İngiltere'de koronavirüsü yenen Türk çift tedbirlerini daha sıkılaştırdı

İngiltere'de yaşayan bir Türk çift, yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) yenmelerine rağmen yeniden bulaşma ihtimaline karşın tedbiri elden bırakmadıklarını hatta daha da sıkılaştırdıklarını söyledi.
İngiltere'de koronavirüsü yenen Türk çift tedbirlerini daha sıkılaştırdı

Başkent Londra'da yaşayan kadın kastalıkları ve doğum uzmanı Narter ve hukuk danışmanı eşi Ayşegül Yeşildağlar, kendilerini yatağa düşüren Kovid-19'u yenmeyi başardı. 

58 yaşındaki Narter Yeşildağlar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalıştığı klinikte virüsün ülkede yayılmasından önce önlem almaya başladıklarını, eldiven ve maske taktıklarını anlattı. Ancak buna rağmen virüsü kaptıklarını söyleyen Yeşildağlar, kendisi ve eşinin şubat sonu mart başı gibi hasta olduğunu belirtti.

"Çocukluğumdan beri böyle bir ateş görmedim"

Kendisinde ilk olarak ateş görüldüğünü kaydeden Yeşildağlar, "İlginç bir ateş, birdenbire çıkıyor ve hastalığın seyrinde hiç inmiyor. Çocukluğumdan beri böyle bir ateş görmedim. Ateş ortaya çıkıyor ve devam ediyor." dedi.

Öksürüğünün de çok güçlü olduğunu anlatan Yeşildağlar, "Ciğerler sökülür gibi bir öksürüktü. Öksürükle beraber nefes alma sıkıntısı da yaşanıyor. Aldığınız nefesin yetmeyeceğinden endişe ediyorsunuz. Normalde benim bir akciğer problemim yok, sigara da içmiyorum. Bazı kişilerde görülen kadar değildi ama gerçekten de bir hava açlığı yaşadım" diye konuştu.

İshalin yanı sıra baş ağrısı da görüldüğünü dile getiren Yeşildağlar, "Stres baş ağrısı gibi, yani başın etrafında bir çember var ve sıkılıyor gibi bir baş ağrısıydı." ifadesini kullandı.

"4-5 gün ekmek bile yiyemedim"

İlk 4-5 gün iştah kaybı yaşadığını, ekmek dahil hiçbir şey yemediğini söyleyen Yeşildağlar, sadece su, bazen de çay içtiğini belirtti.

Sonrasında ateşinin düşüş gösterdiğini vurgulayan Yeşildağlar, devamında ise peynir-ekmek yemeye başladığını ifade etti. Hastalığının bir haftadan biraz daha uzun sürdüğünü aktaran Yeşildağlar, "10 gün gibi bir süre sonunda yemek aramaya başladım, uykularım düzeldi, ateş hiç çıkmamaya başladı. Öksürük çok azaldı." dedi.

"Hatta tedbirleri daha da sıkılaştırarak devam ediyoruz"

Bazı uzmanların, hastalığı geçirmiş olmanın bir öneminin olmadığını dile getirdiğine dikkat çeken Yeşildağlar, şunları söyledi:

"Basına çok yansımasa da bizim tıp camiamızda virüsün farklı versiyonları olma ihtimalinden bahsediyoruz. Benim alanım değil, ancak alanın uzmanları virüsün farklı türleri olabileceğini söylüyor. Çin'de ortaya çıktığında çocukları öldürmüyordu, hatta 50 yaş altına çok fazla bir şey yapmayacağı öngörülüyordu. Ancak Avrupa'ya gelince birdenbire sağlıklı çocukları bile öldürmeye başladı. Eğer virüs gerçekten de kişiden kişiye veya ülkeden ülkeye geçerken öldürücü gücünü artırıyorsa bu ciddi bir durum olur. Onun için 'bağışıklığımız var' diye tedbirsiz davranmıyoruz, hatta tedbirleri daha da sıkılaştırarak devam ediyoruz. Bu sefer belki de karşımızda bağışıklığımızın olmadığı ama daha öldürücü bir virüs var olabilir."

Bu nedenle toplumsal bağışıklık stratejisinin yanlış hatta çok tehlikeli olduğunu ifade eden Yeşildağlar, evde kalınması, dışarı çıkarken de eldiven ve maske takılması gerektiğini belirtti.

"5 gün boyunca su içtiğimi bile hatırlamıyorum"

Hukuk danışmanı Ayşegül Yeşildağlar ise hastalığın kendisinde eşinden daha şiddetli geçtiğini söyledi. Yüksek ateş, öksürük, halsizlik, üşüme belirtileri görüldüğünü anlatan Yeşildağlar, "5 gün hiç kendimi bilmeden yattım. Gece kabuslar görüyorsunuz, çok terliyorsunuz. Ağızda korkunç bir acılık oluyor, aynada kendinizi tanıyamıyorsunuz. Bu 5 gün boyunca su içtiğimi bile hatırlamıyorum. Hiçbir şeyi yiyip içemedim. Hiçbir temel ihtiyaç hissetmiyorsunuz." dedi.

"Vücutta inanılmaz bir şekilde C vitamine karşı arzu vardı"

Hastalığı atlatmasında C vitamininin etkili olduğunu düşündüğünü aktaran Yeşildağlar, şöyle konuştu:

"Midemdeki rahatsızlıktan dolayı çok az meyve yerim. İyileşmeye başladığım 5 günden sonra eşimden bana portakal ve ve greyfurt almasını istedim. 5 portakalı, 2 greyfurtu arka arkaya yediğimde bile hiçbir şekilde mide rahatsızlığı hissetmedim. Sanki onları yedikçe iyileştiğimi hissettim. Onları yedikçe başka bir şey istemedim. Vücutta inanılmaz bir şekilde C vitamine karşı arzu vardı. Zannerdersem vücut size 'buna ihtiyacım var' diye sinyal gönderiyor. Öte yandan çok çay içen biriyim ama bu süreçte neredeyse 20 gün çayın kutusunu bile görmek istemedim."

Hastalığı kapanlara vücutlarının sesini dinlemeleri ve morallerini iyi tutmaları tavsiyesinde bulunan Yeşildağlar, "Çok paniğe kapılmadan kişinin hayata tutunması, 'bunu yeneceğim' demesi önemli." dedi.

Kaynak: