Konya’da mezarı tesadüfen bulunan Sultan! Çalışmalar tamamlandı

Yeni Haber Gazetesi köşe yazarlarından Araştırmacı -Yazar Ömer Tokgöz, Ulvi Sultan Mescidi ve Türbesinde yapılan restorasyon çalışmalarını yerinde inceleyerek gazetemize değerlendirdi.
Konya’da mezarı tesadüfen bulunan Sultan! Çalışmalar tamamlandı

Mescidin restorasyonunda ilk defa şeffaf cam ve çelik konstrüksiyonlu bir zemin düzenlemesi yapıldığını söyleyen Tokgöz, “Türbenin kripta bölümüne giriş ve zeminde 2-3 metre derinlik ve 50 metrekare alanda, içeri girilip gezilebilecek, tamamen camdan yapılmış bir kapı ve galeri oluşturulmuş. Görsel anlamda modern, işlevsel ve tarihi dokuyu ortaya çıkaran proje yönetimi yapılmış” dedi.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN

konyada-mezari-tesadufen-bulunan-sultan-calismalar-tamamlandi.jpg

“CUMHURİYETİN İLK DÖNEMLERİNDE KONYA’DA DA ÇOK SAYIDA ESER YIKILMIŞTIR!”

Ulvi Sultan Mescidi ve Türbesi’nin erken Cumhuriyet döneminde tahrip edildiğini belirten Tokgöz, “Cumhuriyetin ilk dönemlerinde; yol açma, imar düzenlemesi ve park yapımı neden gösterilerek ve bir kültürel vandalizm hezeyanı ile bazı türbe, medrese, çeşme, han, mezarlık gibi işlevsel özellikleri bulunan, sağlam olan, virane ve yıkıntı olmayan, birçok amaçla kullanılabilecek sağlam binalar başta olmak üzere yıkılmıştır. Müslüman ve Gayri Müslüm mezarlık ve birçok semte dağılmış hazireler, özellikle 1925-1932 döneminde peyderpey Valilik ve Belediye işbirliği ile ortadan kaldırılmıştır. Bazıları da ya olduğu gibi ya da arsa olarak şahıslara satılmıştır. Konu hakkında İbrahim Hakkı Konyalı ve Mehmet Ali Uz gibi tarihçilerin yazdıkları eserler, Yılmaz Önge ve Semavi Eyice gibi akademisyenlerin makale ve kitaplarında detaylı bilgiler yer almaktadır“ diye konuştu.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN

konyada-mezari-tesadufen-bulunan-sultan-calismalar-tamamlandi-001.jpg

“ULVİ SULTAN MESCİDİ DE KAMU ELİYLE YIKILIP 94 YIL SONRA TEKRAR KAMU ELİYLE YENİDEN İNŞA EDİLMEYE BAŞLANMIŞTIR”

1970'li yıllardan itibaren bu tür Selçuklu ve Osmanlı eserlerinin; restorasyon, tamir ve bakımlarının bilimsel olarak ele alınarak bütçe ayrıldığını ifade eden Tokgöz, “1990'lı yıllardan itibaren yerel yönetimler ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne emlak vergilerinden restorasyon için ödenek ayrılarak fon tahsis edilmesi ile ülke genelinde çalışmalar ivme kazanmıştır. Ulvi Sultan Mescidi de kamu eliyle yıkılıp 94 yıl sonra tekrar kamu eliyle yeniden inşa edilmeye başlanmış, tarihe karşı bir vefa ve sorumluluk gösterilmiştir. Aynı kapsamda Şerafettin Camii Türbesi de aynı kaderi paylaşarak önce yıkılıp sonra tekrar rekonstrüksiyon yapılan bir türbe olarak literatüre geçmiştir” şeklinde konuştu.

konyada-mezari-tesadufen-bulunan-sultan-calismalar-tamamlandi-002.jpg

“MİMAR MUZAFFER’İN KABRİ HALA KAYIP”

Konya'da birçok mimari anıta ve eğitim kurumuna imza atan ve Konya'da vefat eden Mimar Muzaffer'in kabrinin halen kayıp olduğunu ifade eden Tokgöz, “Mimar Muzaffer’in kabri, Sadrettin Konevi ve Turgutoğlu türbeleri etrafındaki kabristandaydı. Mühlet verilerek yakınları olanların kabirlerini Musalla, Üçler ve Şeker Tekke mezarlığına taşıması istendi. Diğerlerini ise belediye nakletti. Mimar Muzaffer'in kabri ise Konya'da direk yakını olmadığı için kimsesiz muamelesi yapılarak Şeker Tekke mezarlığına itinasız biçimde nakledildi. Orada da halen yeri bulunmadığı için kayıp ve mezarı meçhul. Sadece binalara değil, kişilere, özellikle mevta olmuş kişilere saygı ve korunma temel insan haklarının gereğidir. Konya tabiriyle insana yattığı yerde bile rahat verilmiyor” şeklinde konuştu.

konyada-mezari-tesadufen-bulunan-sultan-calismalar-tamamlandi-003.jpg

ÖNCE YIKILAN 99 YIL SONRA TEKRAR YAPILAN TÜRBE VE MESCİT

Tarihi yapıların, kültürel mirasın en önemli bileşenlerinden olduğunu vurgulayan Tokgöz, “Tarihsel süreklilik içerisinde kültürel mirasımız olan anıtlar, yapılar, kentsel dokular, sosyal ve manevi değerler ile toplumsal kimliğimiz şekillenmektedir. Dolayısı ile bu değerlerin korunması, toplumun yaşam kalitesini doğrudan etkilemekte ve nesiller arası aidiyet duygusunun gelişmesine katkı sağlamaktadır. Günümüzde sosyal, kültürel, toplumsal etkiler ve teknolojik gelişmeler sonucunda değişen kullanıcı ihtiyaçlarını karşılamanın yollarından biri tarihi yapıların işlevlerini değiştirmektir. İşlev değişikliği, mimari estetik özellikleri ve tarihi-kültürel değerleri nedeniyle koruma altına alınan yapıların özgün işlevinin başka bir işlevle değiştirilmesidir. Özgün işlevini sürdüremeyen ve terk edilen yapıların bir kısmı işlev değişikliği ile birlikte yeniden yaşamaya devam ederken, aynı zamanda kentsel ve sosyal yaşama yeniden katılma fırsatı da bulmaktadırlar. Geçmiş ile bugün, bugün ile gelecek arasındaki bağlantıyı sağlayan tarihi yapıların korunması ve gelecek kuşaklara aktarılabilmesi adına yapılan restorasyon ve yeniden işlevlendirme uygulamalarında da cam sıklıkla kullanılan bir malzemedir. Koruma çalışmalarında cam malzemenin kullanımının başlıca nedenleri çağdaş bir malzeme olması, geri dönüşümlü bir tasarım sağlaması, şeffaf olma özelliği ile yapı ile çevre arasında fiziksel sınırlılıkları ortadan kaldırması, geleneksel malzeme ile uyumu, tarihi ve mekânsal bütünlüğe zarar vermemesi, eski ile yeni arasındaki bağlantının ayırt edilebilmesi, uyumlu ve estetik restorasyon senaryoları sunması, yapıya ait tarihi izlere saygı duyması ve bu izleri açığa çıkararak özgün olana vurgu yapması sayılabilir. Teknolojinin de gelişmesiyle birlikte çağdaş ve yenilikçi malzemeler de restorasyon uygulamalarına girmektedir. Bu şekilde kullanılan çağdaş malzemelerden olan cam, son yıllarda restorasyon uygulamalarında daha sık kullanılmaya başlanmıştır. Ulvi Sultan mescidinin yeniden inşa ve restorasyon sürecinde cam kullanımını ele aldığımızda mescit bahçesindeki zemin altı galeriye bir görsellik katılarak, kapalı olarak tutmak yerine açık hava müzesi işlevi eklenerek özgün durumuna uygun ve önüne geçmeyen çelik konstruksiyon destekli cam döşeme kullanılmıştır. Temperli cam kullanılan döşeme sayesinde, döşemenin altında zemin katta yer alan tarihi kalıntıların ziyaretçiler tarafından görünebilir olması sağlanmıştır. Zemin altı 2-3 metrelik alt katta yer alan tarihi kalıntıların görünebilirliğini sağlamak amacıyla kırılmaz temperli cam ile döşeme bir seyir galerisi oluşturulduğu görülmektedir” şeklinde konuştu.

konyada-mezari-tesadufen-bulunan-sultan-calismalar-tamamlandi-004.jpg

ULVİ SULTAN KİMDİR?

Ulvi Sultan’ın, Selçuklu döneminin tanınmış şeyh ve velilerinden kabul edildiğini söyleyen Tokgöz, “Doğum ve ölüm tarihleri malum değildir. Adı Muhammed Ulvî Sultan’dır. Aslen Azerbaycan beylerinden bir bey olduğu rivayet edilir. Türbe ve mescidi, Konya Hükümet Binası ile kayalı park arasındaki yol üzerinde idi. Türbe ve mescit muntazam kesme taştan yapılmıştır. Kara Bedrettin Çiftliği, Dere’de Çaşnigir Değirmeni’nin üçte bir geliri ile bir bağ, Ulvi Sultan Mescidi’nin vakıfarı arasındadır. Selçuklu döneminin nadide eserlerinden birisi olan türbe ve mescit, Şerâfeddin Türbesi yıkılırken, yol genişletme ve park yapma bahanesiyle 1924-25 yılında belediye tarafından yıktırılmış, türbe ve mescidin temelleri toprak altında kalmıştır. Uzun süre otobüs hareket merkezi altında kalan kripta bölümü 1950'li yıllarda yeşil alan düzenlemesi yapılırken bir kapak bulunması nedeniyle tesadüfen ortaya çıkmıştır, etrafı çevrilip üzerine burada Ulvi Sultan defnedilmiştir yazılı bir teneke levha dikilmiştir. Mescidin yekpare mermer mihrabının, PTT binasının önünde bulunan mescidin yıkılmasından sonra buraya taşındığı söylenir. Bu yekpare mermer mihrap, İnce minareli müzeye kaldırılırken taşınma esnasında yere düşürülmüş iki parçaya bölünmüştür” dedi.

konyada-mezari-tesadufen-bulunan-sultan-calismalar-tamamlandi-005.jpg

YANLIŞ OKUMA VE İSİMLENDİRME ALEVİ SULTAN

Ulvi Sultan’ın yanlış okuma nedeniyle Alevi Sultan olarak tabelandırıldığını söyleyen Tokgöz, “Hacı Behçet Efendi, bu mescit de uzun yıllar imamlık yapmıştır. Behçet Efendi’nin damadı, Eşmekayalı Hacı Ahmet Efendi, iki asra yakın, aile arasında Ulvi Sultan olarak bilinen adın, türbe üzerine konulan levhada “Alevi Sultan” şeklinde yazılması üzerine, ilgililere müracaat etmiş ve sonunda “Alevi Sultan ismini “Ulvi Sultan” olarak değiştirilmesini sağlamıştır. Ulvî Sultan Mescidi ve Türbesi 1953 yılında tekrar gündeme geldi. 1953 yılında Mevlana Müzesi müdürlüğü de yapan Konyalı bürokrat ve yazar merhum Mehmet Önder tarafından yaptırılan kazıda, türbenin tonozla örtülü cenazeliği bulunmuş, bu yer o zaman yeşil saha hâline getirilerek, bir levha ile işaretlenmişti. 2015 yılında başlayan restorasyon 2022 yılında sona erdi. Yapıda mescit, türbe ve en alt kısmında 3 adet yatır bulunuyor. Selçuklu eseri mihrap ile sandukası daha önceden konulan Konya İnce Minare Müzesi’nden getirildi. Bunun yanında türbenin en alt kısmındaki 3 mezar da onarıldı. Ali İmran Süresi’nin 18. ve 19. Ayetinin yer aldığı mihrabın kenarında mealen şöyle yazı bulunuyor, “Allah, hak ve adaleti ayakta tutarak, kendinden başka tanrı olmadığını bildirdi; melekler ve ilim sahipleri de bunu ikrar ettiler. (Evet) O’ndan başka tanrı yoktur; O mutlak güç ve hikmet sahibidir. Kuşkusuz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki hak tanımazlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah’ın hesabı çok çabuktur.” Yazar Mehmet Ali Uz mihrabın aslında PTT civarında bulunan Vefa Hatun Mescisinden Ulvi Sultan mescidine getirildiği kanaatindedir” bilgisini verdi.

konyada-mezari-tesadufen-bulunan-sultan-calismalar-tamamlandi-006.jpg

RESTORASYON BİTTİ, ANCAK MEKAN KAPALI

Mescidin ibadete, türbenin ziyarete ve galerinin görülmeye hazır olduğunu söyleyen Tokgöz, “Ancak hal bu iken bir isim ve açıklama plaketi olmaması, bilgi verecek bir görevli olmaması, cam galeri zemin ve bahçenin temiz olmaması gibi eksiklikler ise en kısa zamanda giderilerek en azından öğle, ikindi ve akşam namazlarında mescit ibadete açık tutulmalı, uygun yere açıklama plaketi konulmalı, cam galeri eğer gece aydınlatması yapılmış ise akşamları yakılarak aydınlatılmış galeride neler olduğu görülebilmelidir, Eğer yerden spot ışık aydınlatma yok ise en kısa zamanda bu da eklenerek Valilik Binası ve Kayalı Park aydınlatması ile uyumlu bir ambiyans sağlayacak mistik ortam hazırlanmalıdır” ifadelerini kullandı.

Konya’da mezarı tesadüfen bulunan Sultan! Çalışmalar tamamlandı

Konya’da mezarı tesadüfen bulunan Sultan! Çalışmalar tamamlandı

 Yazı İşleri Müdürü
Etiketler :