Konya’daki vakıf Türkiye’nin en iyisi oldu! “Kimsesizlerin kimi…”
Yılın Vakfı ödülünü alan Mehir Vakfı, ihtiyaç sahibi gençlerin ve mazlumların yanında olmaya devam ediyor. Kimsesizlerin kimi olmaya gayret ettiklerini ifade eden Başkan Mustafa Özdemir, sorumluluk almaya ve bu alanda mücadele vermeye devam edeceklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Yılın Vakfı ödülüne layık görülen Mehir Vakfı'nın dünü, bugünü ve yarınının değerlendirildiği bir basın toplantısı gerçekleştirildi. 1996 yılından bu yana ihtiyaç sahibi gençlerin ve mazlumların yanlarında olduklarını ifade eden Mehir Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Özdemir, yardımların hız kesmeden devam ettiğini aktardı. Kimsesizlerin kimi olmaya gayret ettiklerini vurgulayan Başkan Özdemir, bu gayretlerinin ödüllendirildiğini de dike getirdi.

‘1996 YILINDAN BU YANA’
1996 yılından bu yana hizmet verdiklerini ifade eden Özdemir, “Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı, toplumun temel taşı olan aileye odaklanan, yuvayı ve yuva kurmayı kutsal gören bir anlayışla 1996 yılından bu yana hizmet sunmaktadır. Veren el ile alan el arasında köprü işlevini yerine getiren Mehir Vakfımız, aile olmanın, mutlu yuvalar kurmanın çokluğuyla övünen Peygamberimizin (as) yolundan gitme gayreti içindedir. Hizmet anlayışımızın temelinde "sağlıklı toplumların mutlu ailelerle inşa edilebileceği gerçeği" yatmaktadır. Sevginin, ahlakın ve sorumluluğun ilk öğrenildiği yer ailedir ve sivil toplum kuruluşlarının bu alanda inisiyatif almasına ihtiyaç olduğunun bilinciyle vakıf çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.” şeklinde konuştu.
‘KİMSESİZLERİN KİMİ OLMAYA GAYRET EDİYORUZ’
İhtiyaç sahibi gençlerin her zaman yanlarında olduklarını vurgulayan Özdemir, “Toplumun temelinin aile olduğu felsefesini benimseyen anlayışla maddi imkânsızlıklar nedeniyle evlenemeyen gençlere destek sağlıyoruz ve aile kurma yolunda onların yanında oluyoruz. Vakfımız sadece Türkiye'de değil, dünyanın farklı coğrafyalarında binlerce gencin yuva kurmasına katkıda bulunmuştur. İhtiyaç sahibi gençlerin yuva kurması için çeyiz ve ev eşyası desteği yanında toplu nikah organizasyonları ile kimsesizlerin kimi olmaya gayret ediyoruz. 30. yılına giren bu iyilik hareketi nerede ihtiyaç varsa orada olmayı misyon edinmiştir. Faaliyetlerini sadece evlenme ile sınırlı tutmayan vakfımız deprem, sel, savaş ve doğal afetlerin neden olduğu yıkımlarda toplumsal dayanışmaya aracılık etmiş, ayni ve nakdi yardımlarla yaratılanların en şereflisine hizmet etmek için her daim sorumluluk almıştır.” ifadelerine yer verdi.

‘MAZLUMLARIN HEP YANINDA OLDUK’
Sadece Türkiye’de değil ülke genelinde yardıma koştuklarını aktaran Özdemir, “Konya'dan başlayan yardımlaşma ve dayanışma hareketimiz zaman içinde bölgemize, ülkemiz geneline ve gönül coğrafyamıza kadar genişlemiştir. Ülkemizde ihtiyaç sahiplerine ulaşmak yanında Balkanlardan Afrika'ya nerede mazlum varsa hep yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Sadece ev eşyası değil, umut da verme gayreti içinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Zira Mehir hareketi toplumsal dayanışmanın, kardeşliğin ve değerlerimizin bir yansımasıdır. Vakıf kültürünün genetik kodlarımızda olduğunu biliyoruz; adalet, merhamet, paylaşım ve toplumsal huzur için sorumluluğumuzun farkındayız. Gençlerin farklı gerekçelerle evlilikten uzak durmalarının ya da ertelemelerinin önüne geçmek için dayanışmayı çoğaltmak gerektiğinin de bilincindeyiz.” diye aktardı.
‘SOSYAL İŞ BİRLİKLERİNİ ÖNEMSİYORUZ’
Birçok kurumla ortak çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Özdemir, “Topluma hizmetin sadece maddi yardım ile sınırlı olmadığının altını çizmek isteriz. Vakıflar, faaliyet alanları yanında değer inşa eden, bilinç geliştiren ve geleceğe yön veren yapılar olmalıdırlar. Gelişmeleri yakından takip etmeli, ilmin ve bilimin rehberliğinden de yararlanmalıdırlar. Bu anlayışla vakfımız ilmi çalışma alanında gösterdiği ulusal ve uluslararası hakemli, süreli yayınları ile Türkiye ve dünya çapında bilinç geliştirme ve değer inşa etme faaliyetlerini yürütmektedir. Bugüne kadar vakfımız tarafından 21 farklı eserde 436.000 adet kitap basılmış, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi ise 44. sayısına ulaşmıştır. Tek başına mücadelenin başarıyı uzakta tutacağının bilinciyle ilmi ve sosyal iş birliklerini önemsiyoruz ve bu anlamda Türk Kızılay'ı, TİKA, AFAD, Türkiye Diyanet Vakfı gibi kurumlarla ortak çalışmalar da yürütüyoruz.” dedi.

‘SİVİL TOPLUMA ÖNEMLİ SORUMLULUK’
Aile yılının sivil toplum kuruluşlarına önemli sorumluluklar yüklediğini aktaran Özdemir, “Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, sosyal yapılarda dönüşümlere neden olmuştur. Yerleşik pek çok kural, uygulama ve değer, değişim ve dönüşümlerden etkilenmiştir. Geleneğin ve kültürün kapsayıcılığı daralmış, etkisi ise azalmıştır. Sosyal kurallar zayıflamış, kurumlar çözülmeye başlamıştır. Teknolojide yaşanan gelişmeler, yerel ve küresel dönüşümler, sosyal yapıları ve kurumları da farklılaştırmış, bazı kurumların korunmasına yönelik düzenlemelerin yapılması zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Bugün tüm dünyada yaşanan çok sayıda sorunun temelinde ailenin değersizleştirilmesi ya da aile kurumunun yıkılması yer almaktadır. Özellikle ekonomik zorluklar, dijitalleşme ve bunların sonucu olarak ortaya çıkan aşırı bireyselleşme, aile kurumunu ciddi düzeyde tehdit etmektedir. Tüm toplumların aile kurumunun korunmasına yönelik tedbirler alması insanlığın geleceği için artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Devleti bir aile olarak gören kadim kültürümüze yakışır biçimde ülkemizde de hükümetimiz tarafından 2025 yılı Aile Yılı olarak ilan edilmiştir. Aile yılı ilan edilmesi kararı sadece kamu kurumlarına değil sivil topluma da önemli sorumluluklar yüklemektedir.” sözlerine yer verdi.
‘MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Sorumluluk almaya ve mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizen Özdemir, “30 yıldır aile merkezli çalışan vakfımız Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklaması ile var olan aileye yönelik çalışmalarını daha da yoğunlaştırmış, 6 Şubat depreminden etkilenen şehirlerde yuva kurmak için harekete geçilmiştir. Muhterem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yük olanı değil, yük alanı takdir eden yaklaşımı neticesinde bu çabalarımızın ödüllendirilmiştir. Zât-ı Devletleri vefâ göstermenin en kıymetli timsalidir ve Vakıflar Haftasının 101. yılında biz Mehir Vakfına Yılın Vakfı sıfatıyla teveccühte bulunmuşlardır. Yılın Vakfı ilan edilmenin ve bu ödülü almanın sorumluluğumuzu kat be kat artırdığının farkındayız. Ancak marifetin taltifi bizleri daha azimli çalışmaya motive etmiştir. Dün olduğundan daha fazla olmak üzere "İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın" anlayışıyla toplumsal anlamda sorumluluk almaya, devletin temeli olan aile için mücadele etmeye devam edeceğiz. Giderek düşen evlenme oranlarını artırmak, ailelerin parçalanmamasını önlemek için çaba göstermeyi sürdüreceğiz. Mutlu, huzurlu, inançlı yuvalar kurmaya daha fazla gayret göstereceğiz. Bize Zat-1 Âlilerince tevdi edilen Gazze'de düğün yapma vazifesini de inşallah yerine getireceğiz. Gayret bizden, tevkif Allah'tandır.” şeklinde konuştu.
‘CUMHURBAŞKANIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUM’
Özdemir, sözlerini şu şekilde tamamladı; “Ben tekraren Sayın Cumhurbaşkanımıza Mehir Vakfımız ve Konya'mız adına çok teşekkür ediyorum. Bu ödül elbette tüm bağışçılarımıza verilmiştir ve onların her birine şükranlarımı sunuyorum. Mehir Vakfımızın mütevelli heyeti başta olmak üzere tüm mensuplarına, gönüllülerine, çalışanlarına emekleri için teşekkür ediyorum. Ayrıca ödül sonrası bizzat arayarak, mesaj göndererek ya da paylaşımlarda bulunarak gurur duyduklarını ifade edenlere de ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Basınımıza ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Biliyoruz ki biz ne kadar çaba göstersek de medya bize sağır olduğunda toplumsal dayanışmayı yaygınlaştıramayız. İyiliğin yaygınlaşması için bilginin de paylaşılmasının gerekli olduğunun farkındayız. Sizler bu paylaşımlarla "hayırda yarışı" teşvik ettiniz. Yılın Vakfı olarak Mehir Vakfı'nın ilan edilmesi sürecinde Vakfımızın faaliyetlerini öne çıkaran, geniş kitlelere duyuran siz basın mensuplarımızın kıymetli duruşu için teşekkür ediyor, sizlere ve tüm kamuoyuna saygılarımı sunuyorum.”
