Kalem’in gücü iki kitapta buluştu!
Yeni Haber Gazetesi Köşe Yazarı ve aynı zamanda Konya İl Uzman Vaizi Mehmet Toker, iki yıl boyunca gazetede yazdığı yazılarını iki kitap haline getirdi. Yazar Mehmet Toker, tarih, sosyoloji, ilahiyat, eğitim gibi konuların olduğu yazılarını okuyucuların beğenisine sundu. Kaleme aldığı kitapların, okuyucuları bilinçlendireceğine inandığına dikkat çeken Toker, “Son dönemde hep perdenin önünü görüyoruz ama öyle umuyorum ki kitaplarımızı okuduklarında okuyucularımız, aslında perdenin arkasında çok daha büyük bir kurgunun, çok daha büyük bir oyunun olduğunun, yaşadığımız hadiselerin çok daha büyük ve uzun soluklu bir planın küçükbir parçası olduğunun farkına varacaklar” dedi.
Yazdığı güncel konularla etkin bir okuyucu kitlesine sahip olan Yazar Mehmet Toker, tarihi ve ahlaki şuuru geliştirmek adına “Hasılı ve’l-Kalem ve Kurşûnî Kalem(Küreselciliğin Kare Kökü)” isimli kitaplarını okuyucularla buluşturdu. Kitapların içeriğinden söz eden Mehmet Toker, “Yazdığım iki kitapla birlikte; yaşadığımız hiçbir gündemin sadece sığ olarak o güne has olmadığını, dini, ictimai, ahlaki, siyasi ve hukuki konularda bunun köklerinin tarihe gittiğini ve belirli bir sebep sonuç içesinde ortaya çıktığını söyleyebiliriz” ifadelerine yer verdi.
‘OKUYUCULARDA CİDDİ ANLAMDA KARŞILIK BULDU’
Kitap yazmaya ilk olarak nasıl karar verdiğini anlatan Toker, ”Bu sürece başlarken kitap yazayım diye başlamamıştım. Yeni Haber gazetesine köşe yazarlığı yapıyordum fakat bir gazete yazısından daha çok araştırma yazısı, bir dergi yazısı şeklinde yazıyordum. Bu ciddi anlamda okuyucuda karşılık buldu. Okuyucularım: "bu yazıların bir esere dönüşmesi gerektiğini, sadece bir gazetede veya internet sayfasında kalmaması gerektiğini" ifade ettiler. Bunun sonucunda yazılarımı toplayıp kitap formatında yayınlamaya karar verdik. Kitaplar, iki yıla yakın süreçte yazdığım yazıların toplamından oluşmaktadır. Hasılı ve’l- Kalem’de ağırlıklı olarak ilahiyat ve eğitim konuları bulunmaktadır. Kurşuni Kalem kitabında da tarih, sosyoloji ve tarih sosyolojisi konuları ağırlıklı olarak işleniyor. Kitabın içerisinde yer alan makalelerde takip ettiğimiz sistem ve yazının içeriğinde tahlil ettiğimiz konunun kaleme alınış biçimi, güncelden başlayıp yaşadığımız o güncel hadisenin tarihi köklerini, tarihi derinliklerini, ortaya çıkaran sebepleri ve tahmin edilemeyen veya edilemeyecek olan geleceği etkileyecek sonuçlarını anlatmaya çalıştım” şeklinde konuştu.
‘KURŞUN, TOPLUMA BİR İZ BIRAKIR’
Kitabın isminde farklı çağrışımlar olduğunun bilgisini veren Toker, şöyle konuştu: “Kurşun-i Kalem’in ismine gelince, kurşûnî yani kurşuna benzer kurşun gibi manaları var. Kurşun kalem otantik bir yazı aracıdır. Kurşunun bir metal olarak ağırlığı vardır. Silahtaki kurşun da bir iz bırakır. O nedenle gündemdeki her konu, hem ağırlığı olan konular, hem de kurşun gibi yaralayıcı konulardır. İçerisinde yakın tarih ve yakın tarih sosyolojine ait yazılar var. Diğer kitabım Hasılı ve’l-Kalem’de ise, hem Arapça hem Türkçe bir kelime oyunu var. Hasılı, netice demektir. Kur’an-ı Kerim’de Kalem suresi var. ‘Nunve’l-Kalem’, ‘kaleme yemin olsun’ diye başlar. Hasılı ve’l-Kalem, ‘netice kaleme yemin olsun’ demektir. Çünkü orada da ilahiyat ağırlıklı konular işlediğim için referans olarak Kur’an’ı Kerim’den ayetler kullandım. Kurşuni Kalem’de beni etkileyen ve okuyucuyu da etkileyeceğine inandığım konulardan biri, ‘Samiri Bizim Neyimiz?’ olur adlı yazıdır. Bu aynı zamanda Yeni Haber Gazetesi’nde yazdığım ilk makaledir. O makaleyi Ankara Üniversitesinde Bankacılık alanında doktora yapan bir arkadaşımız tezinde kaynak olarak gösterdiği ve alıntılar yaptığı bir yazı olmuştur. Çünkü hem paranın tarihini, hem de M.Ö 4’binli yıllardan günümüze kadar ekonominin siyasetle ilişkisini ve toplumuyönetip yönlendirmede paranın gücünü göstermesi açısından geçmişten bugüne paranın bir belirleyici unsur olarak nasıl geldiğini anlatan derinlemesine bir analiz yazısıdır.”
‘GEÇMİŞ, GELECEĞİ ETKİLİYOR!’
Günümüzde yaşanılan olayların aslında tarihte yaşanmış birtakım sorunların sonucu olduğunu kaydeden Toker, “Baktığımız zaman günümüzde yaşadığımız her hadisenin 80-100 yıllık tarihi geçmişi var. Bunlar bir şekilde günümüzü etkilemektedir. Ona atıf yaptık. Her bir bölüm kendi içerisinde ayrı bir şekilde değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Çünkü her iki kitapta da ciddi bir emek vardır. Üzerinde en az 500 sayfa okumadığım hiçbir konuyu yazmıyorum. Yani aslında her iki kitabı da onlarca, binlerce sayfalık kitapların sayfaların özeti olarak da değerlendirilebilir. Hasılı ve’l-Kalem kitabında İslam, Kültür ve Medeniyetinin toplumdaki karşılığı veya toplumda İslam ve Kültür Medeniyetinin boşluğunu günümüz dünyasında nelerin doldurduğunu, gelecek adına bir toplum kurarken hangi kilometre taşlarını esas almamız gerektiği veya hangi temel taşlar üzerine inşa etmemiz gerektiğini o şekilde ifade etmeye çalıştık” ifadelerine yer verdi.
ÖLÜYE MAKYAJ YAPILIR MI?
Kurşuni Kalem adlı kitabında yer alan ve oldukça dikkat çeken ‘Ölüye makyaj yapılır mı?’ yazısı hakkında bilgi veren Toker, “İnsan hakları üzerine yazılmış bir yazıdır. Bugün dünya üzerinde baktığımız zaman İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi yayınlanalı 71 yıl geçmiştir. Beyannameyi yayınladıktan sonra, ‘insan hakları rayına oturdu, hiçbir insan hakkı ihlali yok, herkes hür, herkes özgür’ diyemeyiz. 71 yıldır dünyada sürekli bir kaos, sürekli bir savaş, sürekli bir kargaşa var. Bu savaşı çıkaran, kan ve gözyaşına sebep olanlar aslında bildirgeyi hazırlayan hakim devletlerdir. Yani bir anlamda ölü doğmuş veya kendi elleriyle bizzat öldürdükleri insan hakları evrensel beyannamesine her yıl farklı makyajlar yapılıyor. İnsanları köleleştiriyorlar. Bu anlamda insan hakları beyannamesi öldürüldü ama her yıl yeni bir sorun üzerinde makyaj yapılarak güzel gösterilmeye çalışılıyor” diye anlattı.
HEP İYİLER Mİ KAYBEDER?
Hasılı ve'l Kalem kitabında yer alan ve yayınlandığı dönemde okuyucuların çok büyük ilgisini çeken "Hep iyiler mi Kaybeder?" başlıklı makale hakkında da bilgi veren Toker: "Günümüzde iyi ve kötü kavramları anlam kaymasına uğradı. İyiliğin ölçütünün çıkar, menfaat gibi algılandığı dönemlerden geçiyoruz. Karşılıksız iyilik, çıkarsız, menfaatsiz iyilik garip kaldı. Yetişmiş olan nesil, eğitimciler, gelecek nesilleri yetiştirirken en önemli konunun mutlak manada iyiliği hakim kılmak olduğunu ve iyilik yapmayı, iyi davranmayı ahlaki erdemleri gençliğe bir hayat iksiri olarak vermeleri gerekmektedir. Asıl gayemiz, iyiliği yegane hayat gayesi edinmiş bir toplum inşa etmek için çalışmak olmalıdır" dedi.
‘KİTABIN SONUNDA KÖKLERE SEYAHAT YER ALIYOR’
Son olarak, Kurşun-i Kalem kitabının son sayfalarında yer alan altı sayfalık ekten bahseden Toker, “Geçen yıl 2019 Eylül ayında Moğolistan’a gitmiştik ve orada kalmıştık. Moğolistan bizim ata yurdumuzdur. Yani Türklerin göç etmeden kaldığı ve bizim tarihimizde Ötüken, Tonyukuk, Karakurum, Bilge Kağan yazıtlarının olduğu coğrafyadır. Moğolistan’a olan yolculuğumuz köklere seyahat gibi değerlendirebiliriz. Moğolistan coğrafi mesafe olarak uzak gibi gözükse de aslında Türk kültürüne, örf ve adetine çok yakın bir coğrafya olduğu için oradaki hatıralarımızı anlatmaya çalıştık. Gazetede tefrika şeklinde yayınladığında çok ciddi bir okuyucu kitlesine ulaşmıştı” diyerek sözlerini noktaladı. Toker'in Rağbet yayınlarından çıkan Hasılı ve'l Kalem ve Kurşûnî Kalem isimli ikiz kitapları Türkiye'de tüm seçkin kitapçılarda ve İnternet üzerindeki kitap satış sitelerinde okuyucusuyla buluşmayı bekliyor.
SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ
