"Kentsel Dönüşüm ve Metropolde Yaşlanmak: İstanbul Örneği"

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak:- "Kentsel dönüşüm çalışmalarını bir imkan olarak görmekle beraber projelerin mevcut toplumsal yapımız içerisinde yaş gruplarının, özellikle yaşlılarımızın göz ardı edilmeden hayata geçirilmesi gerektiğini
"Kentsel Dönüşüm ve Metropolde Yaşlanmak: İstanbul Örneği"

İSTANBUL (AA) - İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, "Kentsel dönüşüm çalışmalarını bir imkan olarak görmekle beraber projelerin mevcut toplumsal yapımız içerisinde yaş gruplarının, özellikle yaşlılarımızın göz ardı edilmeden hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Araştırma Merkezi bünyesinde TÜBİTAK'ın desteğiyle gerçekleştirilen "Kentsel Dönüşüm ve Metropolde Yaşlanmak: İstanbul Örneği" araştırmasının bulguları düzenlenen toplantıyla açıklandı.

Üniversitenin rektörlük binasındaki toplantıda Ak, kentsel dönüşüm ve yaşlılık konularının akademi gündemine taşınmasının önemini vurguladı.

Bugünün öne çıkan sosyal gerçeklerinden birinin yaşam süresinin artması ve nüfusun yaşlanması olduğuna işaret eden Ak, henüz genç bir nüfusa sahip olmasına rağmen, bugün Türkiye’deki nüfusun yaşlanmaya başladığının herkesçe bilinen bir gerçek olduğunu söyledi.

Ak, TÜİK verilerine ve nüfus projeksiyonlarına değinerek, "2012 yılında ülkemizin 65 yaş ve üzeri nüfus oranı yüzde 7'lerdeyken, bu oranın 2023 yılında yüzde 10'lara, 2040 yılında yüzde 16'lara, 2080'deyse yüzde 25'lere çıkacağı tahmin edilmektedir. Her zaman genç nüfusu bir övünç kaynağı olarak gören ülkemiz, dünyanın en hızlı yaşlanan ülkeleri arasında da yer almaktadır. DSÖ 2050 yılında Türkiye'nin nüfusunun yüz milyona ulaşacağını, bunun yüzde 30’unu 60 yaş ve üzeri yaş grubunun oluşturacağını ifade etmektedir. Bu olgu, aile yapısı, sağlık, sosyal güvenlik, istihdam, eğitim, emeklilik gibi toplumun farklı yönlerini bir bütün olarak etkileme potansiyeline sahip." diye konuştu.

- "Kentsel dönüşüm projeleri, kentleri yaşlı dostu haline getirmeli"

Yaşlılık ile kent arasındaki ilişkinin ise yaşlılık alanında yapılan çalışmalara farklı bir boyut kazandırdığını belirten Ak, kentleşme oranının hızla arttığı Türkiye'de, düzensiz ve güvensiz yapılaşmaya son vermek adına başlatılan kentsel dönüşüm projelerinin yaşlılık politikalarına paralel olarak kentleri yaşlı dostu haline getirmesi gerektiğini ifade etti.

Kentlerin herkes için erişilebilir, kullanılabilir, çeşitliliğin bir arada var olduğu yerler olması gerektiğini vurgulayan Ak, "Bu noktada, yaşlıların da tıpkı diğer yaş grupları gibi bu çeşitlilikteki yerini koruması gerekmektedir. Kentsel dönüşüm çalışmalarını bir imkan olarak görmekle beraber projelerin mevcut toplumsal yapımız içerisinde yaş gruplarının özellikle yaşlılarımızın göz ardı edilmeden hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.

Prof. Dr. Mahmut Ak, "Yaşlılığın ve yaşlanma sürecinin incelenmesi, meselenin toplumsal bir soruna dönüşmesindense kriz önleyici politikalarla nüfus yapısını ihtiyaçları için gereken hizmeti sağlayan, insana kıymet veren çalışmalara öncülük edilmesi için zorunludur. Bu anlamda, üniversitemiz Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Araştırma Merkezinin yaşlılık konusuna ciddiyetle eğilmesini oldukça kıymetli buluyorum." şeklinde konuştu.

- "Yaşlılar, kentsel dönüşümde en kırılgan grup"

İÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Murat Şentürk ise kentsel dönüşümün son 20 yıl içerisinde Türkiye'de ve özellikle İstanbul'da önemli bir mesele haline geldiğini, kentte yaşayan tüm insanları etkileyen bir boyuta ulaştığını söyledi.

Projede yaşlı nüfusu baz almalarının nedeninin, onların bu konudaki deneyimlerinin yanı sıra kentsel dönüşümden neler beklediklerini ortaya koymak istemeleri olduğunu anlatan Şentürk, şöyle konuştu:

"Çünkü yaşlı nüfus bu tarz çalışmalarda genellikle hesaba katılmayan gruplardan biri oluyor. Daha çok gençlerle yürütülen bir sürece dönüşüyor. Halbuki, gençlerden daha fazla bu süreçten etkilenme kapasitesine sahip olan yaşlılardan bahsediyoruz. Sosyo mekansal değişimlerden hem bellek düzeyinde hem ilişkiler düzeyinde etkilenebilen yaşlılar var. Biz bu meseleyi biraz araştırmak ve yaşlıların beklentilerine, ihtiyaçlarına, sorunlarına, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, mahalle dernekleri ile ilgili görüşlerine, yasalar, yönetmelikler ve müteahhitlerle yaşadıkları sıkıntılara odaklanmak istedik." değerlendirmesinde bulundu.

Doç. Dr. Şentürk, araştırmanın sonucunda, yaşlıların kentsel dönüşümde en kırılgan grup olduğunun tespit edildiğini, bu grup içerisinde ise ekonomik ve kültürel sermayesi düşük olanların daha kırılgan olduğunun anlaşıldığını aktararak, şöyle devam etti:

"Öte yandan, yaşlılar kentsel dönüşüm karşıtı değiller. Kentsel dönüşümün olması gerektiğini düşünüyorlar ama bir taraftan da bunun kendilerini yerinden etmeden, kültürel uyumsuzluk yaratmadan, mevcut komşularıyla, muhitlerindeki o alışkanlıkla devam etmek istiyorlar ama daha sağlam, depreme dayanıklı evlerde yaşamak istiyorlar. Ayrıca, bu sürecin çok uzun sürdürülmemesi gerektiğini, belirsizliklerden uzak olması gerektiğini düşünüyorlar. Uzun süre geçmesi durumunda yaşlıların stres ve kaygı düzeylerinin arttığını görüyoruz. Bu da aslında yaşlılık döneminde çok ciddi zihinsel ve duygusal problemlere yol açabiliyor. Bununla beraber ciddi oranda hastalıklarla karşılaşma ihtimali ortaya çıkıyor."

Şentürk, yaşanan sorunların çözümü için, özellikle kentsel dönüşüm alanındaki araştırmaların mimar, sosyolog, psikolog, psikiyatrist ve gerontolog gibi uzman kişilerle yapılarak yaşlıların ve farklı toplumsal kesimlerin beklentilerinin anlaşılmasının önemli olduğunu sözlerine ekledi.

Toplantıda, İÜ Sosyoloji Bölüm Başkanı ve proje yürütücüsü Prof. Dr. İsmail Coşkun, projenin ortaya çıkış hikayesinin yanı sıra kamu, yerel yönetimler ve akademi için önemine değinirken, proje araştırmacıları Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Betül Duman ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Zuhal Güler de araştırmanın bulgularından bahsetti.

Toplantıda, çok sayıda akademisyen ve katılımcı da yer aldı.

Kaynak: