‘Konya hayvan barınakları konusunda örnek bir bölge’

Hayvanların doğal ortamlarda yaşaması gerektiğini savunan Konya Veteriner Odası Başkanı Prof. Dr. Aşkın Yaşar, Türkiye’de, barınak ya da bakım evlerinin yetersiz olmasından yakındı.
‘Konya hayvan barınakları konusunda örnek bir bölge’

Yaşar, Konya’nın hayvan barınakları konusunda pilot bir bölge olduğunu ifade ederek, “Konya, hayvan sahiplendirme konusunda da örnek teşkil ediyor ve barınak sistemlerinde de Türkiye’nin ilk barınaklarını yaptı. İlk hayvan mezarlıklarını kurdu. Şuanda Sefaköy'de büyük bir barınak var” bilgisini verdi.

konya-hayvan-barinaklari-5.JPG

Hayvanların doğal ortamlarda yaşaması gerektiğini savunan Konya Veteriner Odası Başkanı Prof. Dr. Aşkın Yaşar, “Hayvanların modern hapishanelerde yaşatılmasını doğru bulmuyorum. Hastanede bakılması gereken bir hayvana evimizde baktığımız zaman aslında modern hapishanede ona müdahale ediyorsunuz. Bir kedinin ya da köpeğin yaşam alanı bir bahçe ortamıysa o ortamda yaşamalıdır. Benim yatak odamda yaşamalı buna alışmalı diyorsanız aslında ona modern bir ortamda eziyet ediyorsunuz” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Aşkın Yaşar, Devletin 5199 sayılı kanun çerçevesinde 2017-2018 yılları arasında hayvana eziyet edenlere 9 milyon 150 bin 700 TL civarında idari para cezasını yazdığını söyledi. Hayvanlara yapılan eziyetleri cezayla iyileştirmenin mümkün olmadığını ifade eden Yaşar, çözümün insanlara verilmesi gereken eğitimde olduğunu vurguladı.

konya-hayvan-barinaklari-1.jpg

‘BARINAKLARIN YETERSİZLİĞİ CİDDİ BİR EKSİKLİKTİR’

Barınak ya da bakım evlerinin yetersiz olmasından yakınan Yaşar, “1398 belediyeden sadece 234’ünün barınak kurmuş olması ya da bakım evi kurmuş olması ciddi bir eksikliktir. Türkiye’de 800 bin sahipsiz hayvan olduğu kabul ediliyor. Sadece 234 tane hayvan bakım evinin olması belediyelerin kanun çerçevesinde yapmaları gereken görevleri yerine getirmediklerini gösteriyor. Devlet gücü olan kamu kurumları bu görevlerini de yerine getiremeyince de tabi ki sahipsiz hayvan sayısı dolaylı olarak artıyor. Şuanda sadece 6 bin 500 hayvan bakım evlerinde kalabiliyor. Yani hayvanların yüzde 90’ı sokakta. Belediyeler de görevlerini  yapmaya çalışıyor ama yerel yönetimler tarafından yürütülen işlerin de dört dörtlük olarak ele alınmasını bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.

konya-hayvan-barinaklari-2.jpg

‘KONYA HAYVAN BARINAKLARI KONUSUNDA ÖRNEK BİR BÖLGE’

Konya’nın hayvan barınakları konusunda pilot bir bölge olduğunu ifade eden Yaşar, “Konya, hayvan sahiplendirme konusunda da örnek teşkil ediyor ve barınak sistemlerinde de Türkiye’nin ilk barınaklarını yaptı. İlk hayvan mezarlıklarını kurdu. Şuanda Sefa Köyde büyük bir barınak var. Devlet aslında bu işlemler için hayvanların aşılanması, kısırlaştırılması ve sahiplendirilmesi için çok ciddi paralar harcıyor. Şuana kadar 3 milyon TL’nin üzerine çıkan paralar harcandı. 61 yerel yönetim barınakları kurmak için 30 milyon civarında ekstra para harcadı. Konya’da olması gereken hedefleri ve hayvan eziyetleri açısından baktığımız zaman bunlar yeterli gelmiyor. Çünkü kanun özünde bazı eksiklikler var bunların da giderilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

konya-hayvan-barinaklari-3.jpg

‘HAYVANLARA STATÜ VERİLMESİ GEREKİYOR’

Hayvanların mevzuat çerçevesinde mal statüsünde olduklarının bilgisini veren Yaşar şunları kaydetti: “Türkiye’de hayvanları koruma kanunu 2004 yılında çıkarıldı fakat bu süre içinde kanun uygulamalarıyla alakalı çok ciddi bazı sorunlar yaşandı. Hayvanları koruma kanunu Avrupa standartlarında çıkarılmış bir kanun ancak bazı ceza hükümleri ile ilgili eksiklerimiz bizim bu konuda yetersiz olduğumuza yönelik işaretleri doğurmaktadır. Bu hayvanlar mevzuat çerçevesinde mal statüsünde oldukları için onlara kötü muamele yapanlar gerekli cezayı almıyorlar. Dolayısıyla kabahatler çerçevesinde değerlendiriliyor. Bence kanun özünde hayvanların mal statüsünden çıkartılıp Türk Ceza Kanunu kapsamına alınması önemli bir adım olacaktır. Bu anlamda biraz daha şiddet, tecavüz gibi kötü uygulamalarda toplumun vicdanını rahatlatacak ceza sistemlerinin uygulanması, gerektiğini düşünüyorum.”

‘HAYVAN SATIŞINA SINIRLAMA GETİRİLMESİ GEREKİYOR’

Hayvanların satışı konusunda bir sınırlandırma getirilmesi gerektiğine değinen Yaşar, “Eğer bu sınırlandırma getirilmezse kaçak hayvan girişi, bavullarda hayvanların ölmesi gibi olumsuz durumlarla karşılaşabiliyoruz” dedi.  Hayvanlara eziyet edenlere diğer ülkelerin ne gibi cezalar uygulandığını anlatan Yaşar, “İngiltere’de hayvanlara işkence eden, eziyet eden, dövüştürenlere, para ve hapis cezası veriyor. Hayvanların satış yerleri sadece hayvan satış noktalarında yani sınırlı yerlerde yapılabiliyor. İsviçre para cezası yanında 3 yıl hapis cezası uyguluyor. Yeni Zelanda 50 bin dolara kadar para cezası, 13 aya kadar hapis cezası uyguluyor. Eğer bunu tüzel kişiler yapmışsa bireysel değilse yaklaşık 250 bin dolara kadar cezalar çıkıyor. Avusturalya, Kanada, İrlanda, Yeni Zelanda gibi ülkelerde 5 yıla kadar üst hapis cezaları var” diye konuştu.

SATIN ALMA SAHİPLEN!

Yaşar, Hayvanı alıp bir süre baktıktan sonra sokağa atılmasının hayvana yapılacak en büyük eziyet olduğunu söyledi. Petshop’larda kedi köpek gibi hayvanların satılmasını doğru bulmadığını ifade eden Yaşar, toplumun bilinçlendirilmesinin, eğitilmesinin, sertifikayı aldıktan sonra hayvan temininin sağlanmasının şart olduğunu sözlerine ekledi.

•SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ