Konya’da mucize eseri ortaya çıkan işte o kutsal kuyu!

Konya’nın geçmişten bugüne gelen birbirinden özel birçok eser bulunmakta. Bu eserlerden Bizans Dönemi yapılmış olan Ak Manastır hakkında birçok bilgi yer alıyor. İncelemeler sonucunda ulaşılan bir sonuç ise Manastırın içerisinde, toprak seviyesinin altında mucize eseri ortaya çıkan kutsal bir kuyunun bulunduğu yönünde. İşte Ak Manastır’ın tarihi…
Konya’da mucize eseri ortaya çıkan işte o kutsal kuyu!

Hagios Chariton ya da Deyr-i Eflatun (Eflatun Manastırı) olarak da bilinen manastır, Konya’nın 4 km batısındaki Takkeli Dağ’ın eteğinde yer alan askerî bölge sınırları içerisinde bulunmaktadır. Günümüzde manastırda kayalara oyulmuş iki kilise, ayazma, keşiş hücresi, çeşitli mekânlar ile bir podyum görülebilmektedir. III. yüzyılın ikinci yarısı ile IV. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Aziz Khariton tarafından kurulduğu düşünülen manastır, iki kitabeden anlaşıldığı kadarı ile 1067 ve 1289 yıllarında onarım geçirmiştir. İkinci onarım, Sultan Mesut dönemindedir. Ana kilisenin IX. veya X. yüzyıllara tarihlendirilmesi, manastırın zaman içerisinde geliştiğini göstermektedir. Araştırmacıların incelemeleri sonucunda manastırda Mağara Meryemi’ne ithaf edilmiş büyük bir kilise, altı veya yedi şapel, keşiş hücreleri ve toprak seviyesinin altında Aziz Khariton’un bir mucize eseri ortaya çıkardığı bir kutsal kuyu bulunduğu söylenmektedir.

ak-manastir-1.jpg

HER YIL 28 EYLÜL’DE ZİYARET EDİLİYOR

Manastır’ın XX. yüzyıl başlarında harap bir halde olduğu ve her yıl 28 Eylül’de kutlanan Khariton Yortusu’nda Ortodokslar tarafından ziyaret edildiği çeşitli seyyahlar tarafından anlatılmaktadır. Bunun yanı sıra manastır Müslüman halk tarafından da önem arz etmiştir. Buna; manastırın bulunduğu tepedeki uçurumdan düşen Hz. Mevlâna’nın oğlunun, Aziz Khariton olduğuna inanılan bir kişi tarafından mucizevî bir şekilde kurtarılması, sebep olmuştur. Manastırda dikdörtgen planlı ve sade bir mihrabı olan bir mescit yapılmış, her yıl Mevlevi dervişlerinin başı olan çelebi efendi tarafından da burası ziyaret edilmiştir. Manastırın ana kilisesi dört destekli, kapalı Yunan haçı planlıdır. Güney cephesindeki bir kapı ile girilen kilisenin yarım daire planlı üç apsisi bulunmaktadır. Beşik tonoz örtüye sahip olan kilise, güney cephedeki iki pencere ile aydınlanmaktadır. Kaba bir taş işçiliği olduğu görülen kilisede herhangi bir fresko izi tespit edilememiştir.

ALTI ADET KİTABE BULUNDU

Manastırdaki diğer kilise ise tek neflidir. Templonu sağlam olan kilisenin duvarlarında kırmızı aşı boyasından yapılmış süsleme görülebilmektedir. Zeminde bulunan mezar izlerinden bir mezar kilisesi olabileceği akla gelir. Ayrıca manastırda, duvarlarında istiridye motifli nişlere sahip dikdörtgen planlı mekânlar ile kaba yonu taştan yapılmış ayazma ve bir keşiş hücresi bulunmaktadır. Kayanın düzleştirilmesiyle oluşturulan manastırın ön cephesi üzerine ise bir çekiç motifi ile haç kollarında küçük haçlar yerleştirilmiş büyük bir haç kabartması işlenmiştir. Araştırmacılar tarafından manastırda altı adet kitabe bulunmuştur. Günümüzde manastıra ait iki kitabeli parça kilisenin içinde, iki kitabeli mezar taşı ise Konya Arkeoloji Müzesi’ndedir. Bir kilisenin girişinde olduğu söylenen iki kitabenin ise nerde olduğu tespit edilememiştir.

Etiketler :