İspanya’da İslam’ın izlerini silmişler!
TBMM Kadına Karşı Şiddetin Sebeplerini Araştırma ve Önleme Komisyonu ile birlikte İspanya’yı ziyaret eden AK Parti Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir, uzun yıllar boyunca Müslümanların yaşadığı Kurtuba hakkındaki gözlemlerini gazetemiz Yeni Haber’e anlattı. Şehrin buram buram İslam koktuğunu vurgulayan Özdemir, bugünkü adıyla Cordoba şehrinde İslam’ın izlerinin silindiğini üzülerek belirtti.
AK Parti Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir İspanya izlenimlerini gazetemizle paylaştı. İspanya’nın 373 yıl boyunca İslamiyet’in hakimiyetinde kaldığını söyleyen Milletvekili Özdemir, şehirdeki Hristiyanlaştırma çabalarına ve engizisyon işkencelerine rağmen şehirde 17’inci yüzyıla kadar Müslümanların yaşayabildiğinin bilgisini verdi.
‘İSPANYA İSLAM KOKUYOR’
İspanya’nın neredeyse tamamının İslam koktuğunu vurgulayan Özdemir, sözlerine şöyle devam etti: “Fakat Hristiyanlık dünyası ve özellikle Katolik mezhebinin çok yaygın olması İslam’ın izlerinin silinmesine neden olmuş. İspanya, tam Katolikliğin uçta olduğu en rağbet gördüğü yerdir. Son gelinen noktada İspanyolların yüzde 70’inin şu anda ateist, deist olduğunu yüzde 30 kadar da Katolik’in kaldığını belirlemiş olduk. İspanya aslında buram buram İslam kokuyor ama bugün gelinen noktada İslamiyet’in izlerini engizisyon mahkemeleriyle, Katolik anlayışla çok tutucu bir şekilde silmişler. Başka inançların yaşamasına imkan vermeyen anlayışla İslamiyet’in izlerini tamamen silmişler.”
‘MADRİD’İ MÜSLÜMANLAR KURMUŞTUR’
Madrid’i şehir olarak Müslümanların kurduğunu aktaran Özdemir, “Mecri, yani suyun akış noktası anlamında isim koyulmuştur. Daha sonra ise Mecrid olmuştur. ‘D’ eki de Latinceden gelen bir ektir. Mecrid, suyun aktığı yere ait olma anlamına gelmektedir. İlk başta Mecrid ismiyle anılan yer daha sonra Medrig olarak ifade edilmiştir. Sonda bugünkü Madrid isminde karar kılmışlardır. Arapça’da kasr kelimesi vardır, bizde de kullanılır. Kasır kelimesi al-kazar olarak hala kullanılan bir isimdir. Burada Müslümanları kurduğu bir kale var. O kalenin içerisindeki saray değişime uğramıştır. Tamamen İslam şehri olması gerekir ancak İslam’ın izlerini silmişler. Bugün Toledo olarak adlandırılan, bizim kaynaklarımızda Tuleytula olarak geçen şehirden de bahsetmek istiyorum. Belki Türkiye’de hatta Ortadoğu’da ve İslam ülkelerinde bu kadar korunmuş bir şehrimiz maalesef ki yoktur. Orta Çağ’ın bütün özelliklerini hatta Yeni Çağ’ın bütün özelliklerini binalarıyla, yapılarıyla, sokaklarıyla taşıyan bir şehirdir. Ancak İslam’ın izleri burada da tamamen silinmiş. Onların izlerini bugün sadece birtakım yerlerde bulabiliyoruz. Tamamen katedrallerle, şapellerle, kiliselerle donatılmıştır. Castilla Krallığı’nın önemli eserleri bulunuyor şehirde. Geçmişi günümüze getiren, gidip görülmesi gereken harikulade bir şehirdir” diye konuştu.
‘HER ŞEYE RAĞMEN KURTUBA CAMİSİNDE NAMAZ KILDIM’
Kurtuba Camisini de ziyaret ettiklerini kaydeden Özdemir, “Kurtuba Ulu Camii’ne bilet alarak girebildik. Yerler tamamen çıplak zemin, duvarlar tamamen değiştirilmiş. İçeriye girdiğimizde iki tane başörtülü arkadaşı görünce, engizisyonu temsil eden görevlilerin adeta ruhbanlık ve Katoliklik duyguları depreşti. Üç tane adamın bizi değişik noktalardan takibe başladığını gördük. Kurtuba Camii’ni gezerken duygularımız depreşti. İspanyol soyluları Kurtuba Camii’nin içine küçük odacıklar ekleyerek orayı bir şapele çevirmişler. Sonra ulu caminin mihrabını gördük. O mihrabı görünce duygularımız galeyana geldi. Bizi takip edenlere aldırış etmeden iki rekat Tahiyyetül Mescid yani mescidi selamlama namazı kılmak istedim. Ne kadar takip ederlerse etsinler ne kadar hukuki işlem yaparlarsa yapsınlar Elhamdülillah orada iki rekat namaz kılma fırsatı buldum. Biraz daha ileriye gidince sıralar koymuşlar. Arkadaşlarda o sıralarda secde-i rüku iman ile olmak kayıt ve şartıyla namazlarını eda ettiler. Hüzünlü bir şekilde mescitten çıktık. Çıktıktan sonra yanımızda Yunus Emre Enstitüsü’nün orada müdürlüğünü yapan Ersin Adıgüzel beyle tanıştık. Sesi de çok güzel. Arkadaşlardan bir tanesi kapının önünde ezan okumamız gerektiğini söyledi. Derken Ersin Bey ezana başladı. Bazı arkadaşlarımız gözyaşları içerisinde o ezanı dinlediler” diye anlattı.
3 BİN 887 CAMİ VE MESCİTTEN GERİYE SADECE KURTUBA CAMİİ KALDI
Kurtuba’da 3 bin 887 cami ve mescitten geriye sadece bir tanesinin kaldığını belirten Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “O bir tanesinin de içini dışını kiliseye dönüştürmüşler. Ondan sonra da bizim Ayasofya’yı aslına döndürüp cami yapmamızı eleştiriyorlar. Fatih Sultan Mehmet cebinden para vererek burayı vakıflaştırarak camiye dönüştürmüştür. Burada bizi sıkıştıran batılıların Kurtuba’daki 3 bin 887 cami ve mescidine ne yaptıklarını bizim sorgulamamız lazım. İmam-ı Kurtuba’nın da bugün Kurtuba Camii’nde medfun olması lazım, Müslüman mezarlıklarına ne oldu acaba diye düşününce küçük bir araştırma yaptım. Bursa Uludağ Üniversitesi’nde bir doktora tezine rastladım. Muazzam bir medeniyeti biz orada 8 asır yönettiğimiz bir ülkede bırakarak çıkmak zorunda kalmışız. Baskılar sonucunda ne bir iz var ne de bir toz. Tek bir Müslümana bile rastlayamıyorsunuz. Bu nasıl bir soykırımdır, bu nasıl bir İslam düşmanlığıdır, bu nasıl bir İslamofobidir. Bugünküler herhalde yanında çocuk oyuncağı kalır. Doğrusu insanın içi sızlıyor. Aklımız orada kaldı. Toledo yakınında Granada yani Gırnata şehrinde engizisyon mahkemesinin müzesini yapmışlar. Orada da engizisyon mahkemelerinin işkence aletlerini sergiliyorlar. Özellikle Konyalı hemşerilerimizin mutlaka Endülüs’e gitmelerini tavsiye ederim. Orada bir izimiz bile kalmamış ama Endülüs’e özel ilgi göstermeliyiz kanaatindeyim.”
SEYFULLAH KOYUNCU / YENİ HABER GAZETESİ