İsmet Karababa: Nitelikli antrenör başarılı sporcu yetiştirir

Dünya Fair Play Ödülü alan ilk Türk sporcu olan ve ‘Bay Fair Play’ kitabını yayınlayan İsmet Karababa, ‘Başarılı sporcu yetiştirebilmemiz için nitelikli antrenör tercih etmemiz gerekir' dedi.

İsmet Karababa: Nitelikli antrenör başarılı sporcu yetiştirir

Yıllar önce Konya 1. Amatör Küme'de oynanan maçta kaleciliğini yaptığı takımın küme düşmesi pahasına hakemin tereddüt ettiği pozisyonda gol kararını doğrulayıp Dünya Fair Play Ödülü'ne layık görülen ilk Türk sporcu İsmet Karababa’nın kitabı yayımlandı. 1983 yılında Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen törenle bu ödülü alarak adını tarihe yazdıran İsmet Karababa, memleketi Konya’nın da FairPlay’in başkenti olarak anılmasını sağladı. Otobiyografi türündeki kitabın ön sözünde Dünya Fair Play Konseyi Başkanı Dr. JenoKamuti başta olmak üzere spor camiasının ünlü isimlerinin görüşlerine de yer verildi.

ismet-karababa-bay-fair-play-2.jpgFAİR PLAY ÖDÜLÜ BÜYÜK SORUMLULUK GETİRDİ

Fairplay ödülüyle birlikte büyük sorumluluk aldığını ve hayatının geri kalanını da bu sorumluluk doğrultusunda şekillendirdiğini vurgulayan İsmet Karababa, “Şuanda Türkiye’de olduğu gibi Konya’mızda da fairplay tamamen tanınmış durumdadır. Fakat fairplay ödülüne layık görüldüğüm Derbentspor-Çumraspor maçı oynandığı dönemde dünyada ve Türkiye’de bu kavram bilinmiyordu. 1982 yılında dünyada ve Türkiye’de fairplay komiteleri kurulmuştur. Ben bu ödülü 1983 yılında aldığımda ilk ve tek Türk sporcu oldum. 23 yıl boyunca ilk ve tek olma özelliğimi korudum. Ödülü aldığım Paris’teki törende büyükelçimizin, olimpiyat komitesi başkanımızın bana nasihatleri, bu konuda sorumluluk almam gerektiğini hissettirmeye başlamıştı. Yine Paris’teki ödül töreninde karşılaştığım Almanya’nın Frankfurt genç takımı hocaları bana yoğun ilgi gösterdi. Bu da sorumluluğumu arttırdı. Bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Bunun en iyi aracının antrenörlük olduğunu düşündüm. 1983 yılında aldığım büyük ödülü 1988 yılında Konyaspor genç takımıyla aldığım diğer ödüle kadar Türkiye’de başka fairplay örneğine rastlanmadı” şeklinde konuştu.

‘DÜNYANIN İLK FAİR PLAY MÜZESİ KONYA’DA’

Dünyadaki ilk fairplay müzesinin Konya’da açıldığını kaydeden İsmet Karababa, “Konya şehrimiz fairplay anlamında önemli bir misyon üstlenmiş oldu. Endüstrispor’da ve TÜFAD’da iken de çeşitli ödüllere layık görüldük. Konya’da birçok kişiye fairplay ödülü kazandırmaya vesile olduk. Dünyada ilk fairplay müzesi de Konya’mızda yapılmıştır. Onun projesi de bize aittir. Kitabımı da gördüğüm desteklerle yazmaya başladım. Yazdıkça önemli mesafe aldığımı fark ettim. Yayıncım da beni cesaretlendirdi. Sonuçta hayatımdan başlayan ve bugüne kadar gelen süreç içerisinde neler yaptığımı anlattım. Kitabım 2 bölümden oluşmaktadır. İlk bölümü hayatımla ilgilidir. Son 90 sayfalık bölümü de üniversite gençliğine fairplay adına bir kaynak niteliğindedir. O konuda da üniversite hocaları tarafından çok olumlu mesajlar almaktayım” dedi.

‘HER ŞEY BİR KALEMTRAŞLA BAŞLADI’

‘Hayat hikayemdeki en önemli noktam, ilkokul 4.sınıftayken yaşadığım kalemtraş hikayemdir’ diyen İsmet Karababa, “Derbentspor-Çumraspor maçında fairplay ödülü almaya hak kazandığım anda yaşanan Hocamızın, ‘Kaleci İsmet’e soralım, o doğruyu söyler’ sözünün karşılığında, ‘Gol oldu hocam, içeriden çıkarttım’ cevabını vermemin kaynağı aslında kalemtraş hikayemden gelmektedir. Orada annemin nasihati vardır. Burada ailenin çocuk üzerinde ne kadar etkili olduğunu görüyoruz. Bugünün anne ve babalarına çocuk eğitiminde nelere dikkat etmeleri gerektiğini de yansıtmaya çalıştık” ifadelerini kullandı.

ismet-karababa-bay-fair-play-1.jpg

‘FAİR PLAY’İN BAŞKENTİ KONYA’

Konya’nın fairplaye başkent olduğunu ve bunun ünlü spor adamlarınca vurgulandığını dile getiren İsmet Karababa, “Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Sinan Erdem 1995 yılında uluslararası bir toplantıda, ‘Konya bizim centilmenlik abidemiz’ demişti. Daha sonra Dünya Fair Play Konseyi Üyesi ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Komisyonu Başkanı Erdoğan Arıpınar, 2005 yılında ‘fairplayin başkenti Konya’dır’ dedi. Daha sonra burada fairplay müzesinin açılışında, ‘Pusulanın ibresi daima kuzeyi gösterir, fairplayin ibresi de daima Konya’yı gösterir’ ifadesi bulunmaktadır. 2005 yılında Dünya Fair Play Konseyi Başkanı JenoKamuti, ‘Türklerde fairplay ruhunun olduğuna inanıyorum’ dedi ve ekledi; ‘Türkler Batı Avrupalılardan çok daha dürüstlerdir’ Şuanda bile tüylerimiz diken diken oluyor. Bu ifadeleri söylemesinin sebebi de ülkemizdeki fairplay örnekleridir” dedi.

ismet-karababa-bay-fair-play-3.jpg

‘ANTRENÖRÜN ETKİSİ BÜYÜKTÜR’                                             

Sporcunun gelişiminde antrenör etkisinin büyük olduğunu belirten İsmet Karababa, “Antrenörlük hayatım boyunca bugüne kadar hiçbir sporcumdan hediye almadım, ailesiyle yemek yemedim. Bunu yaparken sebebim sporcularım arasında karar verirken duygusal hareket etmemekti. Sporcunun gelişiminde antrenörün etkisi çok büyüktür. Antrenörün görevi sadece iyi futbol oynatmak değildir. Bununla birlikte aslında topluma iyi bireyler kazandırmaktır. Çocuğun futbol sevgisini değerlendirerek, yeteneğini geliştirirken milli ve manevi değerleri de vermek gerekir. Çocuklar için de bu sporu ruh ve beden sağlı için araç olarak görmeleri gerekir. Yetenekleri oranında gelişeceklerdir. Gençlerimiz çok çalışmalılardır. Öğrenime açık olmalılardır. Antrenörlerine de saygıyla yaklaşmaları gerekir. Antrenörün de disiplini korku ve şiddetle değil de sevgiyle sağlaması gerekir. Kalıcı saygı, disiplini beraberinde getirecektir” ifadelerini kullandı.

NİTELİKLİ ANTRENÖR VURGUSU

Sporcuları nitelikli antrenörlere emanet etmek gerektiğini vurgulayan İsmet Karababa, “Konya’nın nüfusu yaklaşık 700 bindeyken 120 spor kulübü vardı. O dönemde birçok da futbolcu çıkmıştı. Son 15 yıla baktığımızda şehrimizin nüfusu ilçelerle birlikte 2 milyonun üstündedir. Ortalama 50 spor kulübümüz bulunmaktadır. Fakat futbolcu çıkmamaktadır. Eskiden futbol okulları vs. şimdiki gibi imkanlar yoktu. Fakat şimdi imkanlar futbolcu çıkaramıyoruz. Her yıl ortalama 10 bin çocuk futbola merhaba demektedir. Bunlar bizim çocuklarımızdır. Nitelikli antrenörlere emanet etmemiz gerekmektedir. İyi antrenörle kötü antrenör arasında cüzi bir maaş farkı vardır. Birçok yatırımın yapıldığı şehirde az bir maaş farkıyla takımlarımızın başına nitelikli antrenörler getirirsek çok daha verim alacağımız yetenekleri ülkemize ve dünya futboluna kazandırabiliriz” diyerek sözlerini noktaladı.

HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER GAZETESİ