Karauğuz: Tevrat’ın büyük kısmı destanlardan alınmış
HİSDER bu hafta "Kur'an Arkeolojisi"ne öncülük eden Prof. Dr. Güngör Karauğuz'u ağırladı.
HİSDER (Hikmet İlim ve Sanat Derneği)'in Karatay Belediyesi Şemsi Tebrizi Sosyal Tesisleri’nde düzenlediği “Pazartesi Toplantıları’nda NEÜ Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi. Türkçe ve Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güngör Karauğuz “Sümerler ve Hz. Nuh” hakkında slayt eşliğinde dernek üyelerine bilgi verdi.
Kur’an arkeolojisi üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Prof. Dr. Güngör Karauğuz toplantıda hem arkeoloji disiplininin Türkiye’deki konumunu hem de kutsal metinlere yaklaşımın bilimsel temelleri üzerinde durarak Kur’an’ın önceki kitaplarda tahrif edilen bilgileri tashih ettiğini vurguladı.
PUTÇULUK HZ. NUH’LA BAŞLADI
Karauğuz, Nûh Sûresi 23. ayette adı geçen Ved, Süvâ‘, Yegüs, Yeûk ve Nesr adlı putların Sümer panteonundaki tanrılara karşılık geldiğini belirterek şunları söyledi:“Bu isimler değişse bile tanrıların nitelikleri aynıdır. Putçuluk Hz. Nuh’la başladı. Ved dediğiniz Enlil’dir; Süvâ dediğiniz Sud’dur. Sümer metinlerini okuyunca bunu açıkça görürsünüz. Kur’an burada çok net bir biçimde eski Mezopotamya inançlarını işaret ediyor.” Gılgamış tabletlerinde Nuh tufanının evrensel olduğundan bahsedildiğini ve Tevrat’ta da çok benzer şekilde yazılı olduğuna değinirken Kur’an’a göre tufan bölgeseldir. Çünkü Allah insanlığa değil suçluya ceza verdiğini yine Kur’an’da ifade eder. Nuh’un gemisine dair de tabletlerde ve Tevrat’ta benzerlikler olmasına karşılık Kur’an bunun da doğrusunu bize anlatır. Tevrat ve Gılgamış, benzer ifadeler kullandığını söyledi.
Prof. Dr. Güngör Karauğuz kaleme aldığı “Adem'in Çocukları” kitabıyla Tevrat, İncil ve Kur’an-ı Kerim’in olaylara bakış açılarını karşılaştırdığını belirtti:”Musa kavmini Mısır ülkesinden çıkarıp verimli arazilerin olduğu Hitit toprakları vaat edilir. Rab, Hititleri korumak için salgın hastalık gönderir. Hititler, Kenan’ın dağlık bölgesinde Amrların bitişiğinde yaşıyorlardı.” Musa’nın ölümünden sonra Tevrat’ın değiştirilmeye başlanıldığı Maide 15. ayette belirtildiğine değindi.

60 TABANLI MATEMATİK
Şuruppak şehrinin tufan anlatılarındaki rolüne dikkat çeken KARAUĞUZ , harita üzerinden Sümerlerin yaşadığı bölge üzerinde durarak Sümer ve Akad metinlerindeki Ziusudra, Utnapiştim ve Atrahasis figürlerinin aslında Hz. Nuh olduğunu söyledi. Ayette geçen “950 yıl”ın literal bir ömür olmadığını belirten KARAUĞUZ, Sümerlerin 60 tabanlı matematiğine işaret ederek şöyle devam etti:“Neolitik çağda insanlar 30–50 yıl yaşıyor. 950 yıl diye bir ömür yok. Bu rakamları Sümer sisteminde 60 tabanlı matematik sisteme göre hesaplamalıyız.Kur’an’ın dilini bilmek zorundayız. Hitit adı Tevrat’ta 60 yerde geçmektedir.” dedi.
KUR’AN DETAY GÖSTERİR
Maide Sûresi’nden örnekler veren Karauğuz, Kur’an’ın Tevrat ve İncil’deki değişiklikleri ortaya koyduğunu vurguladı:“Kur’an’ın eksik olduğunu söylemek büyük yanlıştır. Kur’an önceki kitaplarda nelerin değiştirildiğini tek tek anlatıyor. Tevrat’ın, Hitit yasalarından ve Hammurabi kanunlarından alıntılarla dolu olduğunu herkes biliyor. Ama Kur’an doğrusunu veriyor. Tevrat, Mısır'a ve Abimelek'in ülkesine göç eden İbrahim'in karısı Sara'nın ve yine oğlu İshak'ın da karısı Rebeka'yı kızkardeşi olarak tanıttığından söz eder ama Kur'an böyle bir bilgiyi teyit etmez.” Tevrat, İbrahim'in ilk oğlu İsmail olmasına karşın oğlu İshak üzerinden olayları anlatmayı tercih ettiğine ve.peygamberlere yönelik o kadar çok çirkin ve hatta müstehcen denilebilecek ifadeler kullanıldığına atıf yaptı.
Türkiye’de arkeoloji disiplininin Batı’ya göre geri kaldığını belirten Karauğuz, özellikle Hititler konusunda büyük bir bilgi karmaşası olduğunu ifade ederek, Anadolu’da Etiler vardı, adına Hitit dediler.Cumhuriyet’in ilk yıllarında 2 Hitit Kongresi düzenlendiğini ,cümle kuruluşunun Ural- Altay dil ailesine benzediğine örnekler üzerinden vererek “ Biz kendi uygarlığımızın adını bile bilmez hale geldik. Oysa Hitit sınırı Konya’nın güneyine kadar geliyordu. Eflatunpınar’daki açık hava tapınağında Fırtına Tanrısı olarak görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

HAKİKATİN ÖLÇÜSÜ
Tevrat’ta peygamberlere iftiralar niteliğinde bölümler bulunduğunu belirten Karauğuz, “Bu yüzden Tevrat bir din kitabı değildir, tarih kitabıdır.” Hz. İbrahim'e yönelik iftiraların haddi hesabı olmadığına, Tevrat’ın ise Gılgamış destanını kısmen değiştirerek kendi içine aldığına değindi: “Türkiye kendi arkeoloji geleneğini kurması zorunludur. Bizim Kur’an arkeolojisi bölümlerine ihtiyacımız var. Medeniyet Anadolu’dan yükseldi ama bunu dünyaya anlatamadık. Artık bu çalışmalara başlamalıyız. Kur’an detay veren bize her şeyi açıklayan bir kitaptır. Biz arkeolojik çalışmalara fazla önem vermiyoruz. Babil Kralı Hamınurabi İbrahim peygamberin doğduğu Ur’a yakın yerde hüküm sürüyordu. Bu bölgede arkeologlar çalışmalar yaptılar. Biz sadece Batılıların yaptığı çalışmaları değerlendiriyoruz.”
Tevrat’ın büyük kısmının destanlardan alınmış, tarihî ve dinî açıdan bozulmuş bilgiler içerdiğine, Kur’an’ın önceki metinlerdeki yanlışları değiştirdiğine değinerek konuşmasını tamamladı.Sohbetin soru cevap kısmından sonra HİSDER Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, Muammer Toprak ve Hasan Eren tarafından Prof. Dr. Güngör Karauğuz’a hediyesi takdim edildi. Toplantı toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Kaynak:HABER MERKEZİ


