İlim Yayma Ödülleri sahiplerini buldu

Prof. Dr. Fikrettin Şahin, Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu ve Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran, millilik bilincine sahip, toplumda yaygın etki oluşturan, Türkiye'nin ve insanlığın hayrına katkı sağlayan çalışmaları dolayısıyla İlim Yayma Ödülleri'ne layık görüldü.
İlim Yayma Ödülleri sahiplerini buldu

Millilik bilincine sahip, toplumda yaygın etki oluşturan, Türkiye'nin ve insanlığın hayrına katkı sağlayan çalışmaları dolayısıyla Prof. Dr. Fikrettin Şahin, Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu ve Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran İlim Yayma Ödülleri'ne layık görüldü.

İlim Yayma Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti'nin sürdürdüğü eğitime katkı vizyonuna uygun olarak Türkiye'ye yüksek fayda sağlayacak çalışmaları keşfetmek ve teşvik etmek amacıyla iki yılda bir verilen İlim Yayma Ödülleri'nin sahipleri dün gece Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden ödüllerini aldı.

Her birinin hayatı başarılarla ve ödüllerle dolu Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikrettin Şahin, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran'ın hayat hikayeleri şöyle:

Erzurum'da 1968 yılında dünyaya gelen Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikrettin Şahin'in hayatı, ödüllendirilen başarılarla dolu.

Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü'nden 1989'da mezun olduktan sonra uzun yıllar yurt dışında farklı ülkelerde eğitimine ve araştırmalarına devam etti.

1999 yılında Atatürk Üniversitesi'nde Yrd. Doç. olarak göreve başlayan Fikrettin Şahin, 2000 yılında Doçent, 2005 yılında Profesör oldu. Alanında verdiği lisansüstü eğitimlerle birçok bilim insanını yetiştirdi ve Türkiye'ye yeni araştırma laboratuvarlarının kazandırılmasını sağladı.

Çok disiplinli ve disiplinler arası alanlarda çalışmalar yaparak 400'ün üzerinde araştırma makalesi yazdı. Bugüne kadar yürüttüğü bilimsel araştırmalarla ortaya koyduğu çalışmalar pek çok kurum tarafından ödüllendirildi.

Fikrettin Şahin, klinik, gıda, çevre ve bitki orijininli mikroorganizmaların moleküler tanısı ve karekterizasyonu, endüstriyel kullanımı olan biyolojik formülasyonların geliştirilmesi, antimikrobiyal malzeme geliştirilmesi ve üretimi, kök hücre, gen tedavisi ve kanser konusunda yaptığı bilimsel çalışmalarla ulusal ve uluslararası patentler aldı. Aynı zamanda katma değeri yüksek birçok ürünün ticarileşmesini de sağladı.

Fikrettin Şahin, uzmanı olduğu alandaki çalışmalarının, insanların hizmetine sunulmasına, yaşanan bir sorunu çözmeye yönelik olmasına özellikle özen gösteriyor. Bu bağlamda Türkiye'nin son 10 yıl içerisinde obezite oranı en fazla artan ülkeler arasında olduğunu göz önünde bulundurarak, bu soruna çözüm üretmek üzere araştırmalar yaptı.

Fikrettin Şahin ve ekibinin yaptığı bu araştırma, bor türevlerinin sorunun mekanizmaları, hastalığın kontrolü ve tedavisinde etkili olduğunu gösteriyor.

Araştırmacıların, ortaya koyduğu veriler obezite ve ilişkili hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için umut verici yeni bilgiler sunuyor. Fikrettin Şahin bu veriler ışığında ortaya çıkan ürünün, ulusal ve uluslararası patentini aldı ve ürünün ticarileşmesi için gerekli ruhsatlandırma çalışmalarına da bu yıl içerisinde başladı.

Dünyada en az 2 milyar insanın fazla kilolu veya obez olduğu ve yıllık 2,8 milyon ölümün obezite ile ilişkili olduğu düşünüldüğünde, obezite ve ilişkili hastalıklar konusunda sadece Türkiye'deki değil dünyadaki bütün insanlara fayda sağlar nitelikteki bu çözümüyle Fikrettin Şahin, İlim Yayma Büyük Ödülü'ne layık görüldü.

Şahin'in Web of Science'da sayısı 329, diğer uluslararası hakemli dergilerde 74 makale çalışması, toplam atıf sayısı 7631 ve H indeks 42; Google Akademideki toplam atıf sayısı 18.097, H İndeks 58 ve i indeksi 299.

Ayrıca 7 kitap, 24 kitap bölümü, uluslararası toplantılarında sunulan tebliğ sayısı 392. Şahin, bugüne kadar toplam 50 proje yürüttü, 53 patent aldı. Yaptığı çalışmalardan ticarileştirdiği ürün sayısı 65, tescil ettirdiği marka sayısı da 7.

- Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran
 

Antalya'da 1980 yılında doğan Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran'ın çok genç yaşta yakaladığı sayısız başarı, bir tesadüfün değil, takdire değer bir gayretin eseri.

2002'de Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kimya Bölümü'nden mezun olan Prof. Dr. Zahmakıran, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında ODTÜ Kimya Bölümü'nde 2005 yılında yüksek lisans, 2010'da ise doktora eğitimini tamamladı.

Amerika'da temel bilimler ve mühendislik alanında dünyanın en iyi üniversitesi olarak bilinen Massachusetts Institute of Technology'ye Türkiye orijinli proje asistanı olarak kabul edilen sayılı genç araştırmacıdan biri oldu. Ayrıca TÜBİTAK ve Devlet Planlama Teşkilatı bursiyeri olarak Japonya ve Fransa'da iki yıl süren araştırma çalışmalarına katıldı.

Araştırma konuları genel itibariyle nano-malzemeler, inorganik hibrit yapılar ve bunların katalitik uygulamaları üzerine olan Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran, dünyanın çeşitli ülkelerindeki izlenimlerinden sonra ülkesine döndü ve Nisan 2011'de Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kimya Bölümünde göreve başladı.

Laboratuvar imkanlarının kısıtlı olmasına, teknik donanımın yeterli olmamasına rağmen, üniversitede kurduğu ekibiyle, üniversitenin laboratuarını devletin ve bazı kurumların desteği ile her geçen gün büyütüp geliştirerek burada önemli çalışmalara imza attı. Bu çalışmalarla pek çok prestijli ödül kazandı.

Mayıs 2013'te de doçent, Temmuz 2018 yılında da profesör unvanını kazanan Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran, yurt dışındaki Türk araştırmacılara her fırsatta Türkiye'ye dönmelerini ve çalışmalarına burada devam etmeleri konusunda tavsiye ve çağrıda bulunuyor.

Zahmakıran, hem devletin hem diğer kuruluşların bu konuda araştırmacılara tam destek verdiğini ve yeni buluşlar ortaya koymalarını heyecanla beklediklerini özellikle belirterek, bilim insanlarının kendi ülkesi için çalışması gerektiğini de vurguluyor.

Bu bakış açısıyla daima ülkesine katkı sağlamaya odaklanan Prof. Dr. Zahmakıran, alandaki en güncel konulardan biri olan hidrojenin yakıt olarak kullanılması için araştırmalara başladı.

Çok çabuk tepkimeye giren ve yüksek oranda yanıcı olan hidrojenin nasıl depolanabileceği ve enerjiye dönüşüm aşamasında geri kazanımı konusunda yaşanan problemlerin nasıl aşılacağına dair henüz bir çözüm üretilmemişti. Genç araştırmacı basit koşullarda hidrojen depolanması ve geri kazanımını sağlamak üzere yeni formüller ortaya koydu.

Yakıt pillerinde Hidrojenin uygun depolama koşullarının oluşturulması ve bu depolanan hidrojenin enerji üretim aşamasına geçişte, tekrar elde edilmesinde nano parçacıkların katalizör olarak kullanılmasını sağlayan bu başarılı çalışmasıyla Mehmet Zahmakıran Mühendislik, Doğa ve Sağlık Bilimleri kategorisinde İlim Yayma Ödülüne layık görüldü.

  - Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu

Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu, 1978'de Türklerin idili, Rusların Volgası olan nehir üzerinde bulunan Ulyanovsk şehrinde doğdu. İlim hayatını, bu nehrin akıp geçtiği bütün coğrafyanın tarihi içinden akıp geçerek, bu sahada yepyeni eserler vererek sürdürdü.

"İlim kendin bilmektir" düsturunun kendi tarihini bilmek ve bildirmek anlamına da geldiğini düşünen Kemaloğlu, mensubu olduğu milletin tarihinde bilinmeyenlerin peşine düştü.

Bildiği bütün dilleri bu iş için seferber ederek pek çok kıymetli eser ortaya koydu. 2012'de doçent, 2017'de profesör olan Prof. Dr. Kemaloğlu, 2013 yılından bu yana Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyeliği görevini sürdürüyor. Prof. Dr. Kemaloğlu, yeni tarihçiler yetiştirirken, bir yandan akademik çalışmalarına ve sahasında yeni eserler vermeye devam ediyor.

İlyas Kemaloğlu çoğunlukla Altın Orda, Tatar hanlıkları, Rusya tarihi, Türk-Rus münasebetleri ve Avrasya coğrafyasındaki güncel gelişmeler üzerine odaklanan çalışmalar yapıyor. Genel Türk tarihi alanında nitelikli ve çok sayıda çalışma yapmış olan İlyas Kemaloğlu, bugüne kadar doğru bilinenlerin aksine, ezber bozarak farklı hakikatleri gün yüzüne çıkartmayı önemsiyor.

"Altın Orda ve Rusya" isimli eseri, bunlardan yalnızca biri. İlyas Kemaloğlu bu eserin hazırlık aşamasında Altın Orda devrinde üretilmiş eserleri, Rus kaynaklarını, Moğolca, Farsça ve Ermenice kaynakları ele aldı. Sonrasında yine Altın Orda egemenliğindeki toprakları ziyaret etmiş olan Marco Polo, İbn Battuta, Carpini ve Rubruck gibi seyyahların seyahatnamelerini de müstakil bir biçimde inceledi.

İlyas Kemaloğlu, farklı dillere olan vukufiyeti sebebiyle kaynakların orijinalinden istifade ederek, ortaya koyduğu yaklaşımla da geniş bir coğrafyada yaşayan toplumların ortak hafızalarını bulacakları bir eser kaleme aldı.

Bu eser, az bilinen bir tarih dönemini aydınlatmanın yanında, Türklerin Ruslar üzerinde hiçbir olumlu etkisi olmadığı tezini başta Rus kaynakları olmak üzere ana kaynaklara dayanarak çürütüyor. Dahası Altın Orda Devletinin Rusya'yı askeri, siyasi, iktisadi ve kültürel yönlerden etkilediğini ortaya çıkarıyor.

Kemaloğlu'nun bu eseri Türkiye'de yapılan çoğu tarih çalışmasının aksine, orijinal kaynaklar kullanmak suretiyle Türkiye dışında bir coğrafyanın tarihini layıkıyla ele alıyor olması ve literatürde önemli bir boşluğu doldurması sebebiyle çok değerli.

İlyas Kemaloğlu'nun geniş bir coğrafyanın az bilinen ortak tarihini gün yüzüne çıkaran bu eseri, güçlü metodolojisi, zengin kaynakları ve Ülkemizde uluslararası etkileşime katkı yapacak çalışmaları teşvik edecek olması sebebiyle Sosyal Bilimler Kategorisinde İlim Yayma Ödülüne layık görülmüştür.

Kaynak: