"Kemalettin Tuğcu, hikayeleriyle tüm Türkiye'yi büyüledi"

Necmettin Erbakan Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Harmancı:- "Tuğcu'nun hep söylediği şuydu, 'Kendimi oyalamak için yazıyorum.' Kemalettin Tuğcu, kendini oyaladı ama aynı zamanda hikayeleriyle tüm Türkiye'yi de b
"Kemalettin Tuğcu, hikayeleriyle tüm Türkiye'yi büyüledi"

İSTANBUL (AA) - AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Necmettin Erbakan Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi ve öykü yazarı Doç. Dr. Abdullah Harmancı, "Kemalettin Tuğcu'nun hep söylediği şuydu. 'Kendimi oyalamak için yazıyorum.' Kemalettin Tuğcu, kendini oyaladı ama aynı zamanda hikayeleriyle tüm Türkiye'yi de büyüledi. Zira 1976 senesinde yapılan bir ankette, en çok okunan çocuk kitapları listesinde 50 kitaptan 26'sı Kemalettin Tuğcu'ya aitti." dedi.

Doç. Dr. Harmancı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklara ulaşmayı başaran ve okuma alışkanlığı kazandıran Kemalettin Tuğcu'nun, çocuklarla arasında büyük bir sevgi bağı olduğunu söyledi.

Çocuk edebiyatının unutulmaz ismi Tuğcu'nun bir röportajında, "Çocuklarla aramda kalbi bir bağ var" dediğini anımsatan Harmancı, "Bence sanatın dili tümüyle kendiliğindenlik üzerine kurulur. Belli bir hesap, fikir, hedef, başarı düşüncesi olmaz. Kemalettin Tuğcu yazarken başta çocuklar için bile yazdığının farkında değildi. 1902 ile 1996 yılları arasında yaşadı. 1930'lardan itibaren yayın dünyasındaydı ve ölene kadar yazmayı sürdürdü." diye konuştu.

Tuğcu'nun 'Kendimi oyalamak için yazıyorum' ifadelerini hatırlatan Harmancı, "Kemalettin Tuğcu, kendini oyaladı ama aynı zamanda hikayeleriyle tüm Türkiye'yi de büyüledi. Zira 1976 senesinde yapılan bir ankette, en çok okunan çocuk kitapları listesinde 50 kitaptan 26'sı Kemalettin Tuğcu'ya aitti. Hayatına baktığımız zaman da Tuğcu, çok uzun seneler, rahatsızlığından dolayı evinden çıkmamış. Ama bir süre sonra çeşitli işlere girmiş ve çalışmış. Yazarın temel motivasyonu aslında kendini dinlemekten bıkmış olması ve kendi içinde uzun bir yolculuğa çıkması. Kendisi gibi acı çeken karakterler yaratması. Ayrıca bu karakterlere dışarıdan bakmaması, yani anlattığı hikaye kahramanlarının acılarını, kendisi de aynen yaşıyormuş gibi yazması çok önemlidir." değerlendirmesini yaptı.

Tuğcu'nun kitabını ilk kez 1980'li yıllarda okuduğunu söyleyen Harmancı, "O zamanlarda şimdiki gibi seçenek çok yoktu. Yani Tuğcu'yu akranlarımda görüp okumuş olabilirim. Ama çok ilginçtir, birkaç yıl önce Kemalettin Tuğcu'nun 10 kitabına yeniden ulaştım ve okudum. Okuma sebebim kesinlikle nostaljik değildi. Tuğcu ne yazmış, nasıl yazmış ve başarmıştı? Bu soruları kendime sorduğum için yeniden okudum. Aslında yazar herhangi bir şeyi hesaplamış, kurgulamış değil. Sadece içindeki büyük anlatma tazyikini, içinden geldiğince aktarmış." dedi.

- "Vefatına kadar da yazmaya devam etti"

Doç. Dr. Harmancı, Kemalettin Tuğcu'nun 20. yüzyıl boyunca eser verdiğini dile getirerek, "Edebiyata girişi 1930'lu yıllardır. Vefatına kadar da yazmaya devam etti. Ama yazarın şöhretinin zirvesine ulaştığı yıllar 1970'lerdi. Tuğcu, popüler çocuk romanı yazarıydı. Ama yetişkinler için de yazdı. Çevirileri de vardır. Sadece roman da yazmadı. Mesela Peygamberimiz Hz. Muhammed'in hayatıyla ilgili güzel bir inceleme eseri vardır." dedi.

Çocuk edebiyatının unutulmaz ismi Kemalettin Tuğcu'nun kitaplarının, sosyolojik bakış açısıyla değerlendirildiği zaman anlattığı hikayelerde, kendi çocukluğundan izlere rastlandığını anlatan Harmancı, şunları kaydetti:

"Aslında acının, dramatik olanın, yoksulluğun, en çok da haksızlığa uğramanın, dışlanmanın, oyuna alınmamanın edebiyatını yaptığını söyleyebiliriz. Bu dışlanma duygusu, haksızlığa uğrama hissi okurda karşılığını buldu. Kemalettin Tuğcu'nun kendisi de doğuştan engelliydi ve hayatı boyunca bunun ızdırabını yaşadı. Bir söyleşisinde, 'Ben çocukların sevinçlerini ve ızdıraplarını bilirim' der. Çünkü kendisi de çocukluğunun acılarını ve sevinçlerini çok derin bir biçimde hissetmişti."





Kaynak: