Kızı Esma'yı şehit vermesine rağmen mücadelesini sürdürüyor

Rabiatü'l Adeviyye Meydanı'nda 2013'teki kanlı baskında şehit edilen 17 yaşındaki Esma'nın annesi Sena el-Biltaci, yaşadığı acılara rağmen Mısırlı birçok kadın gibi davasından vazgeçmedi- El Biltaci: - "Allah'a hamdediyorum Rabbim bana bu yolda yürüyen, i
Kızı Esma'yı şehit vermesine rağmen mücadelesini sürdürüyor

İSTANBUL (AA) - HALİS AKYILDIZ - Rabiatü'l Adeviyye Meydanı'ndaki kanlı baskında şehit edilen 17 yaşındaki Esma'nın annesi Sena el-Biltaci, yaşadığı acılara ve olumsuzluklara rağmen Mısırlı birçok kadın gibi davası için mücadelesini sürdürüyor.

Sena el-Biltaci, kızı Esma'yı 2013'teki kanlı baskında şehit vermenin yanı sıra hapiste olan eşi Hürriyet ve Adalet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Muhammed ve oğlu Enes el-Biltaci'yi de uzun süredir göremiyor.

Ülkesinde yaşananların ardından sevdiklerini geride bırakarak İstanbul'a gelmek zorunda kalan El-Biltaci, davası için mücadelesine devam ediyor.

Biltaci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hedefi ve davası bulunan Mısırlı bir kadın olarak, hayatındaki ilk başarısının oluşturduğu çekirdek ailesi olduğunu söyledi.

Müslüman, hedefleri ve inancı olan, ülkesini sevip koruyan, ülkesinin ve devletinin düzeni, halkının özgürlüğü için kendini feda edecek bir aile oluşturmayı amaçladığını belirten Biltaci, şöyle konuştu:

"Allah'a hamdediyorum, Rabbim bana bu yolda yürüyen, ilerleyen bir aile efradı nasip etti. Şehit olan kızım Esma kendini, ruhunu bu ülke için feda etti. Askerin ülkeye hükmetmesine karşı yapılan direnişte, ayaklanmada o da vardı. En küçük çocuğum bile aynı duruşu sergiledi ve bütün çocuklarım askerin gelip hükmetmesine karşı direndi. Evet, o zamanlar birçok şeye tahammül ettik ve bu uğurda çok bedel ödedik. Esma'yı hiçbir zaman zorlamadım. Kendi iradesiyle çıkıp gösterilere katılmak istedi. Kendi fikri, kendi düşüncesiydi. Esma bu hususta meydanda bir görevinin olduğunu ve onun da kalkıp bir şeyler yapması gerektiğini düşündü. Şu an eşimle birlikte oğlum Enes de askeriyenin hapishanelerinde tutuklu. Bu yol uğruna çok bedel ödedik ama hiçbir zaman pişmanlık duymadık."

- "Türkiye'de ikinci ülkemde yaşıyor gibi hissediyorum"

Sena el-Biltaci, Mısır'da Müslüman bir kadın olarak hayır işlerinde çalıştığını, mescitlerde dini dersler verdiğini ve siyasi işlerde de özellikle seçim zamanlarında gönüllü yer aldığını aktardı.

"Hazret-i Peygamber'in hadisinde buyurduğu gibi, 'Kadınlar erkeklerin yarısıdır. Kadınlar toplumun yarısını oluşturuyor ve diğer yarısını da terbiye etmek, yetiştirmek için bulunuyor.' Hakikate baktığımız zaman şunu anlıyoruz. kadın toplumu oluşturuyor." diyen Biltaci, kadının gelecek nesillere büyük katkısı ve etkisi olduğunu dile getirdi.

Yeni neslin bilinçlenmesinin önemine değinen el-Biltaci, "Sadece kendi vatanımız çapında, küçük çaplarda değil ümmetin akışını değiştirecek nesiller gelecek. Bu şekilde düşünmemiz lazım." dedi.

Sena el-Biltaci, eşine partinin bazı çalışmalarında yardımcı olup destek verdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Ben Mısır vatandaşıyım ama şu an kendimi Türkiye'de ikinci ülkemde yaşıyor gibi hissediyorum. Türkiye'ye geldiğimde, buraya yük olmak istemiyorum diye düşündüm. Benim de katkım olsun istedim. Peki bu rol ne olabilir? Buraya geldikten kısa bir zaman sonra,15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra benim de bir katkımın olması gerektiğini düşündüm. Kimle karşılaşırsam herkesi uyandırmaya çalışıyorum. Mısır'daki olayların aynısı olmasın diye elimden geldiğince insanlara nasihatte bulunuyorum."

- "Kayıp kadınlar için insanlığa sesleniyoruz"

El-Biltaci, Mısır'daki gibi darbe karşıtı kadın hareketinin İstanbul'da da olduğunu belirterek, şunları anlattı:

"Basın etkinlikleri olsun, hukuki etkinlikler olsun onlara katılıyorum. Bu asker darbe girişiminden kurtulana kadar faaliyetlere katılmaya devam edeceğim. Hukuki teşkilatlarla görüşüyorum. Hatta son zamanlarda Türk teşkilatlarıyla da görüşüyorum. Son zamanlarda davamızı ele alan birçok teşkilatla görüşüyorum. Ben de birçok Mısırlı kadın gibi bir şeyler yapıyorum. Mesela kızım şehit edildi, eşim, oğlum, çocuklarım tutuklandı. Hatta ben de bir müddet tutuklandım. Ben Mısır'da zulüm görmüş kadınlardan biriyim. Bizim de haklarımız ve davalarımız var. Bu askeri darbenin bitmesi ve kesilmesi. Nerede olursak olalım bu dava uğruna her zaman çalışacağız. Mısır'da veya Mısır'ın dışında taa ki haklarımızı geri alana kadar ve bu da bizim doğal hakkımız. Bizim hakkımız özgür yaşamak, askerin yönetmediği, hükmetmediği bir yaşam. Biz asker bize hükmetsin diye yaratılmadık."

Biltaci, şu anda Mısır'da tutuklanmış 40'tan fazla kadın bulunduğunu, bunu duyurmaya çalıştıklarını vurguladı.

Tutuklamalar dışında birçok kadının kayıp olduğunu ifade eden Biltaci, "Aileleri onlar hakkında hiçbir şey bilmiyor. Diri mi, ölü mü? Kimse bir şey bilmiyor. Onları bekleyen ve merak eden anne, baba, eş, çocuk var. Dünya harekete geçsin diye bu davaları açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Bu mazlumları kurtarmak adına harekete geçmesi için insanlığa sesleniyoruz. Vicdanı olan insanlığa sesleniyorum." şeklinde konuştu.

Biltaci, Türkiye'de de Mısırlı genç kızların bulunduğunu aktararak, "Üniversitelerde okuyan öğrencilerimiz, ders veren Mısırlı hocalarımız var. Bazıları Kur'an kurslarında Kur'an dersi veriyor. Sadece eğitim alanında değil farklı alanlarda çalışan birçok Mısırlı kadın var. Fabrikalarda çalışan kadınlar bile var. Mısırlılara kollarını açan bu ülke için onlar da bir şeyler yapmak adına çaba harcayıp zamanlarını veriyor." ifadelerini kullandı.

Kaynak: