Hasan Angı: Mazeret değil iş üretiyoruz

AK Parti Konya’da delege seçimlerinin tamamlanmasıyla birlikte gözler ilçe kongrelerine çevrildi. İlçe kongrelerinin Şubat ayında başlayacağını söyleyen İl Başkanı Hasan Angı, il kongresinin ise yaz sonunda yapılacağını ifade etti. Konya yatırımlarıyla ilgili bilgiler veren Angı ayrıca spekülasyonlara da cevap verdi.
Hasan Angı: Mazeret değil iş üretiyoruz

AK Parti Konya’da geçtiğimiz hafta sonu delege seçimleri tamamlandı. İl kongresinin ise yaz sonunda yapılması planlanıyor. Büyükşehirlerde ise kongreler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla yapılacak. AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı ile gündeme dair gelişmeleri konuştuk. İşte Başkan Angı’nın gazetemize yaptığı özel açıklamanın ana başlıkları:

AK Parti Konya’da delege seçimleri tamamlandı. Kongre süreci ne zaman başlar?

7. Olağan Kongre Sürecini genel merkez karar yönetim kurulu değerlendirip karar verdikten sonra Eylül ayı itibarıyla süreci başlatmışlardır. Üye güncellemelerinden sonra ilçelerde ve beldelerde süreç başladı. Öncelik, kongrelerde oy kullanılacak delegelerin seçilmesiydi. Biz de 15 Kasım itibarıyla süreci başlattık. Geçtiğimiz hafta itibarıyla da 31 ilçemizde ilçe kongrelerindeki oy kullanacak delegelerimizi seçmiş olduk. Şuandaki takvime göre ilçe kongrelerinin Şubat ayında başlaması öngörülüyor. Genel merkezimizden gelen talimata göre de Ramazan ayına kadar 31 ilçenin kongrelerini gerçekleştireceğiz. Tabi bir sonraki aşama da il kongreleriyle ilgili bir dönem. O da şuandaki takvime göre yaz sonuna planlanıyor. Demokratik uygunluk içinde en doğruyu, en makulü bulmaya gayret ediyoruz. 6 tane kongreyi geride bıraktık. 7. Olağan Kongre sürecinde de bu çalışmalarımızı salimen bir şekilde yürütüyoruz. Konya İl Kongresi’ni de yaz sonunda Kurban Bayramı sonrası düşünüyoruz. Kongrelerin bir kısmına Sayın Genel Başkanımız iştirak edeceği için planlamayı da genel merkez ona göre yapacak. Muhtemel tarih Ağustos, Eylül, Ekim aylarıdır. Sıralamanın da nereden başlayıp nereden biteceği tamamen genel başkanımızın belirleyeceği bir takvimdir. Biz her zaman hazır olacağız. Hangi tarihte bu yapılsın denilirse ona göre icra etmiş olacağız inşallah.

hasan-angi-1.jpg

Hızlı tren garında yeni bir ihale yapıldı, inşaat yarı halde olmasına rağmen yarım ihale bedeli ilk ihale bedelini geçti. Bu konuda bir gelişme ya da sizin söyleyeceğiniz bir şey var mı?

Konya’daki hızlı tren garı projelendirilmesi 2011’lere dayandırılan bir süreçtir. Yeriyle ilgili bir miktar tartışmalar olmuştu. Ve nihayette 2011’de belirlenen birim fiyatta 2016’da yapılan bir ihale Ekim ayında bitmesi planlanarak yapılmış bir işlemdir. Tabi mevcut müteahhittin işleri yaparken ki gecikmeleri daha sonra geçen yıl yaşanan büyük fiyat artışları mevcut firmanın artık tamamlayamadığı bir süreçtir. Bizim, Konya adına bu tesisin biran önce bitip hemşerilerimizin hizmetine sunulması tek hedefimizdi. Fiyat belirlemeleri teknik bir meseledir. O dönemde Sayın Bakanlarımız geldiğinde gecikmelere dair eleştiriler firma yetkililerine piyasadaki anormal fiyat artışlarının kendilerini zorladığını, zaten ihale fiyatlarının çok düşük kaldığını dolayısıyla ciddi zarar ettiklerini zaman zaman ifade etmişlerdi. Bu işin gerçeği ne, doğrusu ne, hangi birimler hangi işleri yapmışlar oturup tetkik edilebilir. Hiçbir kurum piyasa fiyatlarının çok üzerinde bir maliyetle iş yaptırmayı asla istemez. Kamu adına bu denetimini yapar. Fiili çalışma oranlarına bakarak da kalan işin fiyat mukayesesini önceki fiyatla yapmak çok sağlıklı bir sonucu getirmez. Eksikler neler? Bunların bugünkü fiyatlarıyla yapılma maliyetleri nelerdir? Buna bakılması lazım. Yoksa daha önce şu fiyata ihale edilmiş ama bitirilemedi. Ne kadar harcama yapıldı? Ne kadar fiili iş gerçekleşti? Kalan işlerimiz neler? Bunların bitirilmesi ne kadar? Bu yaklaşımı doğru bulmuyorum. Bir usulsüzlük bir haksızlık varsı asla buna göz yumma gibi bir durumumuz yok, olsun da nasıl olursa olsun gibi bir bakış değil. Hedefimiz işler doğru şekilde işler yürüsün ve biran önce de tamamlanıp hizmete sunulsun. Haziran 2020 şeklinde bir planlama olduğu bilgisi bende de var. Hedeflenen odur.

Hızlı trenlerde sefer sayısı düşürüldü bunun sebebi nedir? Ulaştırma Bakanlığı ile iletişime geçtiniz mi?

Elimizdeki mevcut setlerle (tren) süreç yönetiliyor. İlave yeni set alım ihalesi yapılmıştı. Geçen ay itibarıyla her ay bir set şeklinde tedarikler devam ediyor. Daha önce de hem Ulaştırma Bakanlığı’yla hem Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü’yle görüşmüştük. Seferlerin yetmediği, arttırılması gerektiği noktada. Yeni setlerle beraber bunun gerçekleşeceğini ifade ettiler. Düşürülmesinin nedeni de eldeki mevcut setlerin günlük ve yıllık bakımları var. Sürecin arızasız bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Her yeni gelen sefere bakım yapılması değil sadece, öncekilerin önemli bakımları da bir süre alıyor. Onların da bu işe hazır hale getirilmesiyle beraber muhtemelen önümüzdeki Mart ayından itibaren sefer sayılarımızda hem Ankara hem İstanbul noktasında artış yaşanacağını bekliyoruz.

hasan-angi-2.jpg

Abdullah Başçı, KONSİAD’ın düzenlediği Konya Günleri ile alakalı iş adamlarına baskı yaptığınızı iddia etti. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bunu söyleyenleri hiç muhatap almıyorum. Açık söyleyeyim. Program organizasyonunu yapan KONSİAD. KONSİAD bizi de davet etti. Ben öncelikle Konya’nın tanıtılmasında emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu iddiayı ortaya atanlar, geçen yıl hazır zemin deyip Konya Günleri’nde kendi şovlarını yapmışlardı. Bu yıl da partilerinin kurulma dönemine denk gelen organizasyonda şov yapıp, buradan medet ummak istemelerini ben doğru bulmadım. Yani orada niyetleri de anlaşılıyor ki; hazır bulunmuş yerde Konya bizim arkamızda görüntüsü vermek istiyorlar. Üzüldüğüm taraf şu: amaçları kendilerini gündem yaptırmak, bir polemiğe girmek. Hiç kusura bakmasın Konya İl Başkanı olarak, acemi falan değilim. Onların birtakım sözlerine pabuç bırakarak da onları gündeme taşıttıracak değilim. Biz işimize bakıyoruz. Bizim önümüzde çok iş var. Böyle ufak tefek şeylerle gündemi meşgul edecek değiliz. Yani Ak Parti olarak biz yolumuza devam ediyoruz. Etraftakilerin ne yaptığıyla da çok ilgilenmiyoruz açıkçası.

Kamuoyundan birkaç ismin konuştuğuna göre Konya yerel basını sizin baskınızdan dolayı Gelecek Partisi ile ilgili haber yapmıyormuş. Siz bu konuda basına bir baskı yaptınız mı? Sizden bir teyit edelim.

Kendilerini kaf dağında, dünyanın merkezinde görüp, yaptıkları işi dünyayı kurtaracak bir iş gibi lanse etmeleri, bir hayalin peşinde dolanmaları ve bunun da basında istedikleri gibi yer almaması, sivil toplum örgütlerinin kendilerini dikkate almaması, başkalarının dönüp de bakmaması bunları çok rahatsız ediyor. Herhalde demek ki kayda değer bir şey yapmamışsınız. Oturup biz nerede hata yaptık diye düşünmek yerine herkesi suçlama mantığındalar. Basını suçlar, diğer partileri suçlar, iktidar partisini suçlar, il başkanını suçlar, valiyi suçlar. TBMM’nin girişinde tabloda bir söz var; hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz diye. Başarısız insanlar çok fazla mazerete sarılırlar. Mazeret üretmek değil, iş yapmak önemli. Yaptığınız işleri millet dikkatle izler, ne kadar itibar edecekse eder, ne kadar dikkate alacaksa alır. Ben hiçbir gazeteci arkadaşa bu konuda bir şey söylemedim. Böyle bir halin içine düşmek bir acziyettir. Biz işimizi yapıyoruz. Kimin ne dediği önemli değil. Biz millet tarafına bakıyoruz. Hele bu şehrin insanları, Konyalılar nerede duracağını bilir. Birtakım rol çalıcıların göz boyamalarıyla kimse gerçeği gizleyemez veya başarılı olamaz.

hasan-angi-3.jpg

Gelecek Partisi ile ilgili söyleyeceğiniz bu minvalde başka bir şey var mı?

Türkiye’de şu anda iktidar partisi ve bu partinin genel başkanı bu aziz milletin seçtiği Cumhurbaşkanıdır. Türkiye şu anda ne ile uğraşıyor? Yedi düvelle uğraşıyor. Bölgedeki ateş çemberi ortada ki bunu en iyi bilmesi gerekenler onlar. Buna dair bir sözleri de yok. Diğer taraftan Türkiye içeride ve dışarıda birçok terör örgütü ile mücadele ediyor. Ama onlar, mağduriyetler üzerinden bir seçmen kitlesi toplar mıyız hesabı yapıyorlar. PKK terör örgütü bu ülkenin 40 yılına mal oldu. Madden manen büyük bedeller ödetti. Aynı şekilde FETÖ denen bela milletin canına ot tıkarcasına milletin silahıyla devleti teslim almaya kalktı. Şimdi bütün bu mücadelelerin nerede olduğunu görmemek körlüktür. Hala bunu görmeyecek kadar gözü kapalıysa bunlara diyecek bir şey yok. Yani asla mesele bir Kürt Türk meselesi değil, Türk Arap meselesi değil, Türkiye Suriye meselesi değil. Yapılmak istenen ihanetlere karşı Türkiye risk alarak bir mücadeleyi başlatmıştır. Şimdi Doğu Akdeniz’de Türkiye bu mücadeleyi neden yapıyor? Geleceğini ipotek ettirmemek için. Yüzde 52 oyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanından kopan parçalarla yüzdeyi indirmeye çalışmak bu ülkeye ihanet değil de nedir? Yani çıkıp şunu diyebiliyor musunuz? Ben bu ülkeyi yönetmek adına yüzde 55’lik 60’lık oy potansiyeline sahibim. Onun için millet bana kucağını açsın, tek başına geliyorum diyebilir misiniz? Yok! Hangi oranlarla hangi ittifak grubunda, hangi pazarlıkla, neyi elde edebiliriz gibi küçük hesaplarla ülkeye yazık etmeye hiçbirimizin hakkı yok. Etkin ve yetkin konumlarda bulunduğunuz dönemlerde neler yaptığınızı bu millet biliyor. Görev devrederken o kürsüde ne konuştuğunuz herkesin hafızasında. Şimdi kalkıp başka bahanelerle, etraftaki bir kısım insanların dürtüklemesiyle; ‘Biz siyasi hareket başlatıyoruz’ deyip, geçmişte bu partide görev yapmış bir kısım insanların bugün konum sahibi olamadıklarında gözünü hırs bürümemeli. Türkiye’nin yakın tarihine baksak yaşanan benzer hadiselerin ülkeye maliyetleri bellidir. Şimdi hala bunları görmezden gelerek birtakım hesaplarla kimlerin ekmeğine yağ sürdüğünüzü görmeniz lazım.”

•SEYFULLAH KOYUNCU / YENİ HABER GAZETESİ