‘Koronalı günler Kur’anlı günler olarak geçiyor’

Koronavirüs sürecini nasıl geçirdiğini anlatan Mustafa Özcan Güneşdoğdu, “Koronalı günler bizim için Kur’an’lı günler olarak geçiyor. Ben günde 2 cüz takip ediyorum” dedi.
‘Koronalı günler Kur’anlı günler olarak geçiyor’

Selçuklu Belediyesinin sosyal medya hesaplarında yayınlanan ve kısa sürede büyük kitleye ulaşan Sosyal Ekran Programı, birbirinden özel konukları ağırladı.  Bu konuklardan baba ve oğul olan Hafız Mustafa Özcan Güneşdoğdu ve Sanatçı Nurullah Güneşdoğdu,  ‘İlahi Muhabbet’ adı altında hem sohbet gerçekleştirip hem de ilahi okudular. Koronavirüs sürecini nasıl geçirdiğini anlatan Mustafa Özcan Güneşdoğdu, “Koronalı günler bizim için Kur’an’lı günler olarak geçiyor. Ben günde 2 cüz takip ediyorum” dedi.

Selçuklu Belediyesinin sosyal medya hesaplarında yayınlanan ve Sami Bayrakcı’nın hazırlayıp sunduğu Selçuklu Sosyal Ekran programı, birbirinden değerli konukları izleyicilerle bir araya getirdi. O konuklardan birileri de baba ve oğul olan Hafız Mustafa Özcan Güneşdoğdu ve Sanatçı Nurullah Güneşdoğdu oldu. Konuşmasına Selçuklu Belediyesini tebrik ederek başlayan Mustafa Özcan Güneşdoğdu, “Konya’mız içerisinde Selçuklu, gerek ilçe olarak gerekse görüntüsü olarak farklı ve kaliteli bir görüntü veriyor. Bu kaliteyi buradaki yayından da fark etmek mümkündür. Ben bu münasebetle Selçuklu Belediyemizi de bu nezih anlayışından dolayı tebrik etmek istiyorum. Yani şu solana, şu dekora, buradaki kardeşlerimizin canla başla çalışmalarına baktığımda tebrik edilmesi lazım” ifadelerini kullandı.

mustafa-ozcan-gunesdogdu.jpg
Mustafa Özcan Güneşdoğdu
 

‘HATMİMİZİ DOĞDUĞUM YERDE BAŞLATTIK’

Koronavirüs sürecini Kur’an okuyarak geçirdiğini belirten Güneşdoğdu, “Ben günde 2 cüz takip ediyorum. 2008 yılında okumuş olduğumuz bir hatmimiz vardı. 30 cami ve 30 cüz hatmi, o zaman bunların bir kısmını yurt dışında okumuştuk. Hatmimizi, Almanya’da ilk benim büyüdüğüm, okuduğum camide başlattık. Sonra da Hamburg’un en eski camilerinden olan İmam Ali cami vardır. 1959 yapıtıdır ve Hamburg’un en görkemli ve en zengin muhitindedir. İkinci cüzümüzü de orada okuduk. Sonra Kosova’da, Saray Bosna’da, İstanbul’un önemli camilerinde, memleketim olan Çankırı’da böyle 30 camide 30 cüz okumuştuk. Benim bu çok önemsediğim bir projemdi. Şuanda onu muhteriz televizyon kanalları yayınlıyorlar. Her gün saat 12’de o cüzü ben de takip ediyorum. Bakıyorum nasıl okumuşum diyorum. Sonra 12 sene önce iyi okuduğumu düşünüyorum. Birisi önüme gelse okusa derim ki güzel okuyor” ifadelerine yer verdi.  

‘PAYLAŞIMLARIM BİRKAÇ MİLYONA ULAŞTI’

Sosyal medya hesapları üzerinden ilk defa mealli ve izahlı bir hatim okuttuklarını dile getiren Güneşdoğdu, “Bir de ilk defa bu Ramazanımızda sosyal medya adreslerimiz üzerinden kendi mecralarım üzerinden yaptığımız bazı paylaşımlarımız birkaç milyona ulaştı. Çok ciddi bir takipçi kitlemiz var, Allah hepsinden razı olsun. Orada ilk defa mealli ve izahlı bir hatim okuyoruz. Ben 1987’de hafızlığımı bitirmiştim. 33 yıllık hafızım elhamdülillah. Yalnız biz hafızlığımızı bitirdikten sonra sağlamlaştırma fırsatımız olmadı. Ben hafızlığımı bitirdiğim hafta evlendim. Ondan sonra Suriye’ye gittik. Haslama dediğimiz o kuvvetlendirme imkanımız olmamıştı ama bu yaşımıza kadar da Kur’an’ımızla hiç aramı soğutmadım. Neredeyse Kur’an’ımızın bütün sahifelerini aşır-ı şerif olarak okumuşumdur. İlk defa geçen sene nasip oldu. Ankara’mızda bir camimizde 30 yıl sonra ezbere hatim okudum. Bu sene de bir buçuk saat kadar süren bir cüzde bazı yerlere gelip durun bir bakalım diyoruz. Aman Yarabbi Canab-ı Hak neler buyurmuş burada. Böyle çok can alıcı, özellikle köşe taşı ayetlerini özellikle insanlarımıza izah etmeye çalışıyoruz. Ve çok ciddi bir karşılık bulduğunu gördük. Neredeyse günlük bir yerden talep geliyor. Şuanda bile önümüzdeki günler çok dolu. Geçtiğimiz gün Avusturalya’ya bağlandık. Orada pek çok yere yayınladılar. Önümüzdeki süreçte başka bağlantılarımız da olacak” şeklinde konuştu.

nurullah-gunesdogdu.jpg
Nurullah Güneşdoğdu
 

‘BU İŞE İLAHİCİ OLALIM DİYE BAŞLAMADIK’

İlahi söylemeye nasıl başladığını anlatan Güneşdoğdu, şöyle konuştu: “Biz bu işe başlarken ilahici olalım diye başlamadık. O zamanlar Hamburg’da imam olarak görev yapıyordum. İnanın çocukluğumuzda okuduğumuz camide cemaatimizden bize kaset getirirlerdi. ‘Oğlum şu kasetin bir yüzüne Kur’an oku, bir yüzüne de ilahi okuyuver, bize getir’ derlerdi. Biz de hayır diyemezdik. Ben böyle belki 100 kişiye özel kaset doldurmuşumdur. Sonra bu böyle gitmeyecek dedim. O zaman camimizin spor salonu vardı. Biraz da yankılıydı. 1987 yılında 17 yaşındayken bir tarafı Kur’an’ı Kerim bir tarafı da ilahiler olmak üzere bir kaset doldurmuşuz. Camimizin çoğaltma makinesi vardı.  O günlerde Abdullah Büyük Hocamın nerede hangi konuşmayı yaptıysa haftasına Almanya’ya geldi. En değerli Hocalarımızdan kim varsa bir hafta sonra bizdeydi. Bir tane sevdiğim bir abi dedi ki, “Bu böyle olmaz, sen bir tane kaset yap, ben sana çoğaltıvereyim.’ O  zaman 250 tane kaset çıkardık. Sonra bunları camide satmamız gerektiğini söylediler. Tez zamanda onlar tükendi.  Daha sonra iki bin marklık bir kaset yaptık.”

 ‘BİR ZAMANLAR HELAL LOKANTALAR YOKTU’

Doğduğu şehir Almanya’da eski zamanlarda helal yemek yiyebilecekleri bir lokantanın olmadığını söyleyen Güneşdoğdu, “Bizim zamanımızda gidip lokantada yiyeceğimiz helal bir yer yoktu. Sadece camimizin altında Müslümanlar helal yesinler diye bir lokanta açılmıştı. Orada her taraftan biz et alıp yemezdik. Bu hassasiyet yüksek düzeydeydi. Ancak şunu hiç unutmam. Almanya’da bir zamanlar akşam saat 11 gibi teravih namazı olurdu. Sabah da 1 saatlik bir yemek vakti oluyordu. O hengameye rağmen o darlığa rağmen insanlarımız Hamburg’un her tarafından öbek öbek arabalarıyla camiye giderdi. Çünkü camiler hemen yanı başımızda değildi. Camilerimizde yer bulunmazdı. Kimse hocaya niye uzatıyorsun demezdi. Sohbetler vaazlar olurdu. Hatta insanımız biran önce yemeğini yer camiye koşardı. Şunu zaman zaman arıyorum. Almanya’daki o atmosferi zaman zaman Türkiye’mizde arıyorum. Tabi Alman toplumu ondan bir haberdi o zamanlar, bu durumu garipsiyorlardı. Ancak yavaş yavaş mesela geçen sene Hamburg’da bir buçuk kilometrelik bir sokak düşünün bu iftarları geçen sene Almanya’da bütün milli görüş teşkilatlarımız, diyanet teşkilatımız, ‘bu toplumu da davet edelim, onların da bu işten haberleri olsun’ dediler. Bir buçuk kilometrelik bir sofra kuruldu. En az Müslümanlar kadar da Almanlar iştirak ettiler” dedi.

‘AMACIMIZ ONLARI İSLAM’A DAVET ETMEKTİ’

Eski zamanlarda Almanya’da çok fazla Müslüman’ın olmadığını ve bundan dolayı çok zorluk yaşadığını  ifade eden Güneşdoğdu, “Şuanda ardık Almanlardan veya Fransızlardan Müslümanların artık neye inandıklarını, neler yaptıklarını bilmeyen duymayan neredeyse çok az kalmıştır. Ben uzun yıllardır okullardan gelen talebelere camiyi gezdirmişimdir. Pek çok İslam’ı anlatmaya  Alman okuluna gitmişimdir. Bir arzumu hep söylerdim. Derdim ki, şu Hamburg’da camiye gelmeyen bir tane Alman kalmasın istiyorum. Çünkü burası sadece Müslümanların camisi değil, burası Hamburg merkez camidir. Tüm Hamburglular buraya gelebilirler. Sohbet edebilirler, soru sorabilirler. Amacımız o insanları bu yola, İslam’a davet etmekti. Eğer sen kendini tanıtmazsan, başkası seni olmadığın gibi tanıtır” diyerek sözlerini noktaladı. Program Hafız Mustafa Özcan Güneşdoğdu’nun Kur’an okumasıyla sona erdi.

SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ