İbrahim Çolak: Kapitalizm 14 Şubat’ta açıktan dolandırıyor

14 Şubat Sevgililer Günü vesilesiyle yapılan harcamaların kapitalizmin bir eseri olduğunu belirten Yazar İbrahim Çolak, “Kapitalizm bizi para harcamamız için her gün zaten dolandırıyor. 14 Şubat’ta ise biraz daha açıktan dolandırıyor” dedi.
İbrahim Çolak: Kapitalizm 14 Şubat’ta açıktan dolandırıyor

Kapitalizmin kullanabileceği her şeyi sonuna kadar kullanabilen bir mekanizma olduğunu, 14 Şubat’ta yaşanan harcama çılgınlığının da kapitalizmin bir eseri olduğunu belirten Yazar İbrahim Çolak, “Kapitalizm harcama odaklı bir mekanizmadır. Buna din de dahildir. Kapitalizmin kullanımına en müsait varlık kadındır. Kadın derken aslında kendini kullandıran erkektir. Parayı elinde tutan, tarih boyunca erkek olmuş kadın ise bu süreçte iyi bir meta olmuştur. Yüzlerce yıl önce belki kapitalizm terimi kullanılmıyordu başka bir şey kullanılıyordu. Fakat her zaman bu harcamalarda kadın iyi bir yem olmuştur. Parayı elinde tutan erkekler de her zaman bu yemi yemeye hazır sazanlar olmuşlardır. Kapitalizm de bunu kullanmaktadır. Kapitalizm mantığıyla baktığımızda aslında çok yerli yerinde bir durumdur. Üretmeyi değil de tüketmeyi seven insanların böyle belirlenmiş bir günde sevgililerine ya da eşlerine diğer günlerde aldıklarından daha pahalı hediyeler almaları normaldir. Böyle bir anlayışla yaşayan, AVM’den çıkmayan, hafta sonları sinemaya giden, yazın yapacağı tatili aylar evvelinden organize eden bir dünya anlayışında Sevgililer Günü’nde neler yapacağını, ne hediye alacağını düşünmesi de normaldir. Var olan yaşayış biçiminden de anlaşılacağı üzere bunun giderek artacağı kanaatindeyim” şeklinde konuştu.

sevgililer-gunu-2.jpg

“KAPİTALİZM KANUNLAR GİBİDİR”

Sevgililer Günü’nün aynı zamanda gösterişli bir şey olduğunu vurgulayan İbrahim Çolak, “Muhtemelen bu 14 Şubat’ta da, evli, nişanlı veya sevgili olan insanlar bunu sosyal medyada da pazarlayacaklar. Çünkü sosyal medyada kaç beğeni aldığının üstünden bir yarış var. Böyle hepsi bir birine bağlı durumdur. Kapitalizm dediğimiz olay kanunlar gibi bir şeydir. Birbirine bağlı süreçler yaşanmaktadır. Çoban için Sevgililer Günü yoktur. Sevdiğini gördüğü gün onun yüzü gülecektir. Çok özel bir an yaşadıysa odur onun beklediği gün Sevgililer Günü’dür. Ama kapitalizmi yaşamış içinde olan biz şehirliler için 14 Şubat, çılgınlık, alışveriş, harcama günüdür. Tüketim toplumunda Sevgililer Günü bir anlam ifade etmektedir. Bazen kapitalizmin bize sunduğu güzel bir şey de olabilir. Bunu tek güne indirgiyorlar diyerek oradan vurmak doğru değildir. Kapitalizm bizi para harcamamız için her gün zaten dolandırıyor. 14 Şubat’ta ise biraz daha açıktan dolandırıyor” ifadelerini kullandı.

sevgililer-gunu-ibrahim-colak.jpg

“HARCAMA YAPMAMIZ GELENEK HALİNE GELDİ”

“Gerek geleneklerimiz, gerekse çevremiz bize her vesileyle kadınlar için harcama yaptırıyor” diyen Çolak, “Yapılsın da tabi. Yapılmasın demiyoruz. Cinsiyet ayrımı anlamında söylemiyoruz. Ben de eşine, kızına çiçek alan bir adamım. Ama bir güne dayandırmak, o gün olmazsa olmaz hale getirmek tabi biraz sıkıntılı oluyor. Bugünü kullananların oranı giderek arttığını biliyoruz. Genel kanaatim hayatı modern yaşayanlar için normal bir durum. Sevgi adına yapılan her şeyi kendi adıma destekliyorum. Merhametten maraz çıkmadığı gibi gerçek sevgiden de maraz çıkmaz. İnsanlar parktan aldıkları çiçekle de sevgililer kutlu olsun diyebilir, yüzlerce lira harcayarak da bunu yapabilir. Burada önemli olan insanların birbirini sevmesi ve bunun göstergesi olarak hediyeleşmesidir. Sevgililer gününün makulü olsa, kapitalizmin oyunu olmasa çok da itiraz edeceğimiz bir gün değildir. İnsanlar yine 14 Şubat’ta sevdikleri insana hediye alsınlar ama bugünü özel bir yere koymasınlar isterim” diye konuştu.

“AŞK VE SEVGİ BİRBİRİNDEN FARKLIDIR”

Aşk ve sevgi kavramlarının karıştırılmaması gerektiğine dikkat çeken İbrahim Çolak, “Aşk kavramıyla sevgi kavramının Türkiye’de karıştırıldığı görüşündeyim. Sevgi her zaman, her yerde olan bir şeydir. Ama her gün el ele tutuştuğun, her gün göz göze geldiğin kadın veya erkek ilişkisinin aşk olmadığı kanaatindeyim. Sürekli sarıldığın, konuştuğun insanla aşk olmaz. Aşk biraz mümkünler ötesinde, zorlukları, olumsuzlukları olan bir şeydir. Aşk aynı zamanda adanmaktır. Bir insana, bir şeye kendini adamaktır. Orhan Kemal’in kitabında şöyle geçer, “Bir kadını sevmek değildir marifet. Bütün kadınları sevmektir”. Varoluşu sevmektir. Allah’a ulaşmanın yoludur aşk.  Bir kadını severek de, bir basamak gibi Allah’ı aramanın, “O”na yaklaşmanın adıdır aşk. İnsanı, hayatı hatta kâinatı sevmenin topyekün adıdır aşk. Bunun merkezinde veya büyük bir kısmında kadın olabilir. Ama her gün görüştüğün insanla aranda yaşanan sevgidir. Güzel, olgun, merhametli, şefkatli bir sevgi olabilir ancak aşk olamaz. Bizdeki kullanılan sevgi kavramı yerine aşkın kullanıldığını düşünüyorum” dedi.

HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER GAZETESİ