Konya depreme hazır olmalıdır!

Emirgazi, Tuzlukçu, Ereğli ilçelerinde son günlerde ard arda meydana gelen depremler, gözleri Konya havzasına çevirdi.
Konya depreme hazır olmalıdır!

Emirgazi, Tuzlukçu, Ereğli ilçelerinde son günlerde ard arda meydana gelen depremler, gözleri Konya havzasına çevirdi. Bilinenin aksine Konya’da deprem riskinin olduğunu belirten Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Arık, Konya’nın batısında parçalı kırıklı bir yapıda fay zonu olduğunu, bu fayın tek parça kırılma olasılığının zayıf olduğunu ancak kırıldığı takdirde 6,5 şiddetinde deprem üretebileceğini duyurdu.

 

Konya deprem riskinin az olduğu iller arasında yer alıyor ancak son zamanda meydana gelen sarsıntılar akıllara ‘bu depremlerin devamı gelir mi?’ sorusunu getirdi. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, soruları yanıtladı. Konya’da oluşan depremlerin birbirinden bağımsız olduğunu aktaran Arık, “Konya’da 6-6,5 büyüklüğünde deprem meydana gelebilir. Buna göre binaların zemin etütleri yapılıp, zemin etütlerinde ortaya koyulan parametreler dikkate alınarak binalar inşa edilmelidir. O zaman korkulu rüya görmektense uyanık durmuş oluruz” dedi. 

konyada-da-buyuk-3.jpg

‘KONYA ÇEVRESİNDE AKTİF FAYLAR VARDIR’

Konya çevresinde önemli aktif fayların olduğunun bilgisini veren Arık, “ Tuzlukçu depreminde de hareket eden faylar var. Bunlardan bir tanesi Sultandağı fayıdır. Akşehir çevresinden geçmektedir. Geçmişte 5.2 büyüklüğünde depremler üretmiş bir faydır. Tuzlukçu’da meydana gelen depremde çok büyük olasılıkla Tuzlukçu ya da Ilgın fayı dediğimiz fayın üzerindedir. Bu da aktif bir faydır. Uzunluğu da 30 kilometreden fazladır. Bu faylar üzerinde zaman zaman depremler meydana gelir. 1932’de Ilgın’da büyükçe bir deprem meydana getirmiştir. O dönemde can kaybına da sebep olmuş bir faydır. O nedenle bu fay sürekli deprem üretme potansiyeline sahiptir. Kentin çevresinde tuz gölü fayı birkaç bin yıldır aktif olduğu bilinen bir fay ve deprem üretme potansiyeli yüksek 6 şiddetinden büyük bir deprem üretebilir. Bu durumda şehrimiz etkilenebilir. Çünkü zemin büyütmesiyle karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.

konyada-da-buyuk-4.jpg

‘BUGÜNE KADARKİ EN BÜYÜK DEPREM 4.7’DİR‘

Geçmişte zaman zaman depremler meydana geldiğini aktaran Arık, “Şehrin içerisinde özellikle yerleşim alanını sınırlayan aktif faylar vardır. Kentin batısındaki Konya fay zonu aşağı yukarı Pınarbaşı’ndan başlayıp kavisle Selçuk Üniversitesi kampüsünün batısından güney hattına doğru uzanır. Yüzeyde izlenebilir uzunluğu aşağı yukarı 50 kilometredir. Fayın parçalı kırıklı bir yapısı vardır. Hem faya paralel ovanın altına kadar inen paralel faylar var hem de ona görev veren faylar da var. Bu fayın tek parça kırılma olasılığı zayıf ama olur da eğer tek parça kırılırsa o anlamda 6-6,5 büyüklüğünde deprem üretebilir. Sahada bununla ilgili veriler mevcuttur. 1900 yılından bu yana depremlerin ölçülebildiği dönemde ürettiği en büyük deprem 4.7’dir. 10-11 Eylül 2019’da meydana gelmiş depremler orta büyüklükteki depremlerdir. Eğer binalarımız yeterli mühendislik hizmetini almışsa bu tür depremlerde hasar ya da can kaybı beklenmez” diye konuştu.

konyada-da-buyuk-2.jpg

‘ÇOK BÜYÜK DEPREMLER BEKLENMİYOR’

Arık, Konya’nın batısındaki divanlar ve karaömerler fayının deprem üretme potansiyelinin olduğunu ancak çok büyük depremler beklemediklerini kaydetti. Konya’da bulunan fayların yerlerini tespit ettiklerinin altını çizen Arık, “Kentin doğu kesiminde de divanlar fayı ve göç fayı ile kuzey güney doğu arası uzun faylardır. Kuzeyde şehrin içerisinde zeminin altında ana faya paralel birçok fayda mevcuttur. Son yaptığımız çalışmalarda bunların yerleri tespit edilmiştir. Bu faylar hareket ettiği zaman başka fayları tetiklemez. Yani böyle bir beklentimiz olamaz. O nedenle meydana gelen depremleri birbirinden bağımsız kendi iç dinamiklerine bağlamak lazım. Depremlerin büyüklüğü tabi ki önemli ama oluşum derinlikleri de çok önemlidir. Oluşum derinlikleri yüzeye yakın olursa o zaman daha kuvvetli bir şekilde hissedebiliyoruz. Daha derinlerde olanları daha zayıf hissediyoruz” dedi.

konyada-da-buyuk-1.jpg

‘ZÜMRÜT APARTMANINDAN ÖNCESİ VE SONRASI’

Konya’da Zümrüt Apartmanı faciasından sonra tüm imar çalışmalarının kurallara göre yapıldığını söyleyen Arık, “2004’deki Zümrüt olayından sonra bölgede özellikle ciddi bir şekilde imar planlaması yapıldı. İmar planlaması içinde bölgede yerleşime uygunluk değerlendirmeleri yapıldı. Kentin içerisinde yerleşime uygun olan ve uygun olmayan alanlar belirlendi. Şu anda uygun alanlarda planlanan her yapı için etütler yapılıyor. Yani kentimizde orta büyüklükte bir deprem meydana gelirse özellikle 2005’ten 2008’den sonra yapılmış binalar mühendislik hizmetini aldıkları için hasar beklemeyiz. Asıl hasar hiç mühendislik hizmeti almamış kırsal alanda ya da eski yapılarda hasar meydana gelme olasılığı yüksektir” ifadelerini kullandı.

‘KONYA TEDBİRİNİ ALIYOR’

Konya’nın diğer illere göre tedbir anlamında daha ileride olduğunu savunan Arık, “ Fay olaylarında alınacak tedbirlerle ilgili bir yasamız var. Bu fay yasasında uzun bir süredir değişiklik talep ediyorduk. 2011 yılında güncellenen ülkemizin fay haritasına göre 18 tane ilimiz, 540 tane ilçemiz, binlerce köyümüz fay hatlarının üzerinde görülüyor. Mevcut fay hatlarının üzerindeki yerleşimleri mümkün olduğu kadar faylardan uzaklaştırmayı ve yeni yapılaşmalar için de kesinlikle fayların olduğu bölgelerde yapılaşmaya izin verilmemesi gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ