Konya'da böyle bir yer olduğunu duyunca çok şaşıracaksınız! Yeni açıldı, yoğun ilgi bekleniyor
Konya'da kısa zaman önce hizmete açılan Babka Cuisine'de hem workshoplar düzenleniyor hem de sipariş üzerine çeşitli lezzetler oluşturuluyor. İşletme Sahibi Ebru Karapınar, günümüzün sıkça tercih edilen ekşili ekmeği en lezzetli şekilde yaptıklarını söylerken ünlü şeflerden aldıkları eğitimlerle Fransız pastalarının sırlarını da ürünlerinde uyguladıklarını dile getirdi.
Mutfağa her zaman meraklı olduğunu ve eğitimler alarak kendini geliştirdiğini söyleyen Babka Cuisine İşletme Sahibi Ebru Karapınar, "Aslen Antakyalıyım. Üniversiteyi Konya'da okudum. Beden eğitimi öğretmeniyim. Burada evlendim ve Konya'da kaldım. Mutfağa her zaman meraklıydım. Antakyalı olduğum için mutfağımız zengin. Öğrenci olduğumuz zamanlarda da ev arkadaşlarım için yemekleri ben yapardım. Evin annesi modundaydım. Öğretmenlikten idareciliğe geçmiştim. İş yüküm de artmıştı. Pandemi sürecinde mesleğimi bıraktım. Evde olduğum süreç de bana çok iyi geldi. Çünkü çocuklarımla daha yakından ilgilendim. Pandemiden sonra serüvenim başladı. Koronavirüsün yoğun yaşandığı dönemlerde evde olduğumuz süreçte eğitimler aldım." ifadelerini kullandı.

'YAPMASI ZAHMETLİ AMA LEZZETLİ TATLARI ÖĞRENDİM'
Yapması zahmetli, bir o kadar da lezzetli olan tatları öğrendiğini dile getiren Ebru Karapınar, "Eğitimler İstanbul'a da gittim. Mutfak Sanatları Akademisi'nde giderek Taha Dinç Şef'in ekşi mayalı ekmek eğitimlerine katıldım. Bu ekmeğin yapımı gerçekten zor. Ben de bunu öğrenmek istedim ve başardım. Çok daha sağlıklı olduğu için tercih ettim. Ayrıca Talha Chef'ten Fransız pastaları üzerine de eğitimler aldım. Browniler, San Sebastianlar, Pataşu hamurları, ekler, tartlar gibi yapma reçetesi zahmetli ama bir o kadar da lezzetli olan farklı tatları öğrendim." dedi.

'FARKLI BİR KONSEPTLE HİZMET SUNMAK İSTEDİM'
Kafe açma fikrinin oluştuğunu fakat farklı bir konseptle hizmet sunmaya karar verdiğini söyleyen Ebru Karapınar, "Daha sonra kendi işletmemi açmaya karar verdim. Fakat konsepti farklı bir yer olsun istiyordum. Kafe fikri güzeldi. Lakin küçük çocukları olan bir anne için zorlu bir süreçti. Sonra Konya'da şeflerin gelerek eğitim vereceği bir workshop dükkanı olmadığını fark ettim. Hem kendim eğitim vermek için hem de şefleri konuk ederek onların çeşitli eğitimler vermesi için bu konseptte bir workshop mutfağı oluşturdum. Farklı bir bakış açısı oluştu. Daha ev tadında bir mutfak oluşsun, insanlar geldiğinde kahvemi ikram edeyim ve siparişleri de oluşturayım istedim." şeklinde konuştu.

SİPARİŞ USULÜ ÇALIŞMA SİSTEMİ
Bünyelerindeki lezzetleri sipariş usulüyle satışa sunduklarını kaydeden Ebru Karapınar, "Burada sıcak satış yapmıyorum. Sipariş usulü çalışıyorum. Hem Antakya'nın yöresel lezzetlerini hazırlayabiliyorum hem de şeflerden öğrendiğim tatları sipariş alabiliyorum. Burada ayrıca belirli günlerde workshop da yapmayı planlıyorum. Chef Beyza Çevik'ten de eğitimler aldım ve işletmemizi Beyza şefin workshopu ile hizmete sunduk.Dışarıdan şefleri ağırlayarak eğitim vermelerini sağlayacağım. Duyurularımızı @babka.cuisine isimli instagram hesabımızdan yayınlıyoruz. Örneğin Konya'da şu tarihlerde ekler eğitimimiz var diye yayınlıyoruz ve katılımcı listesini oluşturuyoruz. Meraklı insanlar yazıyorlar. Ardından katılımcıları oluşturuyoruz ve burada eğitimlerimizi veriyoruz." dedi.

'MERAKLI OLAN HERKES KATILABİLİR'
Mutfak eğitimine meraklı olan her yaştan insanın eğitime katılabileceğini vurgulayan Ebru Karapınar, "İnsanlar burada şefi izleyip not alarak öğreniyor. Kendileri de burada aynısını yapıyorlar. İncelikleri, yapım aşamalarını öğreniyorlar. Gayet de memnun kalıyorlar. Belirli zaman aralıklarında instagram hesabımızdan duyuru yaparak workshoplarımızı açıklıyoruz. Meraklı olanlar, bu işe gönül veren insanlar katılım sağlayabilir. Burada anne çocuk atölyeleri de yapmayı planlıyoruz. Kişilerin talepleri doğrultusunda da workshop takvimi hazırlayabiliyoruz. Ya da şefler herhangi bir şey öğretmek istediklerinde bize başvurabiliyor. Yerimiz Meram'da bulunuyor. Baykara Plaza'da 1. kat, 11 numarada bulunan mutfağımıza gelerek eğitimlerimizden faydalanabilirsiniz. " ifadelerini kullandı.

'İYİLİĞE AÇILAN KAPI'
Ebru Karapınar, "ismimizin hikayesi de güzellikler barındırıyor. Bab Arapça'da kapı demek. Kapılar bana her zaman anlamlı gelmiştir. Kapıyı iyiliğe, sonsuzluğa açılan yer olarak görüyorum. Bab da kapıdan geliyor. Ayrıca eşimin ve çocuklarımın baş harfleri olan Bahattin, Asaf ve Baha'nın ilk harfleri de Bab'ı oluşturuyor. Meşhur Babka ekmeği var. Polonya'da çikolatalı ekmeğe deniliyor. Bizim iş yerimizin adı da ismiyle müsemma oldu. Sadece ekmek yapmayacağız ama burada hamurla da ekmekle de ilgileneceğiz. Böylelikle Babka adını koymaya karar verdik. Ka ayrıca soyadımız olan Karapınar'ın ilk harflerini de gösteriyor. Cuisine de Fransızca mutfak demek. Babka Cuisine ismimiz bu şekilde oluştu." dedi.

'ANTAKYALI KADIN GİRİŞİMCİLERE DESTEK OLUYORUZ'
Bünyelerinde Antakya yöresinden ürünler bulunduğunu ve oradaki kadın girişimcilere destek olduklarını açıklayan Ebru Karapınar, "Antakya'da ve o bölgede şiddetli şekilde hissedilen 6 Şubat depreminin acısı hala içimizde sürüyor. Ben de o depremde ablamı ve birçok akrabamı kaybettim. Dolayısıyla oranın ismini her andığımda içimde burukluk oluşuyor. Antakya'da depremden dolayı ayağa kalkmaya çalışan kadın girişimciler var. Burada Antakya'nın yöresel lezzetlerinin satışını da yapıyorum. Mesela yöresel lezzetlerden; tuzlu yoğurt bünyemizde bulunuyor. Yine nar ekşisi, zeytinyağı, çökelek, kömbe gibi ürünler de elimizde mevcut. Bu ürünlerin dışında özel siparişle yine Antakya yöremize ait mezeleri yapabiliyoruz. Hafta içi sabah 09.00 ile 17.00, Cumartesi günleri de 11.00 ile 16.00 arası açığız." ifadelerini kullandı.

'EĞİTİMLERDEKİ TÜM MALZEMELERİ TEMİN EDİYORUZ'
Babka Cuisine'de düzenlenecek eğitimlerde katılımcıların kullanacağı tüm malzemeleri kendilerinin temin ettiğini vurgulayan Ebru Karapınar, "Workshop için gelenlerin eğitim esnasında kullanacağı ürünleri mutfağımızda tamamen kendimiz temin ediyoruz. Onlar sadece buraya eğitim görmeye geliyorlar. Defter ve kalemlerini getirseler yeterli. Çaylarını, kahvelerini yudumlarken şefleri izleyerek notlarını alarak reçeteyi öğrenebilirler. Hiçbir şekilde malzemeleri, ekipmanlarını getirmelerine gerek yok. Bunun sonucunda da yaptıkları ürünleri giderken götürüyorlar. Gayet verimli oluyor. İnsanlar samimiyet arıyor. Bizler de bunu sağladığımız için memnun kalıyorlar." diyerek sözlerini tamamladı.









