Körlükle sonuçlanabilen hastalığı yenen genç gözünü "uzaya" dikti

Nadir görülen göz içi iltihabı "Pars planit" hastalığına yakalanan ve 5 yıllık tedavinin ardından sağlığına kavuşan Bora Ünal, üniversite sınavında Uzay ve Havacılık Bölümü'ne kazanarak bu alanda kendini geliştirmeyi amaçlıyor- 19 yaşındaki Ünal:- "Burada
Körlükle sonuçlanabilen hastalığı yenen genç gözünü "uzaya" dikti

ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Nadir görülen göz içi iltihabı "Pars planit" hastası 19 yaşındaki Bora Ünal, 5 yıllık tedavi sonunda hastalığını yenerek gelecek planları yapmaya başladı.

Körlükle sonuçlanabilen hastalığı yenmenin mutluluğunu yaşayan Ünal, üniversite sınavında Uzay ve Havacılık Bölümü'ne yerleşerek bu alanda kendini geliştirmeyi planlıyor.

AA muhabirinin görüştüğü Ünal, uzun yıllardır lisanslı basketbolcu olduğunu, çocukluğundan bu yana sporla birlikte okul hayatını da sürdürdüğünü söyledi.

2015'te Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi'ne (TEOG) hazırlanırken göz sağlığına ilişkin sorunlar yaşamaya başladığını anlatan Ünal, ders çalışırken gözünde bulanıklık fark ettiğini ve bu durumun giderek rahatsızlık vermeye başlaması üzerine bir hekime başvurduğunu belirtti.

Tanı konulduğunda çok şaşırdıklarını ve böyle bir hastalık hakkında daha önce hiç bilgi sahibi olmadıkları için endişelendiklerini dile getiren Ünal, yaşadığı süreci şu sözlerle aktardı:

"Hastalığın belli bir nedeni yok. Tetkikler yapıldı ve tedavi süreci başladı. Göremeyeceğim korkusu yaşadım. Bir süre sonra gözümde kanama gelişti. Sonra sol gözüm kapandı, bu gözümle artık göremiyordum. Yaklaşık 2 ay boyunca geçici görme kaybı yaşadım. Görmemde çok büyük problem oldu, bu durum hareketlerimi de sınırlıyordu. Günlük işleri yerine getirirken zorluk yaşadım."

Ünal, bu süreci yaşadıktan sonra görme kaybı bulunan kişileri çok daha iyi anlayabildiğini vurgulayarak, "Empati kurabildim, onları tamamen anlayabildim. O süreçte, dış görünüşümde belirgin bir sorun olmadığından dışarıdan çok anlaşılmıyordu ama ben kendimi yine de rahatsız hissediyordum." diye konuştu.

Yaklaşık 5 yıl süren tedavinin ardından sağlığına tamamen kavuştuğunu ancak 3 ayda bir kontrole gittiğini ifade eden Ünal, şu an durumunun iyi olduğunu söyledi.

- "Uzayı kendi gözlerimden başkalarına gösterebileceğim"

Dünyaya tekrar gözlerini açmanın sonsuz mutluluğunu yaşadığını belirten Ünal, her şeyin sağlıkla güzel olduğunun altını çizerek, şimdi önünde üniversiteye hazırlık süreci bulunduğunu dile getirdi.

Bu yıl sınavlarda Uzay ve Havacılık Bölümü'nü kazanmayı istediğini anlatan Ünal, uçaklarla çok ilgilendiğini, evrenin, gökyüzünün onu çok heyecanlandırdığını vurguladı.

Bora Ünal, "Yıl sonunda istediğim Uzay ve Havacılık Bölümü'nü kazanmak, benim ikinci zaferim olacak. Buradan mezun olduktan sonra da dünyadan göremediğimiz uzayı kendi gözlerimden başkalarına gösterebileceğim. Yaşamak, istemek, mücadele etmekse ben bunun için çalıştım ve hala çalıyorum. Evrende görebileceğimiz her şeyi görmek ve göstermek istiyorum." şeklinde konuştu.

İnsanın, her şey yolunda giderken yaşamının bir döneminde aniden bir sağlık sorunu ile karşı karşıya kalabileceğine değinen Ünal, "Ben bunları yaşadım ama asla ne mücadele etmekten kaçındım ne gelip gitmekten yoruldum ne de hayallerimden ve inancımdan vazgeçtim. Bugün iyiyim, düzenli kontrol altındayım ve herkes gibi görebiliyorum. Yarın da gösterebileceklerim kadar daha görecek çok şeylerim olacak. Bunlar için hazırım. Yaşamak güzel. Ne olursa olsun kimse hayallerinden uzaklaşmasın. Ben çok nadir görülen bir hastalığa sahiptim, kaygılarım vardı ama bugün hayallerimin peşinde koşan bir genç olarak yoluma devam ediyorum." ifadelerini kullandı.

Anne Meltem Ünal da oğluna tanı konulduğunda böyle bir hastalık olduğunu bilmediğini ve hemen araştırmaya başladıklarını söyledi.

Hastalığı bilmemenin kendisinde ilk başta büyük korku yarattığını ifade eden Ünal, "Görmeyle ilgili bir problem yaşamasından, tedavi sürecinden endişe duydum. Gözünüzden sakındığınız çocuğunuzun hastalanması, kısmi körlük de olsa bunu yaşaması bir anne için öyle ağır ki." dedi.

- Gözde uçuşma ve bulanık görmeye dikkat

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Yalçındağ da Pars planit hastası Bora Ünal'ın, tedavi süresince en büyük destekçilerinin ailesi olduğunu ve tedaviyi aksatmadan sürdürdüklerini söyledi.

Ünal'ın, tanı konulduğu andan itibaren hiçbir zaman umutsuz olmadığının altını çizen Yalçındağ, "Hastanın genel sağlık durumu iyi, herhangi bir görme kaybı bulunmuyor, sürekli takiple kontrol edilecek." dedi.

Göz içi dokularda meydana gelen iltihaplanmaya "üveit" adı verildiğini kaydeden Yalçındağ, gözün damar tabakasının orta bölümünü tutan ve göz dışı hastalıkların eşlik etmediği iltihabi hastalığın da "Pars planit" olarak isimlendirildiğini söyledi.

Yalçındağ, bu bölümün "iris" denilen gözün renkli tabakasının biraz arkasında kaldığını ve ancak özel muayene aletleriyle görülebildiğini anlatarak, pars planitin özellikle çocukları ve genç erişkinleri etkileyen sinsi seyirli bir göz içi iltihabı olduğunu aktardı.

Hastalığın ilk olarak 1950 yılında Belçikalı ünlü göz doktoru Charles Schepens tarafından tanımlandığını dile getiren Yalçındağ, "Bu, genel göz içi iltihapları içinde yüzde 4-16, çocukluk yaş grubundakilerde ise yüzde 16-33'ü oluşturur. Hastalığın ilk ortaya çıkış zamanı, 5 ile 65 yaş arasında değişkenlik göstermekle birlikte genellikle 10'lu ve 20'li yaşların başlangıcındadır." bilgisini paylaştı.

Prof. Dr. Yalçındağ, hastalıklığın genellikle tek taraflı başladığını ve zamanla iki tarafta da gözlendiğini ancak tek taraflı olduğunda hastalık seyrinin daha iyi olduğunu bildirdi.

Enfeksiyonun, hastaların yüzde 80'inde her iki gözü de tuttuğuna dikkati çeken Yalçındağ, "Hastalar çoğunlukla gözde uçuşma ve bulanık görmeden yakınır, diğer üveitlerden farklı olarak, genellikle gözde ağrı ve kızarıklık olmaz. İleri evrelerde ise katarakt ve göz içi kanaması gibi nedenlerle görme kaybı şikayeti ile başvurabilirler. Hastaların bir kısmında hastalık iyi seyirli olup tedavisiz bile düzelebilirken, bazılarında ise daha ciddi ve uzun seyirli olup yakın takip ve tedavi gerektirir." diye konuştu.

Tedavide asıl amacın, uzun dönemde görme kaybını engellemek olduğunu vurgulayan Yalçındağ, göz içi kanama gibi komplikasyonlar ortaya çıktığında ve ilaç tedavisine cevap alınamayan durumlarda cerrahi tedavi gerektiğini kaydetti.

- "Endikasyon dışı ilaç başvurusu işlemlerinin tamamlanması vakit alıyor"

Prof. Dr. Yalçındağ, zamanında ve yeterli tedavi alınmadığında hastalığın körlükle sonuçlanabildiğinin altını çizdi.

Pars planit hastalığında ilaç teminine ilişkin bir sıkıntı bulunmadığını vurgulayan Ünal, "İlaç prosedürleri uzun sürüyor. Hasta tarafından ilaç izlem formlarının çeşitli uzmanlık alanlarına imzalatılması gerekiyor. İlaçların yan etkilerine karşı bir prosedür bu. Bunlar hastaları çok yoruyor. Şu an ruhsatsız kullanmamız gereken ilaçları da endikasyon dışı ilaç başvurusu sonrası alabiliyoruz. Endikasyon dışı ilaç başvurusu işlemlerinin tamamlanması biraz vakit alıyor. Bu süreç, hastanın tedaviye başlamasını geciktiriyor. Bu sürenin olabildiğince kısalması faydalı olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.


Kaynak: