Hüseyin Çevik:“Çiftçiye alan desteği verilsin"

Son 15 yılda çiftçiye verilen destek miktarının 105 milyar TL olduğunu ifade eden Hüseyin Çevik, “Konya'da tarım alanlarımızın çoğu kıraç. Kıraç arazilerin verimi yağmura bağlı olduğu için, bu çiftçilerimize hem ürün hem de alan desteği verilsin" dedi.
Hüseyin Çevik:“Çiftçiye alan desteği verilsin"

Son 15 yılda çiftçiye verilen doğrudan destek miktarının 105 milyar TL olduğunu ifade eden Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik, verilen bu desteklerin etki analizinin yapılması gerektiğini belirterek, “Çiftçimiz ekim yapacağı zaman ürünleri vadeli alıyor ve maliyetler artıyor. Çiftçimize yapılan destek ödemelerinin hasattan sonra değil de ekimden önce yapılması gerekiyor” dedi.

Çiftçiye verilen mali desteklerin yerinde ve zamanında olması gerektiğinin önemine dikkat çeken Hüseyin Çevik, “Şimdi ben bir çiftçiyim, arazim var. Elimde param yok. Tarlamı ekmem lazım. Tarlamı ekmem için tohum lazım, tarlayı sürmem için traktör lazım, traktörüm için mazot lazım, gübre, ilaç lazım. Ya da benim alt yapım var ama mali imkanım yok. Tüm bunların sağlıklı yürümesi için devletin destek vermesi lazım. Şimdi devletimiz ne yapıyor. Ürün ekiliyor, hasat ediliyor, çiftçi ürün desteğini 8 ay sonra alıyor. Bu sistemi, üreticimizin verimliliği için başa almamız lazım. Tarım takviminin 1 Ocak yerine 1 Ekim olarak belirlenmesi lazım. Üreticiye verilen mali desteğin bir kısmının, ürün ekilmeden önce verilmesi daha faydalı olur. Böylelikle çiftçimiz ekim yapmadan önce aldığı ürünü vadeli almak yerine peşin olarak alır ve gidip 1 liralık malı 1 buçuk liraya almaz. Ne ekeceğine karar verir. Maliyetler düştüğü için, karlılık artar. Bu durum da tarımsal üretimi teşvik eder, karlılığı artırır. Türkiye genelinde bu yıl verilecek dolaylı ve dolaysız tarımsal destek yaklaşık 18 milyar TL tutarında. 2019 yılı bütçesi hazırlanırken, verilecek destekler çiftçinin maliyet hesabı yapılarak güncelleştirilmelidir. Destekler ürünler hasat edildikten sonra değil, ekilmeden önce bu desteği vermek gerekir. Şimdi üretim maliyetlerine etki eden nedir? Mazotu vadeli alıyor. Gübreyi vadeli alıyor. Tohumu vadeli alıyor. Vadeli aldığı zaman bu faiz oranlarıyla bu enflasyon oranın da yüzde 40 pahalı oluyor. Biz bunları yetkililere aktarıyoruz” şeklinde konuştu.

ccc22.jpg

“HEM ÜRÜN HEM DE ALAN DESTEĞİ VERİLMELİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamayı hatırlatarak; Nisan, Mayıs, Haziran aylarında çiftçiye 3,5 milyar TL destek verileceğini kaydeden Çevik,”Konya bölgemizde 2.2 milyon hektar tarım alanı var. Bu araziden 700 hektarı falan sulanabiliyor. Tarım alanlarımız çoğu kıraç. Bundan dolayı çiftçimiz tarlasını bir yıl nadasa bırakır, ikinci yıl ürün eker, dolayısıyla iki yılda bir ürün desteği alır. Bu durum çiftçimizin gelirini düşürüyor. Onun için Orta Anadolu’da kıraç arazilerin verimi yağmura bağlı olduğu için, bunlara hem ürün desteği verilsin hem de alan desteği verilsin. O destek verilirse, geriye kalan 1 buçuk milyon hektar alandaki çiftçilerimiz rahatlar” diye konuştu.

“KONYA SÜT ÜRETİMİNDE BİRİNCİ”

Konya’nın aşağı yukarı 17 milyar TL gayrisafi milli hasılası olduğunu belirten Çevik şöyle devam etti: “Konya bölgesinin yapmış olduğu un üretiminin katma değeri yüksek. Konya, Türkiye buğday üretiminde yüzde 13, mısır üretiminde yüzde 12 paya sahip. Pancarın yüzde 35’ini üretiyor. Ayçiçeğinde yaklaşık yüzde 8, arpada yüzde 14’ünü üretiyor. Bir de Konya yıllık 3,5 milyar adet yumurta, 1.2 milyon ton süt üretiyor. Süt üretiminde birinci, büyükbaş hayvan sayısında birinci, küçükbaşta ikinci sıradadır. Konya’nın yıllık yaklaşık 17 milyar lira tarımsal hasılası var. Bu büyüklük ve üretim değerini, bu katma değeri oluşturan en önemli meslek gurubu çiftçilerimizdir. Çiftçilerimize, tarıma, hayvancılığa sahip çıkmak gerekiyor. İnsanımızı doğduğu yerde doyurmalıyız. Kırsalın refah seviyesini artırırsak, üretim de artar, zenginlik de artar. Kırsalın refah seviyesi azalırsa, büyükşehirlere göç başlar. Büyükşehirlere gelenler ise hem üretimden düşmüş olur, hem de tüketici olurlar. Bizim kırsala özellikle Orta Anadolu insanına sahip çıkmamız gerekir. Orta Anadolu bu ülkenin omurgasıdır. Bu omurgayı sağlam tutmak gerekir” dedi.

c333.jpg

“TARIMDA DA SANAYİDE DE İYİYİZ”

Konya’daki insanların gelir seviyesini artırmak için çalışmalar yaptıklarını dile getiren Çevik, “Tarım da iyi miyiz? İyiyiz. Sanayide iyi miyiz? İyiyiz. Hem Konya’daki sanayinin başlangıcı da tarımdan geliyor. Kaynakçılıktan geliyor. Ondan sonra Konya’nın müteşebbis heyeti iyi yatırım yapıyor. Konya’nın müteşebbis heyeti şu anda 170,180 ülkeye 2 milyar dolara yakın ihracat yapıyor. Aşağı yukarı 70 veya 84 çeşit, endüstriyel ürün üretiyor. Otomotiv yan sanayi üretiyor. Tarım makineleri üretiyor” dedi. Konya’da ihracat alanında birinci önceliği otomotiv sanayii, ikinci önceliğin de makine sanayii olduğunun altını çizen Çevik,” Üçüncü sırada da gıda geliyor. Gıda ve yan ürünleri paydaşlarıyla beraber ilk 1000’deki firmalarımıza bakalım: 14 tanesi tarıma dayalı sanayi. Tarım şehirle bütünleşmiş artık. Daha yukarıya çıta çıkar mı? Çıkar. Üretimle çıkar. Şu anda sevindirici olan bir diğer gelişme de; kırsaldaki neslin değişmesiyle, kırsalda çiftçilik yapan insanlar yeni gelen nesille birlikte bilimsel araştırma yaparak üretim yapıyor. Bu da hem üretimi hem kaliteyi hem de üretim değerini yükseltiyor” diye vurguladı.

“KENEVİRDE 19 İLİN İÇERİSİNDE KONYA DA OLMALI”

Kenevir üretiminde Konya’nın 19 ilin içerisinde olmadığını açıklayan Çevik,”Seydişehir, Beyşehir ilçelerimiz ortalama 700 mm yağış alıyor. Buralarda kenevir ekimini isteyeceğiz ama önce burada bir sempozyum yapalım, rapor çıkaralım istiyoruz. Bu raporları bakanlığa götürmek istiyoruz. Keneviri Konya’da ekersek kenevirin sanayileşmesiyle alakalı kâğıdından, tekstilinden, ilaç sanayisinden tut hepsinde kullanılacak yan sanayiler, Konya’da oluşabilir. Biz bunları Konya’da aktarmaya çalışıyoruz” diye belirtti.

ccc.jpg

BORSANIN İŞLEVİ NE?

Çevik, borsanın amacını şöyle açıkladı: “Bir yerde üretim varsa, bir alın teri varsa, üretmiş olduğu o alın teri olan çiftçinin ürününü en iyi şekilde en iyi piyasa derinliğini vererek en iyi fiyata sattırır. Bunun karşısında alıcılar vardır. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Bunun için de spot satışımızı oluşturduk. Yani borsacılık, bizim Medine Pazarı dediğimiz peygamber efendimizin zamanındaki ticari bir zihniyet ya da Selçuklu, Osmanlı zamanında ahilik kervanını oturmuş olduğu bir ticari ahlak. Bunun üzerine kurulmuştur; Ticaret Borsası. Biz de bunu geliştirmeye ve oturtmaya çalışıyoruz. Devletimiz 2005 yılında yeni bir sisteme geçilmesini istedi. Bu sistemin adı Ürün İhtisas Borsası olarak bilinir. Bunun alt yapısı da lisanslı depolardır. Bu konuda da devletimizin çok büyük destekleri var. Biz buna da öncülük yapıyoruz. Şu anda Türkiye genelinde 3.3 milyon tona yakın bir kapasite oluştu. Bunun 900 bin tonu Konya bölgemizde. Ürün İhtisas Borsası’nın kuruluşu tamamlandı ama bu kuruluncaya kadar 10 ticaret borsasına bu yetkiyi verdiler. Bu kuruluşlardan biri de Konya Ticaret Borsası. Türkiye Elektronik Lisanslı Ürün Senedi  (ELÜS) pazarının yüzde 65’ini tek başına bünyesinde gerçekleştirerek tarımsal piyasalara kurulduğu 2014 yılından bu yana derinlik kazandırmaktadır. Türkiye genelindeki 67 lisanslı deponun 35 tanesi bizim borsamıza üye. Bu sene 1 buçuk milyon ton işlem yaptık. Bu işlemler spot işlemler değil, online işlemlerdir. Biz de bu alana yatırım yapıyoruz. Mesela Aksaray yolundaki depomuz 100 bin ton, Yunak’taki depomuz 50 bin ton kapasiteye sahip. Çumra ve Karapınar’da hazırlıklarımız devam ediyor. Toplam kapasitemizi 500 bin tona çıkarmaya çalışıyoruz” dedi.

SEYFULLAH KOYUNCU/YENİ HABER GAZETESİ