu.

Şuşa'da geçen bir yılın ardından Ağaoğlu, Bakü'ye taşınarak gazetelerde çalıştı ve çeşitli okullarda Fransızca dersleri verdi.

Ağaoğlu, kurduğu Neşr-i Maarif cemiyeti ile Azerbaycanlılar arasındaki mezhep farkının yarattığı olumsuz havayı dağıtmak için mücadeleye girişti. Ağaoğlu, din adamlarındaki yozlaşma ve kadın haklarıyla ilgili kitaplar yazdı.

1905'te Azerbaycanlı iş adamlarından Zeynelabidin Tağıyev'in desteğiyle Hayat adlı günlük gazete çıkarmaya başlayan Ağaoğlu, Hüseyinzade Ali Bey ile gazetenin baş yazarlığını yürüttü. Ağaoğlu, 1906'da Hayat kapanınca İrşat ve Terakki gazetelerini çıkarttı.

Ağaoğlu, Kafkasya'da 1905'te Ermeni-Türk çatışması patlak verince Türk ahalinin silahlı düşmandan savunmasını üstlenen Difai Partisini kurdu.

Rusya'da Türk aydınlarına baskı ve takiplerinin artması üzerine Bakü'yü terk eden Ağaoğlu, 1909'da İstanbul'a gitmek zorunda kaldı.

İkinci Meşrutiyet'in ilan ediliği dönemde İstanbul'da iyi karşılanan ve maarif müfettişliği görevine getirilen Ağaoğlu, daha sonra Süleymaniye Kütüphanesi Müdürlüğüne atandı.

Ağaoğlu, aynı zamanda İstanbul Darülfünununda Rusça ve Türk-Moğol tarihi dersleri de verdi. Ağaoğlu, 1911'de Türk Yurdu ve 1912'de Türk Ocağı cemiyetlerinin kurucuları arasında yer aldı.

1912'de memuriyetten istifa ederek İttihat ve Terakki'nin 12 kişilik yönetim kurulunda görev alan Ağaoğlu, 1914'te Afyonkarahisar'dan milletvekili seçildi.

Ağaoğlu, Azerbaycan'ın bağımsızlığını ilan etmesi üzerine, Bakü'yü Ermeni ve Bolşevik çetelerden kurtarmak için Anadolu'dan yola çıkan Kafkas İslam Ordusu komutanı Nuri Paşa'nın siyasi müşaviri olarak ülkesine döndü.

Bakü'de, Azerbaycan Cumhuriyeti Meclisine üye seçilen Ağaoğlu, 1918 sonbaharında İstanbul'a döndüğünde İngilizler tarafından tutuklandı ve ittihatçılarla birlikte Malta'ya sürüldü.

- Anadolu Ajansı ilk yönetim kurulu başkanı Ağaoğlu

1921'de serbest bırakılınca Anadolu'ya geçen Ağaoğlu, Milli Mücadele'ye katıldı ve Atatürk'ün başkanlığındaki Ankara hükümeti tarafından Matbuat ve İstihbarat Umum Müdürlüğüne atandı.

Ağaoğlu, profesyonel bir gazeteci olarak, Türk istiklal mücadelesinin haklılığını iç kamuoyu ve dünyaya anlatılmasında büyük katkı sağladı. Kurtuluş Savaşı'nı duyurmak amacıyla 6 Nisan 1920'de kurulan Anadolu Ajansı (AA) da Ağaoğlu'na bağlandı.

Aynı yıllarda Hakimiyet-i Milliye gazetesinde baş yazar olarak yazılar yazan Ağaoğlu, Kars'tan ikinci ve üçüncü dönem milletvekili olarak TBMM'ye seçildi. Siyasetin yanı sıra eğitim alanını da bırakmayan Ağaoğlu, Ankara Hukuk Mektebinde anayasa dersleri verdi.

Ağaoğlu, AA'nın anonim şirket haline getirilmesinin ardından, 21 Mayıs 1925'te yapılan ilk yönetim kurulu toplantısında Yönetim Kurulu Başkanı seçildi.

Böylece AA'nın ilk yönetim kurulu başkanı sıfatına sahip olan Ağaoğlu, 1928'e kadar bu görevini sürdürdü.

Ağaoğlu, 1930'da Atatürk'ün isteği üzerine Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kuruluşuna katıldı, partinin program ve tüzüğünü yazdı.

Serbest Fırka feshedilince Ağaoğlu, aktif politikadan uzaklaştı ve İstanbul'a taşınarak Darülfünun'da hukuk tarihi profesörü oldu.

Ağaoğlu, 1933'te Akın gazetesini çıkarttı fakat dönemin iktidar partisi CHP'ye muhalif çizgi takip eden gazete kısa süre sonra kapatıldı.

İstanbul Darülfünununun 1933'te üniversiteye çevrilmesiyle emekli olan Ağaoğlu, hayatının son yıllarında Kültür Haftası, İnsan gibi çeşitli dergilerde ve Cumhuriyet gazetesinde yazılar kaleme aldı.

19 Mayıs 1939'da İstanbul'da vefat eden Ahmet Ağaoğlu, burada defnedildi.

Ölmeden önce çocuklarına vasiyet niteliğinde söylediği, "Boynunuz bükülmesin. İnsan boynu yaş ağaç gibidir. Bir kez bükülürse bir daha kalkmaz. Yalnız maddi zevkler için boyun eğerek yaşayıp ölmek sefil bir hakikattır. Fakat haksızlığa boyun eğmeden, birine yaranmadan yaşayıp ölmek maddi zevk vermese de ihtişamlıdır." şeklindeki ifadeleri Ağaoğlu'nun karakterine ilişkin önemli ipuçları taşıyor.

- Babalarının yolundan giden evlatlar

Ağaoğlu'nun çocukları da babaları gibi isimlerini Türkiye'nin siyasi ve toplumsal tarihine yazdırdı.

Oğlu Samet Ağaoğlu, Demokrat Parti döneminde çalışma, ticaret bakanlıkları ve başbakan yardımcılığı görevlerinde bulundu.

Kızı Süreyya Ağaoğlu, 1928'de serbest avukatlık ruhsatı alarak, "Türkiye'nin ilk kadın avukatı" unvanının sahibi oldu.

Bir diğer kızı Tezer Ağaoğlu (Taşkıran), Ankara Muallim Mektebi'nde, Ankara Kız ve Erkek Liselerinde öğretmenlik yaptı, bir erkek okuluna atanan ilk kadın öğretmen oldu.

Tezer Ağaoğlu, TBMM VII. dönemde Kastamonu, VIII. ve IX. dönemlerde Kars milletvekilliği yaptı.



Kaynak: