İpleri ilmek ilmek işliyorlar

Mor Sanat Tasarım Atölyesi işletme sahipleri Selma Şen ve Hediye Uzun, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatı olan çarpana dokumacılığını Ecdat Parkı Sanat Sokağında yaşatmaya çalışıyor.
İpleri ilmek ilmek işliyorlar

Mor Sanat Tasarım Atölyesi işletme sahipleri Selma Şen ve Hediye Uzun, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatı olan çarpana dokumacılığını Ecdat Parkı Sanat Sokağında yaşatmaya çalışıyor. Selma Şen ve Hediye Uzun, ev aksesuarından giyimine, ayakkabısından terliğine, kırlentinden takısına kadar birçok ürünün çarpanasını ilmek ilmek dokuyorlar.

ipleri-ilmek-ilmek-isliyorlar-5.jpg

Geçmişte, Asya göçebeleri arasında ve Anadolu’da yaygın olan çarpana dokumacılığı ile kemer, kuşak, eğer süsleri ve ip çeşitleri gibi eni dar, boyu uzun ürünler yapılıyor. Kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatları olan çarpana dokumacılığı Selma Şen ve Hediye Uzun tarafından yaşatılmaya çalışılıyor.

‘SIKI SIKIYA SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYOR’

Yaklaşık 10 yıldır el sanatlarıyla uğraştığını söyleyen Selma Şen, “Çarpana, atalarımızdan ve dedelerimizden bize miras kalan, sıkı sıkıya sahip çıkmamız gereken sanatımızdandır. Ev aksesuarından giyim aksesuarına kadar her türlü alanda kullanabiliyoruz. Terlik, ayakkabı tasarımlarımız, bilekliklerimiz, kolyelerimiz bulunmaktadır. Başörtü kenarlarına, giysi kenarlarına, ev aksesuarlarına, kırlentlere çarpana dokuyoruz.  Benim hep içimde sanat aşkı vardı. Bu işe ilk önce kendi ev dekorasyonlarımı yaparak başladım. Sonra bu aşamaya kadar geldim. Takılarımı kendim tasarlardım, kıyafetlerimi kendim dikerdim, ev aksesuarlarında beni yaşatsın, beni anlatsın diye hep kendi tasarımımda kullanırdım. Daha sonra bunun eğitimini aldım. Bununla birlikte usta öğreticilik belgesini de aldım. Geleneksel el sanatlarında da ustalık belgem bulunmaktadır. Geleneksel el sanatlarını eğitimli ve donanımlı bir şekilde yaşatmak istiyoruz” diye aktardı.

ipleri-ilmek-ilmek-isliyorlar-3.jpg

ATIK ÜRÜNLERE İKİNCİ YAŞAM ŞANSI!

Kullanılan birçok ürünü atmak yerine geri dönüşümünü sağladığını söyleyen Şen, “Bir nesne; bir cam, bir kutu, bir şişe gibi ürünlerle işimiz bittiği zaman atıyoruz ya buna ‘ikinci bir yaşam şansı verme’ diye bir felsefem vardır. Bunu ikinci bir hayat olarak da adlandırmaktayım. Bazı ürünlerin dönüşümünü yaparak tekrar kullanıma sunmak için de çalışmalar yapmaktayız” ifadelerini kullandı. Ecdat Parkı’na gelme hikayesini anlatan Şen, “Ecdat parkında Ebru sanatıyla uğraşan bir arkadaşımın ısrarıyla buraya geldim. Biz de Ecdat Parkı için gerekli dosyalarımızı hazırladık, müracaatımızı yaptık, komisyonlardan geçti ve en sonunda buraya geldik. Burada olmaktan çok mutluyum. Arkadaşım Hediye ile birlikte dükkanımızı işletiyoruz. Onun da tüm branşlarda ustalığı ve usta öğreticiliği vardır. İkimiz beraber olmamız gereken yerdeyiz. Biz buyuz, sanatın içindeyiz, yaşasın istiyoruz,  insanlara aktaralım, öğretelim istiyoruz. Aynı zamanda çarpana dokumacılığında ve diğer branşlarda eğitimlerimiz de var” ifadelerini kullandı.

ipleri-ilmek-ilmek-isliyorlar-1.jpg

‘PANDEMİDEN DOLAYI SAKİN GEÇİYOR’

Pandemiden dolayı insanların eskisi gibi dışarı çıkmadığını dile getiren Şen, “Tek sıkıntımız, pandemiden dolayı insanların dışarıya çıkmalarına dair tereddütleri var. Sanat Sokağımız biraz sakin geçiyor. Ecdat Parkı muhteşem, yapay bir mimari olabilir ama kendine münhasır mistik bir ruhu var, farklı bir enerjisi var. O nedenle herkesin buraya gelip bunu teneffüs etmesi gerekmektedir. Burada ecdadımızın bize mirası olan el sanatlarını yaşatmaya, daim etmeye, çabalıyoruz. Onun için buradayız. Herkesi bekliyoruz” ifadelerine yer verdi. Şen, son olarak atölyelerine verdiklerini mor isminin nedenini şöyle açıkladı: “Mor kraliyet rengidir. Çok eskilerden mor rengine ulaşmak çok zordu, kraliyete has bir şey olduğu için alt tabakadan kimse kullanamazdı. Renk biliminde de mor, zenginliği, bolluğu, bereketi temsil ediyor. O nedenle atölyemizin adını mor koyduk.”

SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ

ipleri-ilmek-ilmek-isliyorlar-2.jpg

ipleri-ilmek-ilmek-isliyorlar-4.jpg