Ömer Tokgöz
Ömer Tokgöz Konya'da Kuşçuluk Bir Tutkudur

Konya'da Kuşçuluk Bir Tutkudur

Konya'da bir zamanlar köklü bir güvercin kuşu yetiştirme ve kuşçuluk hobisi ve merakı vardı. Çocukluk günlerimde Araplar mahallesinde kuş uçuranlar vardı. Güvercinlerin havada takla atması ve oyun yapmasını ilgiyle seyrederdik. 1960’lı yılların sonlarında Evdireşeye büyük teyzemlere Arçelik dolmuş veya at arabası dolmuşu ile açık havada püfür püfür giderdik. Evdireşe ismini hatırlayan kaç kişi kaldık bilmem ama bugünkü ismi Yaylapınar olan köyde yine kuş uçuranlar görürdüm. Hatta saldığı kuşları tekrar indirmek için bisiklete ve motorsiklete binerek 2-3 km. takip edenler olurdu. Futbol tutkusu, balık tutma, avcılık gibi kuş hobisi ve sevdası da hayat boyu süren bir tutkudur. O günlerde kuş besleyenlere çevreden işi olmayan veya çatılara taş atan insan olarak bakıldığı da olmuştur.

Güzelliği, rengi, yön bulma yeteneğine bağlı haber götürücü olması, eti ve evcilleşme yeteneği dolayısıyla çok eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çeken güvercin, birçok ulusta olduğu gibi, doğaya bağlı bir ulus olarak bizde de büyük bir ilgi görmüştür. Güvercin sözcüğünün gerek en eski Türkçe metinlerde bulunması, gerekse birbirinden oldukça uzak değişik Türk lehçelerinde ortak bir sözcük olarak varlığı, bunun en büyük kanıtlarından birisidir. Güvercin kelimesine Divanü Lugati't-Türk'te “kökürçkün” olarak geçmekte, kökürckünleş- «güvercini ödül koyarak yarışa girmek» biçiminde bir de türevi bulunmaktadır. (ÖZMEN, M. (1981). “Konya’da Güvercincilik”, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,1, 1981, 157-187)

mer-tokgoz-4-1.jpeg

Ülkemizde güvercin yetiştiriciliği köklü bir geçmişe ve kültüre sahiptir. Daha önceki dönemleri göz ardı etsek bile, sadece Türklerin yaşamaya başladığı andan itibaren Anadolu’da yaklaşık 1000 yıldır güvercin yetiştirilmektedir. Türklerden önceki dönemlerde ise Anadolu’da güvercin yetiştiriciliği tarihinin günümüzden 5000 yıl öncesine kadar gittiği arkeolojik bulgularla belirlenmiştir. Günümüzde dünya üzerinde bulunan güvercin ırklarının çoğu Anadolu kökenlidir. Bugün ülkemizde 80’den fazla güvercin ırkı vardır.

Konya'da güvercinciliğin oldukça eski bir geçmişi vardır. Ayrıca Konya'ya özgü bir güvercin türü olan Selçuklu güvercinlerini de Selçukluların Orta Asya'dan getirdikleri kanısındadır. Güvercinin değeri görünüş güzelliğinden, damarlı ve yiğit oluşundan, oyun yeteneğinden gelir. Selçuklu türünde görünüş güzelliği, Mardinli ve taklambaç türlerinde ise görünüş güzelliği yanında oyun yeteneği de aranır. Konya’da güvercinler, sert buğday, küçük mısır, burçak, fiğ ve arpa ile beslenir. Kışın çoğunlukla burçak verilir. (https://ankaranin5beyazi.com/pdf/ankaraguvercini.pdf)

“Enseli güvercin” de denilen Selçuklu güvercini, Konya’ya özgü evcil bir güvercin ırkıdır. Selçuklular zamanında saraylarda ve evlerde yetiştirilen bu güvercin, II. Abdülhamit zamanında Osmanlı saraylarında da yetiştirilmiştir. O zaman dışarıya götürülmesine izin verilmeyen bu evcil güvercin ırkı daha sonra başka ülkelere de götürülmüş, ancak oralarda soyları devam ettirilememiştir. 1200’lü yıllarda Konya’da yaşayan Hz. Mevlâna, daha sonra onun soyundan gelen Çelebiler de Selçuklu güvercinini yetiştirmişlerdir. Selçuklu minyatür resimlerinde de bu kuşlara çok rastlanılmaktadır.

Selçuklular Anadolu’ya gelirken beyaz, siyah ve gök renginde olan güvercin ırklarını getirmişlerdir. Daha sonra bunların eşleştirilmesiyle Akkuyrukkara, Ala, Çopur ve Pal denilen ırklar elde edilmiştir. Günümüzde ise sadece Akkuyrukkaralar ve gök renkli Selçuklu güvercini soyları mevcuttur. Beyaz, Siyah, Çopur, Pal ve Ala ırkları tükenmiştir. Beyaz ve gök renginde olan soyların eşleştirilmesiyle Çopur denilen ırk ortaya çıkmaktadır. Çopurlar genellikle çakır gözlüdür, ancak bir gözü siyah diğer gözü çakır renkli olan Çopurlar da vardır. Pal soyu ise Beyazla Çopurun eşleştirilmesiyle ortaya çıkar ve kül rengindedir. Beyaz ırkla siyah ırk eşleştirilirse Akkuyrukkaralar ve Ala denilen soylar meydana gelir. Siyah ve beyaz karışımı bir renge sahip olan Akkuyrukkaralara Mavrullu kara da denilmektedir. Ala ırkı da karışık renkli ve çakır gözlüdür. Akkuyrukkara ırkı Osmanlı Döneminde geliştirilmiştir. (https://www.konyapedia.com/makale/3839/selcuklu-guvercini-enseli-guvercin)

1970’li yıllarda Araplar mahallesi ile beraber Hacı Hasan başı, Sedirler, Keçeciler, Ahmet Dede Yediler ve Topraklık gibi tek katlı ve bahçeli evlerde meraklısı için bir de kuş kümesi bulunur idi. Kuş sevdalısı bu kişiler kümes önünde havalanan kuşu uçurmak, takla atmasını sağlamak, oyun yapmaya devam etmesi ve geri indirmek için sürekli seslenirlerdi. Farklı şekillerde ıslık çalarak kuşlara yön verirlerdi. Bazen de havada serbest dolaşan başka bir kuşun kendi kümeslerine inmesini sağlamak için havaya kuş salarlardı.

Yerden veya damdan komutlar veren kuşçulardan kuşların peşi sıra bisiklet ve motor ile yollara düşen kuşçular olurdu. Bazen ahır üstünde veya çatıya komşu kümes damına çıkarken, inerken merdivenden yuvarlanan kimseler gibi ufak tefek kazalar yaşanırdı. Havada uçan ve kümesten uzaklaşan kuşları sokakta yürüyerek takip ederlerdi. Biraz uzağa gitti ise bisiklete binerek ve zaman zaman gökyüzüne bakarak takip ederken bisikletten düşenler olurdu. Zaman zaman havaya bakarken dengesini kaybedip bisiklet veya motorsikletten düşenler ve kolu ayağı zedelenip alçıya alınanlar bile olmuştur.

Rahmetli bakırcı Abdurrahman dedemi bu fasılda yad edelim. Dedem Bulgur İmam mahallesindeki tek katlı, hayatlı, bahçeli kerpiçten otantik Konya evinde örtmenin üzerine kuş kümesi yapmıştı. Zaman zaman birlikte kuşları yemlerken ve uçururken seyrederdim. Oradan hatırladığım kadarıyla oyun yapan taklacı kuşlar kadar kanat desenine, sesine, kuğurmasına, renklerinin farklılığına ve ayak paçasındaki tüylere, kafa görüntüsüne göre değişik değişik güvercinleri vardı.

Merhum Gazeteci Yazar Mahmut Sural 1978 ve 1979 yıllarında kuşçuluk üzerine Türk Folklor Araştırmaları dergisinde bir seri yazılar yazmıştır. Üç ayrı yazıda Konya’da kuşçuluğun kökenini ortaya koymuştur. Konya Serinofil Derneği başkanı ve dönemin meşhur kuşçuları ile röportajlar yapmıştır. Konya güvercin yarışmalarında birincilikler alan ve Şirin Hanım çeşmesi ardındaki evinde ve Meram Dere’de güvercin yetiştirmekle ünlü olan Avukat Mehmet Ali Apalı ile söyleşi yapmıştır.

Söyleşiye göre: “Konya’da Kuşçuluk yapan kişi ve kuşların cinsi çoktur. Kuş meraklılarının üzerinde durduğu iki çeşit kuş vardır: Ötücü kuşlar ve uçucu kuşlar. Konya’daki kuş meraklıları ötücü kuşlardan kanaryalar üzerinde, uçucu kuşlardan da güvercin üzerinde durmaktadırlar. 1970’li yıllarda Konya’nın en bilinen kuşçuları: Ahmet Sinan, Çopur Ahmet, Mehmet Ali Apalı, Ahmet Onacak, Ahmet Belge (bordür Ahmet), Ali Doğan Bentler, Güner Sılay, Mehmet Kaşıkçı, Kalaycı Tevfik Kızılören, Şükrü Uzman, İbrahim Ayık isimleri geçmektedir.

mer-tokgoz-4-3.jpeg

Bir pazar günü Kuşçular kahvesine giden gazeteci yazar Mahmut Sural insanları kendine tutku ile bağlayan güvercin kuşlarının marifeti nedir diye kuşçulara sormuş: “ En meşhurları Taklambaç, Mardinli, Enseli, Akkuyruk, Kut, Demkeş türüdür. Taklambaç küçük gagalı olur ve oynayarak uçar. Mardinlinin gagası uzun olur, fişekleme uçarve üç bin metreye çıkar, pike yapar. Oyuna girer ve ortalama olarak dört saat uçuş yapar. Enseli’nin kuyruğu fazlaca ve geniş olur. Kut(gut) ile demkeş aynı cinstendir, fark ise kut’un rengi kahverengidir, paçalı olup guğurması meşhurdur. Birde kumru cinsi vardır, ayakları çıplak olur ve kuğuruşları süreklidir.”

Güvercin besleyenler arasında kuşların performansı konusunda iddialı yarışmalar meşhurdur. Uzak mesafeden salınan kuşlardan kimin kuşu dönecek diye turnuvalar yapılmıştır. Uzaktan bırakma ve eve dönme anlamında kuş salma en az 50 km mesafeden yapılır. O dönemde rekor 165 km mesafeden kuşu evine gelen Kadir Gönül’e aittir. Konya’da herhangi bir insana “kuş ve çiçek” denilse ilk akla gelen insan Mehmet Ali Apalı’ dır. Konya’da bulunan Selçuklu dönemi endemik kuş türleri Osmanlı devletinin son dönemlerinde 2.Abdülhamit tarafından derlenip bir örneği Nakip zade Rıza Efendi aracılığıyla başkent İstanbul’a transfer edilmiştir.

Selçuklular döneminde Mevlâna Celaleddin Rumi kuş beslemiş, Hacı Bektaş Veli ise Horasan’dan Anadolu’ya güvercin donuna girip gelmiştir. Bu yüzden Mevlevi dervişler ve çelebiler kuş hobisine gönül vermişlerdir. Bektaşilerde güvercinlere ayrı bir değer vermişlerdir. Konya’nın birçok ailesi evinde, bağında ve bahçesinde bu mistik yöneliş ile birlikte hobi amaçlı kuş sevgisini yaşatmışlardır. Konyalı Rum ve Ermeni hemşerilerimizden kuş meraklıları olmuştur. Ünlü Maruni göçmen Yusuf Şar’ın çocukları, Sarrafyan, Solakyan, Kazaros, Soğuklu lakaplı Sofoklis.” (Mahmut Sural, Türk Folklor Dergisi, Kasım 1978, Aralık 1978, Mart 1979, Konya’da Kuşçuluk ve Kuşlar 1-2-3)

mer-tokgoz-4-2.jpeg

Konya bir zamanlar “güvercin yarışması” yapılan bir şehir idi. Rahmetli Fevzi Halıcı'nın 1960-1980 yılları arasında organize ettiği yarışmalara tüm Türkiye'den katılım olurdu. Rahmetli Konyalı Avukat ve irfan ehli Mehmet Ali Apalı bu yarışmalarda çoğu kez birinci olmuştur. Merhum Apalı Dere Köyceğiz'de Apalı bağında bu güvercinler için özel kümes yaptırmıştı. Merhum Mehmet Ali Apalı tabiri câiz ise, “Min’el-bâb, ilel-mihrap” dopdolu olan bu eli öpülesi, değerli şahsiyetlerden idi, kuvvetli hafızası, engin merakı, büyük araştırma azmi ile Konya’ya dair çok kıymetli bilgileri ve belgeleri mahfuzdu. Konya kültür tarihine dair konularda başı daralanlar, hemen ona koşarlardı ve aradığına da kavuşurlardı. (https://www.memleket.com.tr/konyanin-tarih-ve-kultur-hafizasi-mehmet-ali-apali-24601yy.htm)

Günümüzde kısıtlı sayıda amatör kuşcular kadar daha nitelikli "kuş meraklıları" vardır. Gonya tabiriyle "kuş hastaları" insanlar güvercin yetiştirmeye ve uçurmaya devam etmektedirler. Eskiden Konya’daki bahçeli evlerde çokça yetiştirilen Selçuklu güvercinlerinin sayıları apartmanlaşma ve ilgisizlik yüzünden gittikçe azalmaktadır. Enseli güvercinler artık uçuş ve salma için değil, evlerde, bahçelerde süs ve zevk için yetiştirilmektedir.

mer-tokgoz-4-4.jpeg

Selçuklulardan beri Konya’da yetiştirilen ve bugün sadece Konya’ya özgü olan bu endemik evcil güvercin ırklarının korunması ve daha fazla sayıda yetiştirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Konya'da ki bu hobi ve amatör uğraşı dalı olan kuşçuluğu ve güvercin yetiştirme kültürünü korumak lazımdır. Konya’ya özgü kuş nesillerinin orijinal soylarını ve biçimini devam ettirmek gerekir. Bu konuda hem kuşçuluk hobisiyle uğraşan meraklılara hem de yerel yönetimlere görev düşmektedir. Selçuklu devrinden beri Konya’da var olan "Konya Kuşçuluk" geleneğinin yaşatılması ve endemik güvercin türlerinin korunması amaçlanmalıdır.

Bu bağlamda bir önerim ile yazıyı tamamlayalım. Kozağaç parkı açıldığı günlerde kuşçuluk kültürünü korumak ve geliştirmek adına yapılan Kuşçular kahvesini hatırladım. 2004 yılında yapılan Kuşçular kahvesi kapalı ve âtıl vaziyette durmaktadır. Kuşçular kahvesi yapılış amacı doğrultusunda güvercin sevdalısı kuşçuların bir araya gelmesi için faaliyete geçirilmelidir. Halen Kozağaç parkında mini hayvanat bahçesi içinde tavus kuşu, keklik,tavuk, hindi, horoz ve iki üç tür güvercin kuşları seksiyonu bulunmaktadır. Kuşçular kahvesi ekseninde daha geniş bir güvercin çeşitlenmesine gidilmelidir. Güvercin sergisi ve gözlem alanı oluşturulmalıdır. Rahmetli Fevzi Halıcı’nın düzenlediği güzel ‘güvercin yarışması’ Konya’da yeniden organize edilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Tokgöz Arşivi

Siber Evrende Dijital Yetkinliğe Erişmek (2)

01 Aralık 2025 Pazartesi 00:01

Güz Gülleri Açmaya Devam Ediyor

17 Kasım 2025 Pazartesi 00:03

Gazyağcı çeşmesi himmet bekliyor

03 Kasım 2025 Pazartesi 00:02

İğdeler Meyveye Durdu

20 Ekim 2025 Pazartesi 00:02

Güz gülleri

13 Ekim 2025 Pazartesi 00:02

Sille’den kahırlı değil normal geçtim.

29 Eylül 2025 Pazartesi 00:02