HDP Grup Başkanvekili Oluç, gündemi değerlendirdi:

"Biz kapalı oturumu yanlış buluyoruz. Meclis bugüne kadar zaten olağanüstü toplanmalıydı. NATO, Avrupa Birliği, BM toplandı ama TBMM bir türlü toplanamadı" - "Acılar hepimizin acıları ama yanlış politikalar hepimizin yanlış politikaları değil, iktidarın y
HDP Grup Başkanvekili Oluç, gündemi değerlendirdi:

TBMM (AA) - HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, TBMM Genel Kurulunun yarın yapacağı kapalı oturumu yanlış bulduklarını ifade ederek, "Meclis bugüne kadar zaten olağanüstü toplanmalıydı. NATO, Avrupa Birliği, BM toplandı ama TBMM bir türlü toplanamadı." dedi.

Oluç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

TBMM Genel Kurulunda, yarın İdlib'deki gelişmelere ilişkin kapalı oturum yapılacağını anımsatan Oluç, "Biz kapalı oturumu yanlış buluyoruz. Meclis, bugüne kadar zaten olağanüstü toplanmalıydı, bunu gerçekleştiremedi. NATO, Avrupa Birliği, BM toplandı ama TBMM bir türlü toplanamadı. Bu kadar geç toplanılmasını ve kapalı oturum yapılmasını yanlış buluyoruz. Putin'in ve Trump'ın bildiği her şeyi Türkiye halkından niye gizleyeceksiniz? İdlib meselesi halkın gözü önünde değil de kapalı kapılar ardında tartışılacak." diye konuştu.

Kapalı oturumda hiçbir gizli bilginin verilmeyeceğini savunan Oluç, yetkililerin her gün konuştuklarını, muhalefetin de eleştirilerini tekrarlayacağını söyledi.

Kapalı oturum yapılmasını, "konuyu halktan kaçırmak" olarak değerlendirdiklerini ifade eden Oluç, "Muhalefete de sesleniyoruz: Bu acılı günlerde tek olmanın faziletini anlatarak politika yapmaktan vazgeçin. Çünkü bu yaptığınız iktidarı güçlendiriyor. Acılar hepimizin acıları ama yanlış politikalar hepimizin yanlış politikaları değil, iktidarın yanlış politikaları. Dolayısıyla yapılması gereken iktidarın yanlış politikalarını toplumda açık, seçik tartışmak ve bunların değişmesi için kamuoyu baskısı yaratmaktır." görüşünü dile getirdi.

Avrupa'ya geçmek isteyen düzensiz göçmenlere değinen Oluç, "Son günlerde yaşanan tablo gerçekten Türkiye açısından baktığımızda son derece ağır bir tablo. Bunların her biri gerçekten utanç vesikası. Bir sayaç bakanı çıktı '15 bin oldu, 30 bin oldu, en son 100 bin oldu' gibi rakamlar vererek iç kamuoyunu meşgul etti." dedi.

Oluç, Avrupa'ya geçen düzensiz göçmen sayısına ilişkin açıklamaların "yalan olduğunu" öne sürerek, "Toplumu meşgul etmek, gerçek meselelerden uzaklaştırmak için uydurulan yalanlar. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, 'beslemeye mecbur muyuz?' dedi. Öteki nefretini yarattı. Maraş ve Samsun'da linç girişimleriyle karşı karşıya kalındı. Bu lafın 12 Eylül'den sonra Kenan Evren'in söylediği, 'asmayalım da besleyelim mi?' lafından hiçbir farkı yoktur. Aynı zihniyettir. Belki de iktidarın, Suriye iç savaşı sürecinde yaptığı tek doğru şey savaştan kaçanlara kapılarını açmasıydı." ifadelerini kullandı.

Düzensiz göçmenlerin Avrupa'ya geçişine ilişkin bazı fotoğrafları gösteren Oluç, "İktidar, insan kaçakçılarıyla iş birliği yapıyor. Çok açık bir şekilde insanlık suçu işleniyor." diye konuştu.

Suriye'ye ilişkin tezkere Meclis'e geldiğinde yaşanacakları anlattıklarını söyleyen Oluç, şöyle devam etti:

"En son verdikleri sayı, '2 binin üzerinde rejim askeri öldürdük'. Siz, rejimle savaşın diye mi o tezkereyi çıkardınız. Meclis, size rejimle savaşın diye mi o tezkereyi verdi? Biz itiraz ettik, karşı durduk ama siz bunu yaptınız. Bu sayı doğruysa siz demek ki Suriye rejimine karşı savaş açtınız. Bu sayı yalansa o zaman halkı kandırıyorsunuz. Neden komşularımızın topraklarını işgal etmek uğruna gençlerimiz ölüyor? Neden bu ülke açlık, yoksulluk, işsizlikle boğuşurken kaynaklarımız savaşa, bombalara, ölüme harcanıyor? Neden barış içinde yaşamak varken gençlerimizi, geleceğimizi kaybediyoruz? Bu iktidarın bekasını koruyabilmesi için daha kaç can vereceğiz? İdlib'de cihatçı çeteleri korumak neden milli çıkarımız oluyor? Bu soruyu milyonlarca insan soruyor. Bu soruların cevabını alana kadar her gün daha yüksek sesle sormaya devam edeceğiz. İktidarın bu sorulara verecek cevabı yok. Onlar hamaset yaparak bekalarını korumaya çalışıyorlar."

Oluç, "sokak ağzıyla diplomasi ve dış politika yapılamayacağını" ifade ederek, "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, Rusya'ya 'çekil aradan bizi rejimle baş başa bırak' diyemez. Böyle bir şey olur mu? Sokak ağzıyla diplomasi yapılıyor. ABD ile Rusya arasında bir pinpon topu vaziyetindeyiz. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bu iktidar, Suriye ve Orta Doğu'da oyun kurduğunu iddia ediyor ama oyun kurmuyor. Kurulmuş bir oyunun parçasısınız, piyonusunuz. İktidarın yaptığı budur. Pinpon topu diplomasisinden bir oyun kuruculuğu çıkmaz." görüşünü savundu.

Türkiye'nin çatışmalardan uzak durması gerektiğini belirten Oluç, "Türkiye, yarın da yan yana yaşamak zorunda olduğu komşusuna savaş açmaya girişemez. Bu kabul edilebilir bir şey değil." dedi.

Hakku Saruhan Oluç, Türkiye'nin Suriye ile olan sınırlarının güvenliğinin, Suriye'deki iç savaşın bir an önce bitmesi ve Suriye'de istikrarlı, demokratik yönetimin oluşmasıyla sağlanabileceğini öne sürdü.

Oluç, İmralı Adası'nda çıkan yangına ilişkin sağlıklı bir bilgi alınamadığını, yetkililerin bu konuda net cevaplar vermesini beklediklerini dile getirdi.




Kaynak: