Günün kitap önerileri (04.06.2020)

Gazetemiz Yeni Haber tarafından günlük hazırlanan "Kültür Sanat" köşemizde bugünün kitap tavsiyeleri şöyle...
Günün kitap önerileri (04.06.2020)

Kürk Mantolu Madonna-Sabahattin Ali

İlk baskısı 1943 yılında yapılan Kürk Mantolu Madonna, günümüzde halen en çok ilgi gören ve satılan kitaplar arasında bulunuyor. Basıldığı günden bu yana 1 milyondan fazla satan kitap üzerine, birçok araştırma ve inceleme yapılmış, hakkında tezler yazılmış, fakat bu başarısının sırrı tam olarak çözülememiştir. Onu bu kadar özel kılan ve hala konuşuluyor olmasındaki en büyük pay, tabii ki Sabahattin Ali’nin usta kalemi ve başarılı ruh tahlilleridir.

TEKRAR TEKRAR OKUYACAĞINIZ SARSICI AŞK HİKAYESİNE HAZIR OLUN!

Konusu ile adından sıkça söz ettiren eser, Türk edebiyatının da en önemli romanları arasında gösteriliyor. Psikolojik bir anlatı olarak da ifade edebileceğimiz roman aslında üç ana tema etrafında şekilleniyor: Aşk, yalnızlık ve yabancılaşma. Kürk Mantolu Madonna, daha çok bir aşk hikayesi olarak görünse de romanda aslında bir insanın yalnızlaşma sürecine ve giderek topluma yabancılaşmasına şahit oluyoruz. Psikolojik tahliller çerçevesinde bu yabancılaşma ve yalnızlık duygusunu Sabahattin Ali o kadar iyi anlatıyor ki, okurken bize bu hisleri adeta yaşıyormuşçasına hissettiriyor.

kurk-mantolu-madonna-sabahattin-ali-001.jpg

Görülmeyen Adam-Ralph Ellison

"Görülmeyen Adam", beyaz kültür içinde mücadele eden bir siyahın gözünden Amerika'nın en çarpıcı paradokslarını sergiliyor. Amerikan toplumunun her katmanına girip çıkan roman kahramanı, Güney'in pahalı kolejlerinden Harlem'in tekinsiz sokaklarına, ayaklanmalardan kilise ayinlerine uzanıyor; siyahların ayakta kalma ve onur mücadelesinde kullandığı her tür stratejiyi deniyor.  Amerikan edebiyatının önemli yapıtlarından kabul edilen "Görülmeyen Adam", ırkçılık, eşitlik, özgürlük gibi kavramları hem toplumsal hem de felsefî ve psikolojik boyutları ile alıyor.

gorulmeyen-adam-ralph-ellison-001.jpg

Ağla Sevgili Yurdum-Alan Paton

Bütün yaşamı Güney Afrika'da geçen, önceleri zengin beyaz çocukların eğitmenliğini, sonraları kara çocukların kapatıldığı bir "ıslahevi"nin yöneticiliğini yapan Alan Paton, "Ağla Sevgili Yurdum"da; siyah insanlarla beyazların çelişki ve çatışmalarının yaşandığı bir ortamı, tüm yalınlığıyla anlatıyor. 1930'lu yıllarda Güney Afrika'da birtakım yenilikler yapılmaya başlanmış; ancak, alabildiğine ilkel koşullarda yaşayan, ezilen, sömürülen, hor görülen kara derili insanların bu değişime ayak uydurmaları son derece sancılı olmuştur. Hem zorlu bir yaşamla hem de aynı ölçüde acımasız beyazlarla cebelleşen; ama o ülkenin kendi ülkeleri olduğu ve sevgide, acıda, emekte dayanışma içinde olmaları gerektiği bilincini edindikçe kendilerini kanıtlama savaşımına girişen bu insanların dramı, Ağla Sevgili Yurdum'da en doğal hâliyle kağıda dökülmüştür.

agla-sevgili-yurdum-alan-paton-001.jpg

Otomatik Portakal-Anthony Burgess

Karabasan gibi bir gelecek atmosferi... Geceleyin sokaklara dehşet saçan, yaşamları şiddet üzerine kurulu gençler... Sosyal kehanet? Kara mizah? Özgür iradenin irdelenişi ? Otomatik Portakal bunların hepsidir. Aynı zamanda hayranlık verici bir dilsel deneydir, çünkü Burgess antikahramanı için yeni bir dil yaratır: Stanley Kubrick'in muhteşem film uyarlaması, yirminci yüzyılın kült eserlerinden biri olan bu romanın şöhretini pekiştirmiştir.

otomatik-portakal-anthony-burgess.jpg

HAZIRLAYAN: GÜLŞEN YILMAZ