İHH tüm dünyada mazlumların yanında

İnsani yardım faaliyetlerini artırarak devam ettirdiklerini dile getiren İHH Konya Şube Başkanı Hasan Hüseyin Uysal “Başta Amerika, Çin ve Rusya olmak üzere; menfaatleri doğrultusunda dünyada zulüm yapanların ve zulme destek verenlerin karşısındayız" dedi
İHH tüm dünyada mazlumların yanında

İHH Konya Şube Başkanı Hasan Hüseyin Uysal, İHH İnsani Yardım Vakfı’nın yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Uzun süredir Yemen’e yardım faaliyetlerini sürdürdüklerini, son dönemlerde yaşanan karışıklıklar sebebiyle o bölgeye yoğunlaştıklarını dile getiren İHH İnsani Yardım Vakfı Konya Şube Başkanı Hasan Hüseyin Uysal, “Arap Baharı süreci ile beraber ülkedeki karışıklıklar ortaya çıktığı zamanda beri Yemen’e ilgimizi sürdürüyoruz. Daha öncesi de var ama son dönemlerde biraz daha yoğunlaştık. Ali Abdullah Salih’e karşı ayaklanmalar başlayıp da bugün toplumsal krize döndüğü günden beri yaralılara yardım şeklinde, sağlık hizmeti, açlara da gıda hizmeti sağladık. Daha sonra Husilerin atağa geçip İran’ı kışkırtmasıyla saldırıya geçip, merkezi hükümeti devirerek sanayiyi ele geçirmesi sürecinde iç savaş kızışınca durum felakete döndü. 9 milyon insan ölüm ile cebelleşiyor. 21 milyon insan da açlık çekiyor. Netice itibariyle biz o süreçte daha yoğun bir şekilde yardım çalışmalarımızı, gıda ve ilaç ulaştırma çalışmalarımızı, sağlık hizmetlerimizi artırdık” şeklinde konuştu.

hasan-huseyin-uysal-ihh-insani-yardim-vakfi.jpg

İHH YARDIMLARINI ENGELSİZ SÜRDÜRÜYOR

Yardım kuruluşlarının ülkeye girişini engelleme çabalarının İHH’yı fazla etkilemediğine değinen Hasan Hüseyin Uysal, “Bir sivil toplum kuruluşu olmamız sebebiyle, devletlerarası ilişkilerde devlete ait kurumların karşılaşacağı zorlukları biraz daha kolay aşma imkanımız oldu. Mesela Türkiye’nin Suudi Arabistan’da ilişkileri bozulduğu zaman onların yarı resmi yardım kuruluşlarımızı engelleme çabaları bizi çok fazla etkilemedi. Bizim girişlerimizin engellendiği süre 20 günü bulmaz. Hem Umman, hem Cibuti, Somali tarafından deniz yoluyla da adımlar atarak yardımları ulaştırma amacı taşıyoruz. Bir de yerelde çok köklü toplumsal karşılığı olan teşkilatla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dolayısıyla bizim nerdeyse her mahalleye ulaşma imkanımız var. Daha 1 ay önce genel başkan yardımcılarımızdan bir tanesi oradaydı. Hem sağlıkla ilgili tespitler yapıp yardımda bulundular, hem de gıda yardımlarında bulundular. Bu işlerde kesinti olmuyor. Yüksek seviyeli ziyaretler belki her zaman olmuyor ama bir kez genel başkan yardımcısı düzeyinde bir ekip gittiğinde arkasından da diğer ekipler de bölgeyi ziyaret ediyor. Orada yaşanan sorunlar çözülene kadar da gidişlerimiz sürecek” ifadelerini kullandı.

ihh-insani-yardim-vakfi-(1).jpg

BÜYÜKŞEHİR VE DOSTELİ’NDEN İHH İLE ORTAK ÇALIŞMA

İHH Konya olarak Büyükşehir Belediyesi ve Dosteli Derneği ile beraber  çalışma yürüttüklerini kaydeden Uysal, “Hudeybe Limanı üzerinde bir ateşkes sağlandı. Bu ateşkesten yoğun istifade etmek istiyoruz. Ateşkes zamanı tam da yardımların ulaştırılacağı dönemdir. Stoklanmaya müsait gıdaların da ihtiyaç sahibi insanların ellerinde ilerideki dar günler için biraz daha fazlasının gitmesini sağladığımız zamandır. Yoğun çalışmalar yapıyoruz. Bu arada şehrimizin önemli değerlerini de bir araya getirebilmek için de Büyükşehir Belediyemizle, Dosteli Derneği’mizle görüştük. Birkaç yerdeki afişlerde ortak çağrımız var. Büyükşehir Belediyesi, Konya İHH ve Dosteli Derneği’mizin ortak çağrısı bulunuyor. İnsanların yardımlarını ulaştırdıkları takdir de biz de oraya gıdayı ulaştırmaya ve bu gıdaları ihtiyaç sahibi insanların ellerinde biraz daha fazlasıyla stoklamaya çalışıyoruz” dedi.

ihh-insani-yardim-vakfi-(2).jpg

“YÜZ KARASI ÜLKELERİ İLAN EDİYORUZ”

“İHH’nın bir farkı da sadece aç olan insana yardım ulaştırmak değil, açlığa sebep olanları dünyaya anons etmektir” diyen Uysal, “Bu bakımdan dünyanın kibirlileri bizi sevmiyorlar ama biz Amerika’yı da, Çin’i de, Suudi Arabistan’ı da, Birleşik Arap Emirlikleri’ni de, İran’ı da ifşa etmek, bu yüz karası durumdan dolayı suçlu olan o ülkeleri de ilan etmek durumundayız. Bunu açıkça ifade ediyoruz. Bizim farkımız bu. Dolayısıyla dünya kamuoyunu da bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Şuan için yakın vadede çözülecek bir durum gibi gözükmüyor. Türkiye’nin bir avantajı var. Elini kana bulaştırmadı. Aktif bir şekilde bu işte taraf olmadı. Dolayısıyla arabuluculuk yapabilecek bir mevkidedir. Biz de diyoruz ki Türkiye’nin arabuluculuğuyla sükûnet sağlanır ve bir çözüme ulaşılır” dedi.

“FAALİYETLERİMİZ 2019’DA DA ARTARAK DEVAM EDECEK”

İHH İnsani Yardım Vakfı olarak yıllardır yaptıkları yardım faaliyetlerinin 2019’da da artarak devam edeceğini belirten Hasan Hüseyin Uysal, “Sağlık hizmetleri konusunda İslam dünyasının en gayretli proje üreten teşkilatıyız. Yemen için 4 tane mobil hastane özelliği taşıyacak tır dorsesi yaptırmıştık. Tır kafalarıyla birleştirip ihtiyaç halinde her yere giderek sağlık hizmeti verecekti. Hatta gerektiğinde ameliyat bile yapabilecek durumdaydı. Valilikten yollardan geçiş izni de aldık. Tam yola çıkacakken Hudeybiye limanındaki çatışmalar yüzünden oraya gidemeyeceğimiz bize bildirildi. Yola çıkardığımız taktirde el konulacaktı. Biz de amacına hizmet etsin diye tırları Suriye’ye gönderdik. Çalışmalarımıza imkan verildiği taktirde, hem sağlık, hem gıda hem de barınma anlamında aynı şeyleri aktif olarak devam ettiriyoruz. Bunun ötesinde 2019 için kendimize göre insani diploması çalışmalarımız bulunuyor. Moro’da, Tayland’da sürüyor. Çatışan tarafların arasında adalete uygun bir sükûneti sağlıyoruz. Önce bir ateşkes sağlanıyor, sonra da kalıcı bir barış tesisi hususunda onlara rehberlik etmeye çalışıyoruz. 2019’da bu çalışmalarımızı daha da yoğunlaştıracağız. Ateşkesin kalıcı olması, barışın adil bir şekilde tahsisi, ülkeleri kibirli ülkelerin oyuncağı olmaktan çıkarılması yönünde bu görüşmelerimizi, insani diplomasi çalışmalarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

ihh-konya.jpg

UYGUR TÜRKLERİNE YÖNELİK ZULME TEPKİ

İHH İnsani Yardım Vakfı Konya Şube binasında düzenlediği basın toplantısı ile, Uygur Türklerine yönelik zulme dikkat çeken ve bölgede kurulan toplama kamplarının kapatılması çağrısında bulunan Uysal, “Son çeyrek asırdır siyasi, ekonomik ve askeri açılardan ivme kaydeden Çin, özellikle ekonomik hamlelerle İslam dünyasını siyasi konularda baskılama politikasını uygulamaya koymuştur. Fakat İslam dünyası, Çin ve ABD dışında üçüncü bir yolun olduğunu unutmamalı, Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz reel politik kaygılara kurban edilmemelidir. Çin, kendi yasalarına ve taraf olduğu uluslararası antlaşmalara aykırı olan Politik Eğitim Kamplarını hemen kapatmalı ve bu kamplarda istekleri dışında tutulan insanların maddi-manevi zararları karşılanmalı. Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurların yurtdışına seyahat yasağı ve yurtdışındaki Doğu Türkistanlıların memleketlerine dönüş ve akraba ziyareti engeli kaldırılmalıdır. Yurt dışında akrabası olanlara yönelik denetim ve gözetim kaldırılmalı, para gönderme, posta, telefon ve haberleşme engeli kaldırılarak en temel haklardan olan iletişim ve haber alma özgürlüğü sağlanmalıdır. Yurt dışında yaşayan Uygurlara yönelik uzaktan kontrol ve gözetim kaldırılmalı, ailesini ve akrabalarını rehin tutma politikasından bir an evvel vazgeçilmeli. Uygurların şahsi bilgisayar ve cep telefonlarını gerekçesiz kontrol etme uygulaması kaldırılmalı. Uygurların evlerine yönelik zorunlu ziyareti, gerekçesiz baskın ve Uygur-Çinli ‘zorunlu akraba’ uygulamasına son vermeli. İnanç, ibadet, giyim, kuşam, örf ve adetlere yönelik yasaklar bir an evvel kaldırılmalı, camiler ve tüm ibadethaneler olması gerektiği gibi özgür olmalı. Dil, kültür ve eğitimin önündeki engeller kaldırılmalı, Uygurlar ana dilde eğitim yapabilmeli, tarihi eserler, kitap ve kütüphaneler korunmalı, okullar ve üniversiteler erişilebilir olmalı. Ekonomik baskılar, gerekçesiz vergiler ve el koymalar, Uygur kızların uzak bölgelere işçi olarak zorunlu gönderimleri son bulmalı, devlet dairelerinde ve iş bulma hususunda Uygurlara, Çinlilerle eşit rekabet imkanı oluşturulmalı, bölgeye ait zenginlikler halkın refahı için kullanılmalı. Seyahat özgürlüğü, evlilik, helal gıdaya erişim ve benzeri haklar iade edilmeli. Nüfus demografisinde yapılan değişiklikler ve asimilasyon politikaları son bulmalıdır” çağrısında bulundu.

HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER GAZETESİ